*

  • ünlü simalarımızdan ömer koç'un yaptığı, tanınmış yazar, sanatçı, devlet adamı vb. kişilerin imzalamış oldukları kitapları biriktirme eylemi.

    bir ornek vermek gerekirse, ekim 2003 itibariyle amazon.com'da orhan pamuk'un benim adim kirmizi adli eserinin imzasiz hali $6.45'e satisa sunulmu$ken, gecen sene pamuk tarafindan imzalanmi$ olan bir baskisi $31.95'e satiliyordu.

    bu koleksiyonun değeri, imzanın sahibi olan şahıs rahmetli olunca bir kat daha artar*. insan gozu gibi bakar yazari tarafindan imzalattirdigi kitaplara.. fakat sanki kitapligimizdaki diger kitaplar canliymi$ da bu imzali kitaplara daha fazla ilgi gosterdigimizi, onlarin uzerine daha bir fazla titredigimizi hisseder ve kiskanirlar..
  • en önemli imzalı kitap koleksiyonlarından birisi yapı kredi sermet çifter araştırma kütüphanesi'nde bulunmaktadır.
  • (bkz: imzalı kitap)
  • yapmaya çalıştığım koleksiyondur.

    şu anda bir tane imzalı incil'im var.

    o yeter sanırım.
  • bu konuda en bilinenlerden birisi haluk oral'dır.
  • zamanında para kazanmak için bir sır vermiştim, hadi buyurun ikincisini de vereyim: nadir ve imzalı kitaplar toplamak (ne aldığınızı, kaçtan almanız gerektiğini biliyorsanız) iyi bir yatırımdır. dün alınan kitabı bugün aynı fiyata bulmak (hatta herhangi bir fiyata bulmak) çok çok zordur dolayısıyla fiyatlar hep artma eğilimindedir. hele ki günümüzde bir behçet necatigil imzası 150 tl civarına alınabiliyorsa, burada bir fırsat var demektir. nadir ve imzalı kitap toplayınız. bu tavsiyem için bana dua edeceksiniz sonra.
  • genellikle ilk baskılardan oluşur. bende de 5-6 kitap var böyle şu anki değerleri 2000 tl falan tutuyor.
  • başladığım koleksiyondur. şimdilik edindiklerim:

    nuri bilge ceylan: http://i.hizliresim.com/vl6e9r.jpg
    nuri bilge ceylan: http://i.hizliresim.com/v0nlbb.jpg

    ferhan şensoy: http://i.hizliresim.com/a38owo.jpg

    john carpenter: http://i.hizliresim.com/ojwanr.jpg
  • sevdiğim kitapları yazarlarından imzalı olarak ağırlayayım düşüncesiyle farkında olmadan oluşturmaya başladığım ve genişlettiğim mini hazinem.

    öyle her gördüğüm yazardan imza alayım da elimdeki arşiv kalabalık olsun çabasıyla başlamamıştım. düşüncem o yönde olsaydı, fuarlarda standları sırasıyla dolaşır, imza avcılığı yapardım. ya okuduğum ya da ilgi alanıma girdiği için okumayı istediğim kitapları imzalatmaya önem gösterdim. hattâ merak ettiğim ama baskısı tükenmiş olan bazı kitapların peşine sahaflarda düştüm, bulabildiklerimi yazarlara imza için götürdüğümde hayretlerini gizleyemedi çoğu; "ya bu baskı bende bile yok" diyen de oldu, o gizlemedikleri mutluluğu kitaba hoş ithaflarla yansıtanlar da. her imza, yazarı, davranışlarını ve çevresini gözlemleyebilmek için birer tecrübeydi aslında, zamanla bunu anladım. örneğin bazı yazarları ve kitaplarını çok sevmeme rağmen, imza esnasındaki tavırları ve okuyucuya yaklaşımları dolayısıyla rafa kaldırıp, imzasını da öylesine ağırlar oldum; bazı yazarlar ise öylesine mütevazı ve saygılı çıktılar ki, iyi ki bunca zahmete katlanıp, bunca vakit harcayıp gelmiş ve kendilerini tanımışım dedim. arşivdeki kitaplar imzaların yanı sıra böyle hatıraları da ağırlıyorlar yani...

    bunlar işin iyi hoş tarafları da, bazen enteresan durumlar da olmuyor değil tabii. örneğin pek çok yazar, adım ve soyadım (babam tarafından özellikle planlanmış bir durum olmamasına rağmen) tevafuken manalı bir bütünlük arz ettiği için, genellikle "adınız-soyadınız gerçek mi, ikinci bir adınız var mı, başka bir adınız var da bunu mahlas olarak mı kullanıyorsunuz" sorusunu sormadan edemiyor. bu soru karşısında çoğu zaman mahcubiyetle açıklamada bulunmak, adımı teyit etmek zorunda kalıyorum; lakin soran kişi mahlas konusunda ısrarcı, alaycı ve hattâ inanmaz bir yaklaşıma kalkıştığında, nüfus cüzdanımı çıkarıp delil olarak mı sunsam diye bir bezginlik hissettiğim de oluyor. neyse ki birinci kısımdaki yazarlarla daha çok muhatap oluyorum da şimdilik sabrımı koruyabiliyorum.*

    bu enteresanlıklar neyse de; imzalı kitaplara kıymet verdiğinizi yakın çevrenizin bilmesinin bazı sakıncaları var. her şeyden önce, o kitapları kendileri de görüp okumak isteyebiliyorlar, sizin verdiğiniz kıymeti vermeyeceklerini düşünmek onlar ve kitaplarınız arasında bir ikilemde kalmanıza neden oluyor. sizi anlamayacak olanlardan kitapları sakınmanız ve korumaya çalışmanız ise çeşitli sıkıntılara ve söylentilere yol açıyor...

    ayrıca, imzalı kitaplarınızdan öyle her yerde, sanki övünülecek bir şeymiş gibi bahsetmekten hoşlanmasanız da bazı büyükler sizi takdir etme niyetiyle de olsa elinizdekileri ifşa edebiliyor, bu davranışlarının ardında çok çok iyi niyetler olsa da o ortamda bulunan başka kişiler garip durumlar ve sorgulamalar içine girebiliyor.

    arşivden böyle bir "bahsedilme" dolayısıyla birkaç yıl evvel haberi olan biri, hâlâ her gördüğü yerde bu konuyu "bahane" ederek iletişim kurmaya çalışıyor ve sabrımı deniyordu. o yetmiyormuş gibi, geçenlerde, yine aynı insanların olduğu bir mecliste söz yine kitaplarıma getirildi, o meclisi takip eden hanımlardan biri de "ben de koleksiyon yapıyorum, benim de yüzlerce, hattâ binlerce imzalı kitabım var!" şeklinde bir çıkışta bulunma ihtiyacı hissetti. zaten öyle ortamlarda parmakla gösterilmekten ve tanınmaktan hoşlanmadığım için, başımı mahcubiyetten gömmek zorunda kaldığım yerden kaldırdım, o hanımın yüzüne doğru baktım, "ben koleksiyon yapma gayretiyle rastgele toplayıcılık yapmıyorum ki. dolayısıyla da kimseyle rekabet içinde olamam, rahat olun" demek istedim, ama ancak sıkıntılı bir sessizliğe gömülebildim yine.

    yine de özel kitaplar-dostlar her türlü zahmete değiyor. ne yapalım, her sevginin bir bedeli var, biz de o bedeli ödemeye devam edeceğiz...
  • beş, altı yıldır yapmaktan son derece mutluluk duyduğum şey. çok güzel bir uğraş çünkü "özel olarak imzalanmış bir kitapla bir mektup arasında çok az bir fark vardır."
hesabın var mı? giriş yap