• bir insanla gorusnek istemediginizi belirtmenin en nazik ve en asagilayici soylenis hali.( bir turku sozu)
  • bu müstesna dize, güldestim* isimli bir türküdendir ki, ne meale, ne melale aşina olmayanlarla dolu kürre-i arzda, hiçbir şeyden anlamayan nesle fena halde aşinayız sendromuna karşı günde üç kere yemeklerden sonra alınsa vallahi iyi olur. amma ancak, yürek* görünce kürek*, can can görünce de köprü altı cam cam serbest çağrışımının ötesinde duranlara mana ifade eder.

    benim sevdalarım yeni filizlenir
    doymasa da toprak can can içinde
    şu kara günlerim yeni beyazlanır
    doymasa da yürek can can içinde.

    gül yüzlü güldestim
    pirim ben sana küstüm
    inan değil sana kastım
    cahille sohbeti kestim
    dost, dost.

    filizlerim kokar gül deste gibi
    bülbül figan eder sanki yasta gibi
    benim deli gönlüm yine hasta gibi
    artar eksilmiyor can can içinde

    gül yüzlü güldestim
    pirim ben sana küstüm
    inan değil sana kastım
    cahille sohbeti kestim
    dost, dost.
  • cok agir bir bitiris cumlesidir. maksadini asar hatta, hayvanliktir. bunun daha yaygin versiyonu icin (bkz: sen bilirsin)
  • (bkz: tim cahill)
  • söyledikten sonra geri dönüşü kolay olmayacak bir ilişik koparma cümlesi olur. açikça karşidaki insana sen bu hayatta faydasız birisin, bende seninle zaman kaybetmek istemiyorum gibi bir şey denmiş olur ki, anlayana çok ağır gelecektir.
  • hüseyin karakuş'un söz ve müziği ile dosta düşmana karşı albümünde ahmet kaya'nın da seslendirdiği türkünün en vurucu cümlesi.
  • belki de bir başlangıç cümlesidir. eğer kişi kimseyle sohbet etmiyorken*** karşısına sohbetin ne olduğunu bilen adam gibi adam çıktıysa eğer, onun can olduğunu anladığı anda şunu söylemesi çok mümkün; inan sana değil kastım, cahille sohbeti kestim bundan uzak durdum diye kendini ifade ederse ömür boyu sürecek dostluğun temelleri atılmış olur.

    (bkz: hediye gibi geldin hoşgeldin)
    (bkz: dostum olduğun için çok şanslıyım)
    (bkz: iyi ki varsın)
    (bkz: iyi ki karşıma çıktın ve iyi ki varsın)
    (bkz: akşam gözlü esmer)
    (bkz: allah bozmasın)
  • ece temelkuran'ın 28/11/2013 tarihli "iyilik ve kötülük üzerine: devrimcilik meselesi" yazısında da bu ifadeye yer verildiği görülmüştür.

    "inan kastım sana değil
    cahille muhabbeti kestim"
    mahsuni şerif

    ***

    yeni bir şey öğrendim. hollanda'da insanlar, tıpkı bizim "onun ipiyle kuyuya inilir mi?" ya da "onun yola çıkılır mı?" derken kastettiğimiz şeyi söylemek için şöyle soruyorlar:
    "iyi biri olabilir ama onun evinde saklanır mısın?"
    amsterdam'da bir evde uzun süre saklandıktan sonra yahudi olduğu için ihbar edilip toplama kampında ölen anne frank'ın ülkesinde bunun ne demek olduğunu tahmin edebilirsiniz.

    bugün bununla, güvenmekle ilgili bir şeyler söyleyesim var... beraber yola çıkmakla ilgili...

    itaatsizlik

    sivil itaatsizlikle ilgili bir yazı istedi ingiliz bir dergi. ben de gezi ile ilgili yazdım. bir çok şey yazılabilirdi. ben şunu yazmayı tercih ettim:
    gezi, bir çok sivil itaatsizlik yazısına konu olabilir ama ben "iyi olarak/kalarak" itaatsiz olmayı, karşı gelmeyi önemsiyorum. sanırım her şeyin ve bütün şartların sizden acımasız, kavgacı, aşağılık, kaba, ceberrut olmayı beklediği bir ülkede iyi olmak, nezaket göstermek, zarif olmak başlı başına devrimci bir tavırdır. insan kalma kararlılığının bir göstergesidir. hatırlarsanız, politik yanının dışında belki de ondan da fazla gezi ile ilgili en çok şu cümle kuruldu:
    "buradaki insanlar bir harika dostum! gazdan kaçarken çarptıkları insanlardan bile özür diliyorlar."
    birbirimize orada aşık olmadık mı? en çok orada "benim gibi insanlar varmış" diyerek bir "oh!" demedik mi? dedik. hatırlayınız. bu, gezi ile ilgili en kolay ve en zor koruyabileceğimiz şey. belki de korumak konusunda en kararlı olmamız gereken şey...

    cahillik?

    "gezi nasıl sürdürülür?" gibi bir mesele sanırım bir çoğumuzun kafasını meşgul ediyor. ben bunun bir yolunun, mahsuni şerif'in dediği gibi "cahille muhabetti keserek" olduğunu düşünüyorum. cahillikten kastım, malum olduğu üzere, okumuş yazmış olmayan değil, gönül sahibi olmayan, sevmekten imtina eden, zarafeti, nezaketi gönül düşürmek zannedendir. güzel söz söylemekten erinendir, kötü söze iltifat edendir. güvenmekten ziyade şüphe etmeyi yeğleyendir. gezi'nin güncel politik önemi dışında böyle felsefi bir mühimmatı vardı: insanlığı, korkmadan (!) gösterebildik, insanlıkla donandık. insanlığın nadiren göründüğü zamanlarda insanlık göstermek de devrimci bir cesaret ister. haysiyetin az bulunduğu zamanlarda insan dik durduğu için enayi gibi hisseder kendini çünkü. ülkenin sadece siyasi değil aynı zamanda ahlaki bir dönüşüme zorlandığı zamanlarda "baskı altında" olanlar olarak birbirimizden nefret etmememiz, birbirimizden şüphe etmememiz pek mühim. bu, ittasizliğin en zoru bir yanıyla. bir yanıyla yapması en kolay, en tatlı.

    çünkü insana yakışan budur. insana yakışandan vazgeçmemek direnmektir.
    çünkü biz birbirimizin evinde gazdan saklanmışız. tanımadığımız insanların evinde yani, yatmışız. hatırlayınız! unutmayınız...

    ece temelkuran, iyilik ve kötülük üzerine: devrimcilik meselesi, 28/11/2013.
  • pek kibar, pek naif ve bir o kadar nüktedan bir tavırla iletişime devam etmeme nedeninin anlatılmasıdır. bu karşındakini tam yermek değildir, çünkü girizgahta kıymet veren cümleler geçer , devamı ise cahile laf anlatmak hadisesidir. ıyisin, hossun, severim yaradandan ötürü, saygi duyarım ama artık sana diyecek kelam yoktur bende demektir . ne guzel demektir ...
hesabın var mı? giriş yap