• -radyo, tv ve videoların ince ayarları vardır, usuldan ayarlarsınız kanalları.
    -(argo) küçük ve ince erkek cinsellik organı. (bkz: bamya)
  • genel hatlarla bir ayar verdikten sonra* en iyi performansi almak icin kucuk oynamalar, kucuk ayarlar yapma durumu.
  • uygulanacagi cihaz/bunye uzerinde en az ayarin kendisi kadar incelik gerektiren ayar turu. i$e yaramadigi durumlarda, bir nevi son care olarak (bkz: nadasa birakmak)
  • (bkz: fine tune)
  • bir konuyu derinlemesine incelemek.
    örn:
    sinema olayına bir ince ayar çekmişim ki aklın durur.
  • orginali "fine tuning" olan ekonomi terimidir. 1940 li yillarin ikinci yarisi ve 1970 li yillar arasinda ekonomistlerin yaptigi hadisedir. keynes* in sozunu dinleyen devlet yoneticileri siddetli bir yatirim arzusuna kapilmis, tarihte bir daha gorulmemis bir buyume yasanmistir. tum dunya ulkleri bu buyumeden nasibini alirken,* g7 ulkelerinin gayri safi yurtici hasilalari* inanilmaz yillik artis oranlarina ulasmistir. iste tam da bu yillarda ekonomistler yillik enflasyon oranlarinin virgulden sonraki rakamlarini bile tahmin edebilme/ayarlama yetisine* kavusmuslardir. ekonomistlerin ekonomiye yaptiklari bu anlik, kucuk mudahalelere* "ince ayar" denmistir. sonra araplar* petrole zam yapti, reagan* baskan* oldu bitti bu guzelim yillar.
  • karakoy-kurtuluş seferini yapan bir iett otobusunun tıklım tıkış olmasından kelli yanında dikilmek durumunda kalınan, kendisini ve otobüsünü rıdvan dilmen zannedip ani hızlanma, yön değiştirme ve frenajlar yaparak içerdeki 80 kişinin merdaneli camaşır makinasındaki kediye dönmesini sağlayan şöföre verilen ayar:

    w: aa.. abi süper ya... kaptan yarış mı vardı bugün? kaçıncı durumdayız? virajlarda komut ver gereken tarafa yatalım daha içerden dönersin...

    kaptan: mnsktmnevldı... tovbe tovbeee
  • fi tarihinde* ders-i haneyi gezgiiinun-u şube-i kadıköy'de bizzat şahit olunmuş bir ayar türüdür.
    maliye dersi başlamıştır ve ilk ders olduğu için hocanın bizzat hazırlamış olduğu özet notların öğrencilere sunulması gerekmektedir.
    maliye hocası danışmayı arar ve notların getirilmesini rica eder. hoca notların gelmesini beklerken sınıfla koyu bir muhabbete dalar, tabi biraz da millete gaz vereyim derken kendide hafiften uçmaya başlar.
    neden sonra, danışmadaki her işten anlayan ve şüphesiz dershanenin en sevilen büyüğü olan güvenlikçi ve levazımcı abimiz, nam-ı diğer dayımız notları fotokopi ile çoğalttırır ve sınıfa çıkartır.
    belki biraz da kendi verdiği gazın yaptığı çakırkeyf kafayla, hocamız notları dağıtımakta olan dayımıza artniyetsiz de olsa iğneleyici bir üslupla sorar:
    - dayı imza karşılığı veriyorsun değil mi bunları?
    hazır kapak dayımız verit en incesinden ayarı:
    - yok hocam sima karşılığı
    sonrası malum,
    sınıf için (bkz: puhahahax0ax0aööuurggdöhööhhhö)
    dayının kuul bakışı için (bkz: don't mess with uncle dayı)
    hoca için (bkz: hebebebehebelehöbe)
hesabın var mı? giriş yap