• adana il sınırları içerisindedir.
  • adana ceyhan karayolu uzerinde bulunan kucuk sirin bir kasaba.
    (bkz: incirlik hava ussu)
  • adana'da incirlik-küçüksaat arasında çalışan dolmuşların ismi. bu dolmuşlarda incirlik civarındaki köylerden gelen vatandaşlarımızla; üsden çıkmış zenci, tabiri caizse at gibi hatunlar aynı koltuklarda seyahat ederler. tam bir çeşnidir. ayrıca bu dolmuşların tarifesi de farklıdır. normalde adana'da tüm güzergahlar aynı parayken, incirlik dolmuşları daha pahalıdır.
  • içinde bolca incir agaci bulunan yerlere verilen ad..
  • amerikalilarin ve west wing'deki generallerin "ensorlik" diye telaffuz ettikleri, amerikan ucaklari icin orta dogu oncesi son durak noktasi
  • facebookta türkiyenin büyükşehirlerinden biri muamelesi gören bir yerleşim birimi. amerikalı askerlere kıyak geçilmiş.
  • girişi, iki yanında barlar, deri eşya, halı dükkanları, bankalar vb. sıralanan bir caddeyle başlar, eski kovboy filmlerinde gördüğümüz kasabalara benzer. biraz ilerleyince de rayları görürsünüz, ortalıkta da muhakkak yol kenarında yürüyen amerikalılar vardır, yani teksas'ta hissetmek normaldir.

    esnafla amerikalıların ilişkisi iyidir**. öyle ki sokaklarda kız başınıza (!) bisiklet sürmek istediğinizde incirlik halkından kimse sizle ilgilenmezken ya da en kötü ihtimalle uzaktan uzaktan bakarken, bir murat 124 içinde, hem de türk şoför garantisi-eşliğinde amerikalılar size yanaşıp camdan yerini sizden daha iyi bildiği crazy horse'u sorabilir. zamanında sırf bunun üzerine uzun sakin çok düşünmüşümdür, biz mi bunları kendimize benzettik, yoksa erkekliğin mayasında mı var diye. tabi askerlerle evlenmeye bakıp amerika'ya kapak atan kızları yok saymamak lazım. ki bu konuda evleneceği adamın adını hatırlayamayan kanlı canlı bir örneğe bile rastlamışlığım vardır.

    öyle arada kalmış, eskinin köyü bir kasabadır incirlik.
  • orada yaşayanlar tarafından lojman ve köy olarak ikiye ayrılmış kasabamsı yer. zamanında her ikisinde de yaşamış biri olarak köy denilen taraf ne kadar çöplük ise lojmanın da o kadar pırıl pırıl olduğunu söyleyebilirim. bu tabirler sadece çevre ve planlama ile ilgilidir. köy tarafında yaşayan siviller için lojmana girmek statü atlamak gibi birşeydir kendilerinde 'ben girdim, gördüm orayı' havası oluşur anında.

    zaman zaman yapılan tatbikatlar yüzünden tüm gün uçak sesi duyarsınız. şehir merkezine inmek için 35-40 dk yol çekersiniz. yolun iki yanına dizilmiş barlar, deri eşya, halı dükkanlarında çalışan çakma amerikalılara (bkz: ultra düşük bel pantolon) katlanmak zorunda kalırsınız. çukurlarla dolu yolları yüzünden başınızı dolmuş camlarına vurursunuz. ama orda yaşıyor olmak, amerikalı arkadaş edinmek de ayrı bir forstu o zamanlar.
hesabın var mı? giriş yap