*

  • "sihirli karatavuk ile karsilastiklari gunden sonra, incredible string band'in hayati tuhaf bicimde degisti. tanyerinin fisiltisindan gunesin fitili sonunceye dek, kutuklerin ustunde, nehrin akintisina karsi ak kopukler sactilar.
    herkesin kutugu ayri, muhtesem altin patates'in armagani, ki sihirli karatavugun yakin arkadasidir kendisi.
    diyeceksiniz ki, her allahin gunu kutuge bindiklerine bakilirsa, nehir boyunca hayli yol almis olmalilar. nedir, maksat uzaga gitmek degil. aksine, sik sik mola veriyorlar, donuyorlar, geldikleri yone dumen kiriyorlar. tepedeki dallardan bir kus egilip, yaz gunesi kadar sicak bir sarki soylerse, duruyorlar, birakiyorlar, kusun sarkisi kalplerinde yankilansin. ormanin herhangi bir sakini de ciksa karsilarina, seve seve muhabbet ederler kendisiyle.
    nereye gittiklerini bilmiyorlar; her neresiyse, vardiklarinda hayli degismis bulacaklar kendilerini, durmadan degisiyorlar cunku. bir bakiyorsunuz: iki kanguru ile bir porsuk. az sonra: bir maymun, bir fil, bir de sican. kutuklerin yarildigina sasmamali.
    gectikleri her yerde kendilerinden bir parca birakiyorlar. darmadagin izlere yakindan bakmadikca, birer sarki olduklarindan kusku duymazsiniz."

    iste boyle soylemisler, ilk plaklarini 1966'da yayinlamislar. clive palmer asya gezisini uzatinca iki kisi kalmislar: mike heron, robin williamson. (clive palmer'in daha sonra yaptigi islere de bakilmali, i.s.b.'den asagi kalir tarafi yok.) "wee tam", "the big huge", "the hangman's beautiful daughter". dinleyenleri almislar uzak ulkelere goturmusler: britanya adalari'ndan hindistan'a, balkanlar'a, kuzey afrika'ya - "dunya muzigi" denen sey bu olsa gerek. 1970'lerin ortasinda scientology hikayesine bulasmislar, sarkilarin tadi kacmis, ayri yollara sapmislar.
    en guzel, en miskokulu sarkilar 1966-71 arasindan. (dogrusu, bu sarkilarin zamani yok. eskimemisler ki hic, tazecik.) syd barrett'i sevenlerin incredible string band'i de sevmesi mumkun.

    kuzenim esasli degisime ugrayacak, bir gun uyanacak ki ne gorsun, kanatlari cikmis. kuzen tirtil, yedi cift bacagin var; kuzen tirtil, ne ise yarar bacaklar? - kucuk bedenimi gezdiriyorum iste, soyle boyle, bacaklarim sayesinde. onceleri, ne ise yaradiklarini bilmezdim, nereden bileyim; kaybedecektim onlari sonunda, nasil olsa. dedim ki ben de bacaklarima, seviyorum sizi, gordugunuz isi. haydi oyleyse, gosterin kendinizi. (...) - "cousin caterpillar".
    sevecek kimsem olmadi hic, n'apayim; uzulmedim, suzulmedim. cici kizlar tanisam dedim, kismet; beceremedim, kismetsizlik. sonra bir gun, tek basima oturmus, "ters giden nedir" diye dusunurken, su komik minik kirpi kostu geldi yanima, iste bu sarkiyi soyledi: sozleri bilirsin, notalari bilirsin, ama sarkiyi layikiyle ogrenememissin; mahzun bakisindan anliyorum, ogrenememissin. (her seferinde kirpi cikagelir, sarkiyi soyler.) - "the hedgehog's song".
    (...) rahminden fiskirdigim toprak kadar kudretliyim. (koro: rahminden fiskirdigi toprak kadar kudretlidir.) nedir, tatli ruyalar goremem hic, tepemdeki koca boynuzlar yuzunden. (koro: tatli ruyalar goremez hic, tepesindeki koca boynuzlar yuzunden.) mööö. (koro: mööö.) (...) - "the minotaur's song".
    (...) kapilarin simsiki kapandigi bir evde dogmusum. (...) kiraz agaci cicek acardi, diz boyu kar. islek caddeye bakardi evimiz, izin yoktu oraya cikmama. bahce duvarina tirmanip otururdum, geleni geceni selamlardim. nasil kocaman gorunurlerdi gozume: merhaba, posbiyik postaci amca. merhaba, gulec posbiyik firinci amca. bayan thompson bir ayicik hediye ettiydi bana, brigitte ile digerleri otururdu ust katta. (...) - "koeeaddi there".
    (...) cadinin sapkasi olsaydim eger, davlumbaz gibi otururdum kafasinda. ucar giderdim, yarasa olurdum. bir oraya, bir buraya, gezer dururdum havada. (...) ip cambazi gibi, yavas yavas, tek tek basaraktan, bade suzerekten... visnelerden kupe yaptim kendime. - "witches hat".
    göl ustunde ordekler: ne guzel yuzuyorlar, cember ciziyorlar. (...) - "ducks on a pond".
    (...) amipler cok kucuk. (...) - "a very cellular song".
  • is bu grubun tum plaklari izi eli hocada mevcuttur.
  • queen of love ı dinlenilesi grup
  • 60'larda çıkan süper grupların başlarında gelir benim gözümde. yanık sesli adam robin williamson'ın yaptığı uçan şarkılara tanıklık etmek için bu grup dinlenmelidir.
  • masal gibi sözlere, müziğe sahip şarkıları vardır bu grubun. psychedelic folk'un en önde gideni, bayrak sallayanıdır. kimse dememiş daha önce ki dememek olmaz, isminin hakkını verecek düzeyde incredible'dır, evet. dinlememezlik yapmayınız, rica edeceğim.
  • hikayeleri, pek çok efsaneye yapımcı olarak iştirak eden joe boyd hatıratı white bcycles making music in the 1960s'de ayrıntılarıyla anlatılan topluluk.

    şurada da sesli bir şeyler mevcut.

    (bkz: u)
  • şarkılarındaki o tonlamalara ve şarkının genel hafifliğine bitilir. farklı ruh halleri içerisinde dinlenmeye uygundur.
    (bkz: a very cellular song)
  • job's tears adlı bir şarkıları vardır. 3 fazdır.
  • air adlı şarkısı beni tüm taşınma endişesi, varoluş sancısı ve benzeri bilimum dertten arındırmış olan bir acayip tonlamalı saykedelik grup.
hesabın var mı? giriş yap