*

  • yarisma programi, boran kaya sunardi. platforma cikan amator yorumcular, seyircinin alkislari oraninda platform uzerinde yukselirlerdi, cikan kazanirdi, alkis azalirsa platform asagi inerdi. komiklik sarkicilik filan falan yapilirdi platformda.
  • safak sezer,semih koc gibi elemanlar burdan unlu oldular..
    ailece izlerdik cogu rezil olur giderdi..
  • ayna karsisinda elinde tarak, billur sesiyle sarki soyleyip kendini ebru gundes zanneden hanim kizla, mahalle arasinda aydemir akbas taklidi yapip kahveye cilgin attiran genc erkegin alisik olmadigi ortamlarda* beceri sergiyip "yar bana biraz san sohret" arayisi. es, dost, anne, baba, tom ve jerry gazina gelip ortama atlayip huner, maharet sergilenir; seyircinin aciyan gozleri altinda iner misin cikar misin platformu bunyeyi toprak altina gommeye baslardi*. rakim duserken seyirci once sefkatla karisik bir allah korusun moduna girer zamanla bir siktir git moduna gecer ve gosteri bu noktada boran kaya sebekligi ile sona ererdi. tamam yarisma bu sekilde islerdi ama hepsi bu mu? bu azap verici yarisma programinin olmeden mezara gomdugu katilimcilara ve ekran basindaki bizlere yasattigi travmalar yuzunden suc orani gun gecmiyor ki yukselmekte. zaten kendine guveni iki goz odadan ibaret olan bu yarismacilarin bir de milyonlarca turk karsinda rezil olduktan sonra donusecekleri insan icin (bkz: carrie)
  • evrim kaniti boran kaya'nin sundugu pekcok unluyu basimiza salmis sikindirik yarisma. ekranlardan silindi gitti de rahat ettik. hidrolik duzenin ustune cikanlarin cogu rezil rusva olup giderlerdi.
  • alkış sesine duyarlı, basit bir hidrolik sistem ile kaldırılıp indirilen bir şeye sahipti. yarışmaya katılanlardan ve yetenekleri ile bizi güldürmeye çalışanlardan çok, yarışmanın temelini oluşturan o inen kalkan aletin hidroliğinin bozuk olması ya da hassasiyet sorunu çekmesi bizi katm katm katılmamıza, çatlayana kadar gülmemize neden olurdu. özellikle yukarıya kaldırırken ani bi şekilde üzerindeki yarışmacıyı yere attıgı ya da o sırada zıplayıp şebeklik yapmaya çalışan bireyin tepe taklak gelmesine neden olan ani çıkışı ile hafızalarımıza kazınmıştır. allah razı olsun.

    iki grupta etkinlikler gerçekleştirilirdi. birincisi komedi dalında, diğeri ise ses dalında idi. komedi bölümünde yeteneklerini göstermeye çalışanların yüzde 90'ı kendilerince iyi taklit yaptıklarını sananlardan ya da bi arkadaşının gazı ile "yaparsın edersin, senden iyisini mi bulacaklar" iteklemeleri ile katılan kişilerdi. en anlaşılmaz olanları ise hayvan taklidi yapıp alkış toplamaya çalışanlardı. "vay be adam ne güzel eşek gibi anırıyo...helal buna...türkiye'nin böyle adamlara ihtiyacı var be...işte be" tepkisini almaya çalışmaları çok garipti.

    ses bölümünde yeteneklerini ayyuka çıkarmak isteyenler ise pek bi acınası idiler. canım yavrum güzelim tadında insanların delicesine heyecanla, dayanılmaz bir titremeyle üzerine çıktıkları o inen kalkan aletin -lütfen yanlış anlaşılmasın*- gözleri görünmeyene kadar aşagılara inmesi ile halen "aaa ooo hey hey" şeklinde şarkıyı mırıldanmaya çalışmaları yürek burkucu idi.

    aralarından sıyrılıp iyi işler çıkaranlar da oldu. mesela bunlardan en göze batanları şafak sezer ve hakan yılmaz oldu. halen başarı ile kariyerlerini süslemekteler.
  • keşke şafak sezer'in yarıştığı hafta o mekanizmanın hidroliği bozulsaymış dedirtmiş programdır.

    ayrıca,
    (bkz: davul şov)
  • 1995-1997 yılları arasında atv'de her cumartesi akşamı çiçek taksi'den sonra yayınlanan, severek izlenen yarışma programıydı.
hesabın var mı? giriş yap