ingilizceden türkçeye direkt çeviri *
-
"boys from downtown: asagi mahalleden cocuklar" şeklinde yanılsamalara sebep olabilecek çeviri yöntemi. kaçınılması gerekir.
-
ingilizceden türkçeye direkt çevirinin en gerzek örneği, john doe ve jane doe'nun aynen aktarılmasıdır. sanki film kahramanının adı buymuş gibi bir hava doğuverir. halbuki, polisin aradığı fakat kimliği belirsiz olan kişilere kısaca (erkekse) john doe, (kadınsa) jane doe denir. yani doğru çeviri her zaman şüpheli ya da aranan kişidir.
-
port (bilgisayar/elektronik terimi olarak) -> liman (itü'lüler bu çeşit çevirilere bayılırlar)
-
sunny side up - sahanda yumurta için söylenir. kitaplara - bana güneşli tarafından bir tane diye geçmiştir.
double: bir çift whiskey -
barda adam screwdriver istiyor, altyazıda "bana tornavida versene"
-
finding forrester = ormancıyı bulmak
burda filmdeki yazarımızın ismi forrester -
mayday - mayıs günü (trt'de yayınlanan bir filmde düşen uçağın pilotunun niçin mayıs günü diye bağırdı bir süre düşünüldükten sonra bulunmuştur)
ben aslında good will hunting filminin türkçesini de iyi avlar diye bekliyordum. yine filmi seyredip çocuğun adının will hunting olduğunu görmek zahmetine de girmemiş olacaklar ki can dostum gibi gayet ortada bir isim seçmişlerdi filme. -
monster's ball -> canavarın ta$haklari mesela ....
-
(bkz: mot a mot)
-
b tipi bir aksiyon filminde ateşli bir silahlı çatışma sahnesi. rambovari elemanın kurşunu biter. yanındaki hatuna
söz: bring me the magazines. quick
altyazı: çabuk dergileri getir
söz: navy seals have solved the issue
altyazı: donanma sorunu mühürledi
seinfeld'de can alıcı bir hata. costanza evlilikten kaçmak için türlü cambazlık yapmıştır. ama susan vazgeçmez. nihayet bölümün sonunda can alıcı replik gelir.
george: what do you think about the wedding then?
susan: i'll go for the chicken
altyazı: sanırım vazgeçeceğim
bölüm biter. zavallı yurdum insanı susan'ın nihayet george'dan vazgeçtiğini düşünür. çünkü değerli tercümanımız "bu sözde daha derin anlamlar var. galiba burada chicken korkak anlamında kullanılmış. evet evet susan evlilikten korkmuş. buldum. aferin bana" demiş, susan'ın aslında kelime anlamı kullanarak* düğün yemeğinde tavuk ikram edilmesini planladığını dile getirdiğini, george'un halen başının belada olduğunu anlayamamıştır. ertesi hafta evlilik hazırlıklarının sürmesine kimse anlam veremez. tercüman kardeşimiz olayın üzerinde durmaz.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap