• bize ne yazık ki balına dunya 3.'su oldugumuzu dank ettiren, 9 mac yapmamıza karsın henuz gol atamadıgımız,bi suru de gol yedigimiz takım...
  • 1966'da ev sahipliği yaptığı ve 16 takımın katıldığı dünya kupasını batı almanya'ya karşı oynadığı final maçının ardından kazanmış takımdır . . . bu onların şu ana dek kazandığı tek dünya kupasıdır . . . normal süresi 2-2 biten maç uzatmaya kalmıştır . . . ama ne uzatma . . . geoff hurstilk uzatma devresinin 11. dakikasında, bugün dahi hâlâ gol olup olmadığı tartışılan ama hakem tofik bakhramov'un santrayı göstermesiyle sonuçlanmış tartışmalı golü atmıştır . . . hurst'un şutu direkte patlayıp gol çizgisinin üzerinde bir yerlere hızla inmiştir . . . ama bununla yetinmeyip 3. ve son golünü, son dakikada atarak kupayı ingiltereye getirmiştir . . . bu zaferin ardından ingiltere teknik direktörü alf ramsey'e şövalyelik ünvanı verilmiştir . . .
  • sayelerinde euro 2004'e gidemesekte en azından turnuvada ruhen takım tutabilmemize neden olan milli takım. sırayla bütün rakiplerini tuttuk. ( fransa, hırvatistan, ve su anda portekiz) ya olmasalardı gercekten sıkıcı olacaktı, senol günes'i her an anıcaktık.
  • defansın sağında neville solunda ashley cole ortada ferdinand ve yeni tony adams john terry, ortada lampard, gerard, beckham, joe cole ilerde owen-rooney ikilisi ile wc 2006 da yarı final beklediğim takım. son yıllarda çok şanssızlar ve nerdeyse her büyük turnuvadan penaltılarla elendiler. şanslı olurlarsa bu kadroyla iyi şeyler yapacaklar gibi
  • ingiltere, futbolun beşiği, kendisine ait oyun stili olan nadir ülkelerden. ada futbolu hızı ve zevkiyle dünyanın belki de izlemesi en keyifli oyun stilidir. çok sayıda pas, kanat organizasyonları, tehlikeli duran toplar ve goller... belki de futbolun tüm güzelliklerini her maçta göstermeye çalışan tek futbol tarzı.

    insan hal böyle olunca bu ülkenin milli futbol takımının da mükemmel olmasını, büyük başarılara imza atmasını umuyor, dahası öyle olması gerektiğine inanıyor. ingilizler, genç gelen yıldızlarla pekiştirilmiş bir futbol dünyasına sahiptir. zaman içinde inanılmaz büyük yıldızlar çıkarmışlardır. onlar futbolu bir hayat felsefesi olarak benimsemiş, bu işi masöründen menajerine kadar en kaliteli ve profesyonel biçimde uygulamışlardır.

    benim değinmek istediğim konu ise bu ülkenin milli futbol takımının katıldıkları kupalardaki başarısızlıklarıdır. başarısızlık derken başarı kavramını açıklamak lazımdır. yıllardır başta brezilya olmak üzere, ingiltere, fransa, almanya, italya, ispanya, arjantin gibi ülkeler, katıldıkları kupalarda bir tek hedefe sahiplerdir "şampiyonluk". özellikle doksanların ikinci yarısında fişek gibi ortaya çıkan fransa ve çok uzun yıllardan beri futbol dünyasını domine eden brezilya bu hedeflerine ulaşmaktalarsa da diğer ülkeler bu başarıdan uzak kalmaktadır.

    italya nın defansif oyun tarzı ve ispanya da mevcut olan alt-üst kimlik çatışmaları, kupayı kazanma hedefinde zaten onların dezavantajı olarak tüm dünyanın bildiği gerçekler. ancak asıl anlam verilemeyen, ülke olarak futbolla yatıp futbolla kalkan, maç ayrımı yapmadan stadları dolduran, iyi bir takıma sahip olan ingilterenin başarısızlığıdır.

    kaleci olarak paul robinson ve david james ikilisi takımın en zayıf halkası olarak göze çarpıyorlar ki onların da çok çok kötü kaleciler olduğunu söylersek yalan söylemiş oluruz, vasat kaleciler diyebiliriz.

    savunmada önce göbek ikilisi dikkati çekmekte, rio ferdinand, wayne bridge, john terry ve sol campbell dörtlüsünden hangi ikisi olursa olsun mükemmel bir defans göbeği oluşturmaktalar. sol kanatta dünyanın en hızlı ve iyi sol beklerinden ashley cole dikkat çekerken, sağ kanatta manchester united'ın kaptanı gary neville istikrarlı bir performans sergiliyor.

    orta sahanın sağında, çok tartışılmasına rağmen kalitesini ispatlamış david beckham ve joe cole göbeğinde frank lampard, mevkisinin dünyadaki tartışmasız lideri steven gerrard, tecrübeli oyuncu paul scholes gibi isimlerin yanı sıra, sol kanatta jermaine jenas hızı ve tekniğiyle ön plana çıkmakta.

    forvet hattında ise liverpool dayken yıldızı bir dünya kupasında parlayan newcastle united forveti michael owen ve manchester ın genç yıldızı wayne rooney ilk 11 in muhtemel oyuncuları. bunun yanısıra liverpool un 1.98 lik forveti peter crouch ve tottenham hotspur un başarılı forveti jermaine defoe bulunmakta.

    başlarında başarılı teknik adam sven goran eriksson bulunan ingiliz milli takımı kadro itibariyle şampiyonluk yarışındaki çoğu rakibine göre daha avantajlı olmasına rağmen, kimi zaman penaltılar , kimi zaman usta işi bir frikik veya kimi zaman basit bir şekilde yenen bir gol ile finale bile çıkamamaktadır.

    edit: jermaine jenas yazmışım defoe yerine, neden diyeceniz 3 gündür almaya calısıyorum fm de gelmedi, kafa gitmiş -şrfsz- e kusura bakmayın:)
  • tek dunya kupasi zaferini bir isci partisi iktidarinda yasamislardir.
  • yarin baslayacak ve biz futbol icin yanip tutusan yurekleri, bir karnavalin bir solenin icine surukleyecek dunya kupasinda en inandigim ekip bu ingiliz milli takimi.. simdi brezilya hatirladigim hicbir dunya kupasinda gorulmedigi kadar acik favori buna eyvallah(zaten hucum hattina baktigimizda kaka-adriano-ronaldo-ronaldinho gibi terbiyesiz bir tablo var, amanin sabahlar olmasin). ancak ben adalilarin brezilya'nin bu hayvani ofensif takimini onlara nazaran daha dengeli ve savasci yapilari ile durdurabilecegine inaniyorum. kadroya baktigimizda sahaya yayilacak 32 takim icinde merkezi en saglam takim kesinlikle ingiltere gozumde. defansin merkezi rio ve terry'e, orta alanin merkezide bence konumlari itibari ile dunyanin en iyi 2 oyuncusu gozuken lampard ve gerrard'a ait. kanatlarda becks ve israrla oynamasini diledigim downing(gerci erikson buyuk ihtimalle ufak joe'yu forvet arkasi dusunmeyip sola koyar ve beni evde gozyaslarina bogar ama) forvette crouch ya da owen ile en azindan gruplardan sonraki asamaya yetisecek bir rooney ile son yillarda gordugum en iyi ingiliz milli takimi karsimizda. sorunlar yok mu elbette ki var ozellikle ciddi hazirlik maclarinda gordugumuz uzere sikisan oyunlari acabilecek yaratici oyuncu sorunu en buyuk handikaplari bu noktada gozlerin cevrilebilecegi tek isim belki de joe cole ve iste burda erikson'un hayati bir karari ingiliz milli takiminin kaderini etkileyebilir.. joe cole'u sola hapsetcegine lampard ve gerrard gibi iki savascinin onunde tek forvetin arkasina koyar ve ortayi 5'lerse ve bu 5'linin solunda bizi stewart downing'den mahrum birakmazsa, ekstra dinamik her rakibine azap olabilecek bir ingiltere izleyebiliriz.. kalpler tabi ki arjantin'le, buyuk favori de tabi ki brezilya.. ama ingilizler bu sefer yapabilir!! bekleyelim, gorelim..
  • son zamanlarda hiç görmemiş olsam da özellikle wembley'de oynanan maçlarda ingiltere milli takımının teknik direktörü, maçın ilk yarısını tribünden izlerken, devre arasında gerekli değişiklikleri yaparak ikinci yarıyı kulübeden takip ederdi. bu olayın nedeni de tribünden izlerken, oyunu çözmenin daha kolay olmasıdır. bu davranış, şu an adı aklıma gelmeyen bir teknik direktörle başlamış ve sonradan adet haline gelmişti. sanırım eriksson'dan sonra bu adet rafa kalktı.

    hirondelle'den gelen edit: bu adeti başlatan kişi büyük ihtimalle ron atkinson'mış
hesabın var mı? giriş yap