*

  • antoine de saint exupery nin turk okurlarinca pek bilinmemekle birlikte "kurgulanmamis kucuk prens" tadinda kaleme aldigi mukemmel yapitidir. turkce ye insanlarin dunyasi adiyla cevrildi. vedat gunyol* ve tahsin yucel* cevirilerini piyasada bulmak mumkun.

    sanirim alegorik bir uzun oyku olarak kabul edebiliriz bu kitabi. savas pilotlugu yaptigi donemden bir kesiti oykulemis exupery. yazdiklarini yasadiklarindan birebir olarak mi aktarmis, bilemiyorum. eger oyleyse bu adam pek coklarinin yakinindan gecemeyecegi rastlanmadik bir yasamdan gene pek coklarinin beceremeyecegi edebilikte ve yalinlikta romanlar cikarmis. bu kitaptaki yazarlik ve filozofluk performansini kucuk prens tekine esdeger buluyorum ben. mutlaka okunmali.
  • küçük prens sevenlerin ne yapıp edip bulması gereken kitaptır. yankı yayınlarından baskısını kadıköy sahaflarının en üst raflarında buldum ve altı çizili cümleler:

    "dünya bütün kitapların öğrettiğinin çok daha fazlasını öğretir bize. çünkü direnir bize karşı. insan engelle boy ölçüştüğü zaman tanır kendini."

    "başkalarının başardığı bir şey her zaman başarılacak bir şeydir."

    "şimdi seni meydana getiren balçık kuruyup sertleşti, benliğinde uyuyan müzisyeni ya da ozanı ya da belki bir zamanlar benliğinde yaşamış olan astronomu kimsecikler uyandıramaz artık."

    "önemsiz ya da mutsuz olan olmuştur artık."

    "insanı kurtaran bir adım atmaktır. bir adım daha... aynı adımı atarız, durmadan..."
  • kanımca en baba cümlesi şudur:
    "... öyle anlaşılıyor ki eklenecek bir şey kalmadığında değil, çıkarılacak bir şey kalmadığı zaman erişiliyor kusursuzluğa."
  • bir kaç yıl önce kadıköy'de varlık yayınlarından çıkmış bir kopyasını bulabildiğim kitap. saint-exupery'nin, pilotluk döneminde yaşadıkları üzerinden dünya görüşünü anlattığı harika bir eser.
  • not aldığım yerlerden biri:
    "yaşamın yaşama böyle güzel ulaştığı, çiçeklerin yelin yatağında çiçeklere karıştığı, kuğunun bütün kuğuları tanıdığı bir dünyada, yalnızlık duvarlarını yalnızca insanlar örüyor. ne büyük bir uzaklıkla ayrılıyor ruhsal yanları birbirinden!"

    bir diğeri:
    "gerçek, kanıtlanan şey değildir. portakal ağaçları başka bir toprakta değil de bu toprakta sağlam sağlam kök salıyor, bu toprakta meyvelerle doluyorsa, portakal ağaçlarının gerçeği işte bu topraktır. insanı bir başkası değil de bu din, bu kültür, bu değer düzeni, bu eylem bu dolulukta destekliyorsa, onda kendi kendinden habersiz, büyük değerleri gün ışığına çıkarıyorsa, bu değer düzeni, bu kültür, bu eylem insanın gerçeği olduğu içindir. ya mantık? mantık yaşamı kavramaya çalışsın."

    ve bir diğeri daha:
    "deneyim, sevmenin birbirimize bakmak değil, aynı yöne birlikte bakmak olduğunu gösteriyor bize. insanlar aynı tepeye tırmanmak için aynı ipte birleşiyorlarsa, ancak o zaman söylenebilir arkadaş oldukları, o tepede ulaşırlar birbirlerine. yoksa, tam bu rahatlık çağında, çölde son azıklarımızı paylaşmaktan ne diye dopdolu bir sevinç duyacaktık böyle? bunun karşısında toplumbilimcilerin öngörüleri kaç para eder? sahrada düşmüş uçakları kurtarmanın sevincini tatmış olanlarımızın hepsi de, başka her türlü hazzı boş bolur."
  • antoine de saint exupery abimizin anlatımda kullandığı dile hayran kaldığım pek güzel bir başucu eseri.
  • "yalnız para kazanmak için çalışırken, zindanımızı kendimiz inşa ediyoruz. yaşamaya değer hiçbir şey sağlamayan o değersiz paramızla kendi kabuğumuza çekiliyoruz."
  • kitaptan...

    * fırtınalar, sis, kar, bazen canını sıkacaktır, o zaman senden önce bu durumla karşılaşanları düşün ve kendine şöyle de: başkalarının başardığı şeyi, ben de her daim başarabilirim.

    * bir meşe fidanı dikip hemen sonra gölgesinde dinlenmeyi beklemek boşunadır.
hesabın var mı? giriş yap