• yerindelik, hedeften vurus. bundan dolayıdır ki zaten isabet tamdır, tam isabet bostur.
  • burnumun en ucuna mini mini puntolarla yazdırarak yaptıracağım dövme bu.
    evet yusuf, hiç değil, burnumun ucundaki minik yazıyı okumaya çalışan gözlerim isabetli bir duruş yakalar şu naçar ömrümde. başka türlü olmayacak çünkü belli oldu.
    isabet ettirdiğim en son şey çıktığım yer olmuş galiba ki, ''çakmağı atsana'' diye başlayan her süreç, kasten müessir fiil suçunda sanık sıfatı giymemle neticeleniyor. savunmam da hep aynı ha; kasten mi? aşk olsun :/
    çakmak yine iyi gerçi, ''sanığa isnad edilen suç aracı kumandanın adli emanetçe müsadere altına alınmasına...'', konulu arar kararı olan dilekçelerde de geçti adım. suç başkaydı ama bu sefer, tck ile değil de annemin tanımıyla geçti tutanaklara ''ay evi başımıza yıkacaktı bi kumanda atarak manyak'' suçu.
    ben ki, balkonda otururken yediği elmanın koçanını arkasına doğru öööylesine fırlatınca baykuş vuran bir babanın kızıyım. burnumun ucuna bakarsam, geçer belki bu ayarsızlığım.
  • (bkz: musibet)
  • "(...) bazı zamanlar tüm yahudileri (kendimi de) toplayıp çamaşır dolabının çekmecesine tıkmak istiyorum. biraz bekledikten sonra çekmeceyi hafifçe aralayıp boğulup boğulmadıklarına bakmak, eğer boğulmadılarsa çekmeceyi tekrar kapatıp onlar boğulana kadar bu işi sürdürmek istiyorum." franz kafka - briefe an milena
    [1920 yılına ait şu imgelerin isabetine ve geleceği görme, kehanet değerine bir bakın hele.]

    (bkz: isabetli), musib
    (bkz: ilmek/@ibisile)
    (bkz: tutturmak)
  • (bkz: bokeh)
  • arapça i?abet kökenli bir kelime. tanımı hedefe varma, hedefi vurma
hesabın var mı? giriş yap