• ismail hüsrev tökin (1902- 1994) kadro dergisi yazarlarındandır. yakup kadri karaosmanoğlu, vedat nedim tör, şevket süreyya aydemir ve burhan belge ile kadro'nun kurucu kadrosundadır. 1922-25 yıllarında moskova'da doğu üniversitesi'nde öğrenim görür, aynı okulda okutman olarak çalışır. türkiye'ye döndükten sonra bir alman ihracat firmasının türkiye temsilciliğinde çalışır. bu iş sırasında köylülerin durumunu yakından müşahade etme şansı bulur. bu araştırmaları daha sonra türkiye köy iktisadiyatı çalışması için kullanacaktır.

    sümerbank'ın çıkardığı konjonktür dergisi'nde yazıları yayımlanmış, çeşitli devlet kurumlarında çalışmıştır. 1940-42 arasında sohbet ve doğuş adlarında iki dergi daha çıkarır. iktisat nasıl okutulmalı, müdafaa ekonomisi, ekonomik coğrafya, cumhuriyet halk partisi'nin iktisat siyaseti, ismet inönü'nün şahsiyeti gibi eserleri vardır.

    kendisi kabul etmese bile halk iştirayükün fırkası ile ilişki içinde olduğu iddia edilmektedir.

    kaynaklar:

    "kendi kaleminden ismail hüsev tökin", türkiye köy iktisadiyatı içinde, istanbul: iletişim, s. 1-2, 1990.

    mustafa türkeş, kadro hareketi: ulusal solcu bir akım, ankara: imge kitabevi, s. 231-232, 1999. ayrıca yine mustafa türkeş'in iletişim'den çıkan modern türkiye'de siyasi düşünce serisinin kemalizm cildindeki kadro hareketi yazısına bakılabilir.
  • ismail hüsrev 1902 yılında istanbul’da dünyaya gelir. baba tarafından çerkez kökenli ve sarayda çalışan bir aileye mensuptu. babası almanya’da silah üretimi konusunda eğitim görmüş ve uzun yıllar çeşitli avrupa ülkelerinde silahlar üzerine çalışmalar yapmıştır. istanbul’a döndükten sonra fevzi çakmak’ın dikkatini çekmiş ve kendisine silah üretimi üzerine görev verilmiştir.

    ismail hüsrev lise öğrenimine kadar eğitimini istanbul’daki avusturya ticaret lisesi’nde tamamlar. istanbul’un işgalinin yarattığı korku nedeniyle annesi ve kardeşleriyle beraber bulgaristan’a göç ederler. ismail hüsrev burada çeşitli politik akımlarla tanışır (komünistler, sosyalistler, anarşistler) ancak tavrı net değildir. burada fazla durmaz, istanbul’a dönüp eğitimini tamamlar. kayseri’de bulunan babasının yanına gider ve orada öğretmenliğe başlar. bunun yanında onun ideolojik yönelimleri kayseri’de belirginleşmeye başlar. burada bulunan sol harekete katılır. türkiye halk iştirakiyum fırkası’na girer ve çeşitli şehirlerde partinin örgütlenmesi için çalışır. sonrasın da sovyetlere eğitim amacıyla gitmeye karar verir. yasal yoldan gidemeyince bir arkadaşıyla birlikte kaçak olarak moskova’ya gider. moskova’da önce 4. komitern kongresi’ne türk heyetinde delege olarak, tkp’nin temsilcisi sıfatıyla yer alır. ismail hüsrev bu kongrede tiçsp’yi temsilen gelen vedat nedim (tör) ile de tanışır.

    ismail hüsrev 1922 yılından itibaren doğu emekçileri komünist üniversitesinde iktisat fakültesinde eğitime başlar. amacı marksist formasyonunu tamamlamaktır. burada aynı amaçla bulunan nazım hikmet, şevket süreyya, vala nurettin’le yakın arkadaşlık, yoldaşlık ilişkisi içerisine girer.

    hüsrev, başarılı bir öğrencilik döneminden sonra öğretim üyesi olabilme hakkını da kazanarak mezun olur ve 1925 yılı başında türkiye’ye dönüş yapar. pasaportsuz ülkeye girdiği gerekçesiyle göz altına alınır. babasının gayretleri ile 6-7 günlük gözaltından sonra serbest bırakılır. serbest bırakılmasından bir süre sonra sovyetlerde öğrenimi sırasında milli kurtuluş savaşı ve türkiye üzerine yaptığı değerlendirmelerin etkisiyle, komünist hareketten ayrılma kararı verir. ona göre türkiye bir köylü memleketidir. komünizme uyum teşkil etmemektedir; ayrıca bu geri durum ona ancak başka güçlerin, ki burada herhangi bir kapitalist ülke ile komünist ülke arasında fark yoktur, uydusu haline getirecektir. türkiye’nin nesnel koşulları komünist bir inşaya hiç uygun değildir. bu yüzden ismail hüsrev’e göre kemalist iktidarın yaptıkları ilerleme adına alkışı hakketmektedir. bu düşüncenin oluşmasında özellikle sovyetler dönüşünde ülkede esen milliyetçi hava büyük oranda etkili olur. diğer yandan solculara yönelik baskının artmasının verdiği korku da bu dönüşümünde bir diğer etkendir.

    askerlik görevini yaptıktan sonra çeşitli dergilerde yeni ideolojisine uygun olarak yazılar yazmaya başlar. örneğin yazılardan biri hayat adlı dergide 1927 yılında yayınlanan “sanayi siyasetimiz” başlıklı makaledir. 1930’dan itibaren de hakimiyeti milliye gazetesinde makaleleri çıkmaya başlar.
  • osmanlı'nın toplumsal yapısı konusunda yerinde görüşleri olan yazarımız:

    ''geniş topraklara hükmeden ve kırsal üşgücünü sömüren egemen bir sınıfın, feodallerin toplumsal düzeni idi'

    osmanlı tarihinin sadece ''sultanların maceraları''nın masalları olmaktan kurtarılması yerine ''osmanlı tarihinin toplumsal yönlerini bağımsız olarak ve kendi özel koşulları içinde araştırması'' gerektiğini vurgulayan ilk türk yazardır.
hesabın var mı? giriş yap