• ibranice diplomasi için kullanılan uluslararası bir dil olmamasından dolayı gayet normaldir. gerisi sığ populizm. aç israil türkiye konsolosuna telefon "baba be bir telefona üfler misin?" de bakayım sana ne cevap veriyor.
    edit: şansıma sıçayım israil büyükelçisi türkiye doğumlu çıktı.
  • gözlerimin parlamasina neden olmustur. ben de isvecce bilmiyorum, isvec büyükelcisi olmak istiyorum.
  • hayatları boyunca 4 senede bir yer değiştiren büyükelçilerimizin dil bilmesini beklemek bence daha abes bir durumdur. bir büyükelçinin ortalama 30 sene yurtdışında çalıştığını varsayalım. 7 farklı ülkede bulunması olasıdır yani. 7 dil. adamların işi orada türkiyeyi temsil etmek mi yoksa dil kursuna mı gitmek? siz hele bi 2. yabancı dili çözün öyle eleştirin efenim

    edit: 2 örnek vereceğim, birincisi hindistan. hindistanda toplamda hindu ile birlikte 27 dil konuşulmaktadır. o da belli başlı bir ülkedir. büyükelçi 27 dili de öğrensin mi yani?
    veya çin'i ele alalım. zibilyon tane lehçe var adamların memleketinde. hareket dili dahil. misal biz türkiyede kafayı geriye atıp "cık" yaptık mı, bunun hayır olduğunu anlarız. araplar da dahil buna. ama bunu gidip batılı ülkenin bi vatandaşına yapsan anlamaz. eğer amaçları kötüyse bunu her türlü yaparlar. bizim elçimiz ordaki dili çok iyi bilse de bilmese de.
  • oncelikle soylemek isterim ki isvec buyukelcisi muhtemelen isvecce bilmiyordur, ispanya buyukelcisi ispanyolca bilmiyordur. tabi ki bilse iyi olur, ama bir diplomatin yabanci bir ulkeye atanmasi, buyukelci olmasi icin orada konusulan dili bilmesi gerekmez. turkiye'deki hangi yabanci buyukelci turkce bildigi icin turkiye'ye tayin olmustur sizce? evet bilenler var ama hepsi geldikten sonra ogreniyorlar. onemli olan diplomatik vasiflardir.

    sayin celikkol'un da soyledigi gibi kimse ama kimse turkiye cumhuriyeti buyukelcisini 'ben onlari alcak koltuga oturttum, zaten yuzumuz de gulmuyor bakin' diye asagilayamaz. zaten boyle bi seye yuzu olsaydi ingilizce konusurdu, hem de kameralarin onunde. ayrica ulkenin disisleri bakani ve turkiye cumhuriyeti buyukelcisinin gorusmesine neden o kadar kamera cagirilmis? boyle is mi olur? diplomatik gorusmeye ne zaman kameralar cagirilmis da haberimiz yok?

    ayrica soylemeden edemicem bi ulkenin disisleri bakan yardimcisinin makam odasi oyle mi olur be? iki tane dandirik koltuk bi sehpa falan. once kendi durumunuzu duzeltin, bi ulkenin buyukelcisini, o ulkenin cumhurbaskanini temsil eden, 'ekselanslari' diye cagirilan birini oyle odada mi kabul ediyorsunuz?

    siz daha cok ugrasin. turkiye cumhuriyeti'ni, turkiye cumhuriyeti buyukelcisini kimse kucumseyemez. anca kendi seviyelerini belirttiler alcaklar.

    ayrica rica ederim, turk gencleri olarak ulkemizin degerlerine sahip cikalim. disisleri bakanligi turkiye'nin en saygin kurumlarindan bir tanesi. diplomatlarimiz bulunduklari noktalara kolayca gelmiyorlar. bir diplomat buyukelci olmak icin ortalama 25-30 sene bakanlikta calisiyor.yok efendim bizimkiler oraya oturmaya gitmis, vucut diliyle anlasiyorlarmis. bilmemne. ' tercuman korece usutunden tercume edirmus falan filan. azicik sayginiz olsun bu insanlara karsi. kimse burada gazetelere yansimis bi olay yuzunden ahkam kesemez turkiye buyukelcisine ya da diplomatina. onlar bu ulkenin cikarlarini, milli degerlerini gozetmek icin herkesten fazla calisiyorlar. turkiye cumhuriyeti diplomati sizin gazetelerde gordugunuz politikacilara ya da ortalama devlet memuruna benzemez.

    oyle olsaydi yurt disinda 'ekselanslari/his excellency' diye karsilanmaz, dunya liderleriyle ayni masalara oturtulmazlardi.
  • turkiyede elciligi bulunan tum ulkelerin diplomatlarinin turkce bilmek gibi bir zorunlulugu olmadigi gibi bizim diplomatlarimizin da gorevli olduklari ulkenin dilini bilmek zorunda olmadiklari aklimizin bir kenarinda bulundurulmalidir ancak anlamadigimiz seylere tebessum etmenin de basimiza bela olabilecegi bu vesile ile bir kez daha hatirlatilmistir. haa peki kucuk hesaplar pesindeki, madden zengin olsa da bir turlu asagilik kompleksini yenememis toplumlarin ilkokul ogrencisi zeka duzeyindeki, kendi yaricaplarindaki eglencelerine alet olmaktan kurtulabildik mi? maalesef hayir...
  • yanında tercümanını bulundurmayı akıl edebilmesi halinde sorun teşkil etmeyecek durumdur.
  • ibranice bilmemesi sorun değil de, en azından küfürleri öğrenseydi iyi olurdu. o önemli.
  • sorgulanmaması gereken bir durum. zira bilmek zorunda değildir. eğer türkiye botswana da bir büyükelçilik açarsa müstakbel botswana büyük elçisi de botswanaca bilmek zorunda değildir. oradaki öküzlük israil bakan yardımcısının ibranice konuşmasıdır.

    yabancı bir ülkeye gittiğinizde size yapılabilecek en büyük ayıp her iki tarafında konuşabileceği ortak bir dil olduğu halde ev sahibi olan tarafın sizin yanınızda bu dili değil de sizin bilmediğini kendi dilini konuşmasıdır. zira tecrübe etmiş olanlar bileceklerdir ki onların dilini bilmeyen taraf onların kendi aralarında ki gülüşmeleri ya da tepkileri net bir şekilde takip edecek ve "acaba ne dedi", "yanlış bir şey mi yaptım", "benimle mi dalga geçiyorlar", "mal mı lan bunlar neden kendi aralarında konuşuyorlar", "biz adam değil miyiz?", gibi gibi sorular soracaktır.

    bu sadece diplomatik bir ayıp değildir. direk öküzlüktür. ordaki israilli dallamanın direk art niyetidir. çok seviyesizce yapılmış bir harekettir.

    hayatınızda kaç tane ibranice bilen adam tanıdınız da büyükelçinin ibranice bilmesini bekliyorsunuz? sonuçta israil sadece 60-65 senelik bir memleket. sürekli çatışma halinde diasporası olmasa kendi ayakları üzerinde durmaktan aciz bir memleket. neden ilgi duyayım ben ibranice'ye.

    ancak olay daha en baştan çözülemez miydi? çözülürdü. adam bekletmiş, tokalaşmamış, vs. vs. bunlar ince elenip sık dokunsaydı orada yapılması gereken ibranice konuştuğu esnada "ibranice bilinmediğinin belirtilmesi ve neden ingilizce konuşmadığının sorulmasıydı."
  • çok büyük gaf tır. bir elçi her nereye gidiyorsa o ülkenin lisanını bilmek zorundadır. bundan büyük bir temel ihtiyaç olabilirmi? adam sana ne derse desin kulakların duyar ama ruhun duymaz. ne dediği konsunda bir fikrin olmaz.
    çuvallayan dışişlerinin son golü de denebilir.
    (bkz: ibranice bilmeyen elçi)
  • her zaman savunduğum kriterdir devlet adamlığında, diğer dillerde sorulan soruları ve söylenenleri anlayacaksın ama kendi dilinde cevap vereceksin. bu tür durumlarda kalmamak içinde bu gereklidir. nitekimdir ki, güzel türkçemizde yüksekte oturanları dibe geçirecek bir sürü söz var!..
hesabın var mı? giriş yap