*

  • bir "kitapçıya gidip, hiç tanımadığım yazar ve hakkında hiç birşey bilmediğim bir kitapla araya taraya tanışayım" gününde, artık "ne zaman kovulucam acaba" diye düşünecek kadar vakit geçirmişken gözüme ilişen, daha adından "eğlenceli yarı gerçekler" barındırdığını anlatan bir kitap olarak karşıma çıkmış kitaptır.

    aslında bahane idi, benim amacım taksimde açık havada bir bira içerken, etraftan kaçacak delik niteliğinde bir kitap bulmaktı...

    hani kitaptan kafamı da kaldırıp hayata bakayım, ama geri döndüğümde kaldığım yer "ha ne diyodu lan bu adam/kadın" olmasın hafifliğindeydi aradığım şey... ve bu nitelikte bir seçim olarak girdi üzerinde miki fareler ve diğer disney canlıları olan minik bir torbanın içine...

    böylece kendisiyle beraber nevizade akdeniz taburelerine kadar yürüdük bu kitabın... ilk bira söylendi, kitaba göz atılmaya başlandı... fakat o da ne? tam olarak bahsettiğim hafiflikte bir dille yazılmışken, etraftan soyutlacak kadar keyifli sohpetlerin içine çekiverdi beni kitap... kitabın içindeki karakterler akdenizde bulunan diger taburelere oturmaya başladı...

    sanki, "meraba, istemeden kulak misafiri oldum" demek istediğiniz sohpetler döndüğünde çekilen, tatlı bir işkence benzeri birşey yaşatmaya başladı artık bana!!! bir yandan okuyup, bir yandan sohpetlerine girme, masalarına oturma bahaneleri üretmeye başlamıştım içimde... öyle ki biramin bittiğini servise gelen garsondan öğrendim... genelde biram bitince ben onlara bakınırım ördek misali... onların farkedeceğini bekleyecek kadar vakti göze alamam...

    ardından sevgili bir arkadaşımın telefonumu çaldırıyor oluşu ile bir "alaska frigo" donemi girdi arasına kitabın... ciddi anlamda arasına girebilen tek şey bu oldu aslen... zira birami tazemeleye gelen insan benden sonra onların masalarindaki kültablasini boşaltmıştı, beni dünya zamanıyla olan bitene çekememişti kitabın içinden...

    neyse efendim... arayan sevgili arkadaşın evinde sohpetler muhabbetler yemekler sırasında da lerzan ve neyan aklımdalardı, leventi pek kale almıyordum nedense, kendi dünyasında yaşayan, boş vakitlerinde olmamışları oldurmaya kurgulanmış zekası sayesinde komik bir adamdı gözümde ama kale almıyordum işte... fakat beklemek zorundaydik hepimiz, dünya zamanında olan bitenden memnundum ben, onlarda keyiflerine bakmışlardır o süre içinde... yine de varlardı...

    sonra tekrar girildi dünyasina, bu kez biricik arkadaşımın evinin camı önündeki boğaz manzaralı bölümde, fiskos masasi ortalarinda kremali kahvelerini icerek geldiler, cok eglendik... bazen hüzünlendim de ama felekle derdi olmayan insanların
    gülümsemesi ayrıdır bu hüzünlere, öyle gülümsedik... hele lerzanın rüyalarına, 5 er kahve tükettik eşliğinde o sohpetlerin...
    neyan aramadı o aralar belki leventle pek sevdikleri restoranlarındaymışlardır o sıralar, yada araştırmasının içine gömülmüştür... kötü olsa haberimiz olurdu...

    sonlarına gelirken biraz yavas okuyama basladim... ama sonunda bitti...

    iste boyle de bir kitapti "yazarın ilk kitabı"...
    sadece sonundaki dilenciye davranışa bir tek kaşım kalktı o kadar...

    bir keyif kitabı olarak geçti benim milli kütüphanemin, o rafta bulunan kitaplarının başucuna...

    --- spoiler ---

    "hayat birşeyleri biraz saçmalamadan ayırt edemeyeceğimiz kadar karışık artık"

    "boşver, saçmalamak hiçbirsey yapmamaktan iyidir"

    ------------------------------------------------------------------------------------

    birşeyi basit anlatmak lazım, brezilya dizilerindeki gibi on soru sormam en azından

    alfonzo neden gelmedi terasa?

    alfonzo nun neden gelmediğini mi soruyorsun maria?

    aslında sormak istediğim alfonso nun neden gelmediği terasa

    aslında sormak istediğinin alfonso nun neden gelmediği oldugundan emin misin maria?

    alfonso nun neden gelmediğini sorduğumdan neden emin degilsin terasa?

    alfonso nun neden gelmediğini sordugundan eminim maria

    emin olmadığın nedir teresa?

    alfonso nun neden gelmediği sorduğumdan emin olmadığın maria

    alfonso nun neden gelmediğini sorduğumdan emin olmadığımdan emin misin terasa?

    alfonso nun neden gelmediğini sorduğumdan emin olmadigindan emin degilim maria

    - alfonso neden gelmedi ulan?
    tövbe tövbe

    ------------------------------------------------------------------------------------

    - sonra ne oldu da aynı aptallığı görmezden gelmeye başladın?

    "bir adamla bir odanın icinde sadece huzurlu oturmanın ne demek oldugunu biliyor musun?" dedi

    "...."

    "peki hadi odanın içinde huzurlu oturuyorsun diyelim. fakat bu nasıl bir huzurlu oturmadır ki bir anda darmadağın olabiliyor.

    seni bu denli üzebiliyor, prefabrik bir huzur mudur nedir bu?

    yine güldü

    "iste bu!" dedi.. "yakaladığım fakat elimde tutamadığım bir huzur"

    "elinde tutamadığın için gaza geliyorsun zaten. elinde tutsan bir süre sonra kurtarın beni bu huzurdan diye bağırırsın"

    ------------------------------------------------------------------------------------

    basarısızlıklarımızı neden ebeveynlerimize yüklüyoruz? tembellik degil mi bu? insanın bir dogal yapılanması var, bir aklı... bir süre zırvalasa da.. ki zirvalamadan adam olması çok zor. bir yerlerde kendini dönüştürme kabiliyeti vardır. adam beceremez sonunda havluyu atar. herşeyi çocukluğa bağlayıp yırtacaktır. annem konkeyciydi, babam akşamcıyı, dedem hırsızdı, annaannemdeliydi, babaannem ufurukcuydu... eee o yuzden adam olmadım.. hadi canim sende!

    --- spoiler ---
  • butun erkek ve kadinlarin okumasi gereken bir basucu eseri.
    en sevdigim kitaplarimdan biri.
hesabın var mı? giriş yap