iyilik yap iyilik bul

• (bkz: iyilik yap iyilik bul kim kazanmis kotulukten)
• kulağa hoş gelen, özünde her şey karşılıklı gibi çıkarcı bi düşünceyi destekleyen atasözü.
• aslında "iyilik yap kötülük bul" şeklinde olan atasözüdür. ancak atasözü derleyicisi bilimsel kurullar böyle bir atasözünü türk milletine yakıştıramadıkları için onu modifiye etmişlerdir.
  
  oysa ki atalar bu sözü söylemekle gelecek kuşakları hayatın en acı gerçeklerinden birine hazırlamak istemiş, onları yufka yürekli olmanın şerrinden korumayı amaçlamışlardır. 1000 yılların tecrübesinden süzülerek gelen atasözünü tadil etmek kimin ne haddine?
  
  ayrıca (bkz: acıma yetime döner koyar götüne)
  (bkz: allah'ın acımadığına sen de acımayacaksın)
• (bkz: karma)
• (bkz: iyilikten maraz doğar)
• yaşamda önerilmesi en kolay uygulanması en zor tavsiye ne derler ''siz iyi oldukça karşınızdakiler de iyi olmayı öğrenirler''
  yaşam ne yazık ki bunlara inanan salaklar ve o salakları hırpalayanlar arasında biter gider ..
• (bkz: ne ekersen onu biçersin)
• psikonörotik çocuk beyin formatlama nadide eserlerinden birinin adıdır.
  çocuk mütelif defalar bu şarkı ile özellikle de uyku esnasında formatlanırsa daha sonra mahallede yaşama sanatı dersine geçebilir. bir de bunlar yağ ve bal satıp, usta öldükten sonra kökünün sarı olduğunu da anlarlar ki evlerden ıraktır.
• babamın dedesi osmanlı zamanında pülümür(tunceli)'de ikinci hakimmiş. bir suçlunun mahkemesinde birinci hakim idam kararı vermiş. tam kalemi kıracağı anda mübaşir içeri dalmış ve birinci hakimin tayin emrini getirmiş. o andan itibaren o kalemi kırmak artık birinci hakim olan büyük dedenin vazifesiymiş. büyük dede dosyayı bir daha incelemiş ve suçlunun idam kararını bozup, cezasını birkaç yıl mahkûmiyete döndürmüş.
  
  gel zaman git zaman büyük dede arap cephesinde subay olmuş ve sanırım o meşhur yemen dönüşünde aç, susuz, yorgun ve yaralı bir halde türkiye'nin güneydoğusunda biryerlerde düşüp kalmış. gözünü açtığında karnı doyurulmuş, yaraları sarılmış ve dinlenmiş bir halde bir evde yatıyormuş. başında ona bakan bir kadın varmış. sonra odaya bir adam daha girmiş. "beni..." demiş adam "beni tanıdın mı beyim?" dede bakmış bakmış ama çıkaramamış. adam da fazla zorlamadan kendini tanıtmış. "ben senin yıllar önce ölümden kurtardığın bir mahkûmum." demiş. "umarım borcumu ödeyebilmişimdir."
• (bkz: pay it forward)