izmir'deki kürtler ve çingeneler
-
sayılarının sözlükteki faşistler'den fazla olup olmadığıyla ilgili araştırma yapılması icab eden insan topluluğu.
zamanın otesinden edit: (bkz: ironiyi anlamayan nesle aşina değilim).
ha bir de sözlükteki faşistler'in sayılarının pek daha fazla olduğunu ve her birinin nefis ari ırk genleri taşıdığını da öğreten nüfus sayımıdır. -
neden birilerini rahatsız ettiğini bilmediğim kişilerdir.ülkedeki her insan gibi istediği şehirde yaşama özgürlükleri vardır bu kişilerin.
-
insanlar ırklarını seçemezler.. eğer belli bir medeniyet seviyesine geldiğimize inanıyorsak hala nasıl bu bakış açısıyla yaklaşabiliyorlar insanlara..
illa bir ayrımcılık yapmak niyetindeysek insanların kişiliklerine göre ayrım yapmak en mantıklısı olacaktır.. bana göre iyiler-kötüler, cesurlar-korkaklar, yalakalar-yalaka olmayanlar.......
güzel izmiri güzel yapan içindeki aydın insanı olmuştur hep..
sorun varsa çarpık kentleşme, düzensiz göç diye ele alınmalıdır. hala insanları sınıflandırma çabasında olmak orta çağ niteliklerindedir.
not: gün olur izmirin ya da benzer güzellikteki bir şehrin medeniyeti bir afetle yok olursa, bütün imkanlar ülkemizin doğusunda olursa ne yapacağız? burada mı kalacağız? peki doğu şehirlerinde yaşamayı sürdüren insanlar bize gidin dese ne hissedeceğiz.. kendimizi bu ülkenin vatandaşları istediği şehre yerleşmeye özgürdür diye savunmayacak mıyız? -
büyük ihtimalle "güzel ülkenin güzel izmir'ini" hiç önemli görmeyen, hiç takmayan insanlardır. izmir'in kaşına gözüne gelmemiş insanlardır. eğer kendi topraklarında yeterli ortam oluşsaydı hiç de göç etmeyecek insanlardır. birine güzel gelen bir şehirse, başka birine de güzel gelen bambaşka bir yerdir. yatırım nereye yapılırsa, imkanlar nereye toplanırsa oraya gider insanlar. güzel ülkenin güzel bazı şehirleri yatırıma boğulup, güzel ülkenin bazı güzel şehirleri ise o ülkenin sözde şehirleriymiş gibi davranılırsa sosyal adalet gereği hor görülenler, yok sayılanlar gelir, yatırımların olduğu yere yerleşir. izmir'in körfezi, istanbul'un boğazı aç insanların, hayatta kalmaya çalışan insanların hiç de umrunda değildir ki çoğu zaten buraları görmemiştir, hayatlarını "yaşama" çeviremeden de o güzel şehirlerin ayak işleriyle uğraşıp giderler. ayrıca bu ülkenin vatandaşı olmak ırk bağlamında değil cumhuriyet vatandaşı şeklinde tanımlanmıştır isteyen istediği yerde yaşar, farklı kültürlerle, farklı milletlerle birlikte yaşamak istemeyenler ise kendileri gibi faşistlerin bol olduğu başka güzel yerlere gidebilirler eğer çok rahatsızlarsa..tabi aynı onların kafasındaki insanlar sırf başka bir milletten diye onları rahat bırakırsa..
not: ilk entry değiştikten sonra yazmak farz oldu, mahalle mahalle yazıp, güzel izmir'i bozan insanlar dedikten, kürtlere terörist dedikten sonra yazılmış bir entrydi benimkisi. tepkilerden geri adım atınca başlığın altındaki yazı biraz sert kalmış olabilir.. belki müzede görülür..
not 2: ilk yazı düzeltildikten sonra (törpülendikten sonra) şimdi de tamamen silindi. müzeyi ilgiyle bekliyoruz.. -
urla'ya yiginak yapan binlerce amerikan askeri kadar rahatsiz etmeyen topluluk. birilerinin zoruna gitse de bu ulke yurtta$lari.
(bkz: kendini a$iri onemsemek) -
sadece uzaktaki davulun sesi üzerinden konuşabilen, kendi kapalı dünyasından başka dünya görmemiş insanların söyleyebileceği şey.
güzel ülkemin güzel izmiri ama güzel ülkemin iğrenç muş'u diyarbakır'ı mardin'i mi?
8 aydır kürtlerin yoğun olduğu bir bölgedeyim*.. açıkçası yetişkinlerinden yana umutlu değilim ancak çocukları umut veriyor bana bu toprakların*..
ben göç etmelerine kızıyorum, beni rahatsız ettikleri için değil; ancak kendi topraklarında ellerinden geleni yapmadıkları için.. bizim doğuya doğu dememiz gibi onların da her şeyine yabancı oldukları batıya batı demeleri var burada da..
ortada bir ayrımcılık var mı? inanın buraya yapılan yardım/yatırım ülkenin başka hiçbir yerine yapılmıyor.. ancak yapılan yardımı sonuna kadar tüketme, suistimal etme ve ne yazık ki bir hazıra alışmışlık var insanlarda.. bu da pozitif ayrımcılığın suyunu çıkarmanın sonucu olarak kürtlerin kendi ırklarının adını belirterek yaşamak istemelerini körüklüyor ve ne mutlu türküm diyene lafını sorgulamalarını sağlıyor..
tabi ki zamanında* pkk'dan kaynaklı medyanın istediği gibi çekiştirdiği, doğuyu türkiye'nin yamyamlar tarafından işgal edilmiş bölgesi olarak göstermeleri, buraya göreve çağrılanların istifa etmeleri, buradan çıkmak için torpil bulmaya çalışmaları, buradaki insanların ister istemez artık kendilerine karşı önyargıyla davranan batılılara karşı bir nefret ve koruma kalkanı oluşturmalarının da etkisi var tüm bunlarda..
doğduğum şehir güzel izmir'ime bir grubun gelmesi değil mesele, neden geldikleri? açıkçası burada kalmaları için pek fazla sebep yok.. çünkü buraları izmir'i sevdiğiniz gibi sevemezsiniz.. burada süphan dağını, -40 derece soğuğu, sadece pancar, buğday yetişebilen tarlaları, kerpiç evleri, yetersiz yaşam koşullarını her şeye rağmen sevmelerini istiyoruz onlardan.. buyrun sevin?
geçmişin izlerini, iki arada bir derede kalmış olmanın bugüne getirdiklerini de ekliyorum .. inanın bir izmirli kendini her koşulda bu vatana ait hissederken bazen buradaki insanlar hissedemeyebiliyor.. ya sev ya terket? mümkün değil ne yazık ki.. bu da çırpınışları getiriyor beraberinde..
eğitimde fırsat eşitliği? ya da sadece fırsat eşitliği? 6. sınıfta olduğu halde okuma yazmayı bilmeyen çocuklardan bahsediyoruz, batıdaki müfredatın aynısını muş'un bilmem ne ilçesinin bilmem ne köyünde olduğundan uygulamama hakkını kendinde gören, su yok elektrik yok ya da bazen hiçbir şey yok diye çocuklara hiçbir şey öğretmeyen öğretmenlerden bahsediyoruz.. köy okullarında okuyan, eğitim hayatı boyunca bir sürü öğretmenle tanışmak zorunda kalan, dayak yiyen, buraya hizmete diye gelenlerin kızgınlıklarını cahilliklerinin verdiği kızgınlıkla karşılayan insanlardan bahsediyoruz, gerçekten bir çok şeyi hayatında hiç tatmayacak insanlardan.. bir kısmı kendi suçları, bir kısmı da bizim galiba.. hani haritada burası da benim ülkem demek değil, misak-ı milli değil, lafta olmaması gereken şeyler bunlar...
buradaki sümüklü çocukları da sevmek, burası da benim ülkem diyebilmek, sadece insan diyebilmek ve onlar çocukları için daha iyi bir yaşam istediklerinde ve bir başka şehre gittiklerinde, hani suları donmasın, kanalizasyonları donmasın, yolları kapalı olmasın, çocukları türkçe öğrensin ve yeterli eğitim almadıkları halde aynı öss, lgs ve her türlü s'lere girmek zorunda olup izmirli kolejli dersaneli özel dersli çocuklarla aynı kefede tartılmasınlar diye..
evet, ben bir şeyleri değiştirme gücüne sahibim, evet ben yapabiliyorum ama onlar bunu yapabileceklerini bilmiyorlar. yeni nesil bilecek! çünkü sınıfa girdiğimde arada sırada onların pencereden dışarı bakmasını ve şunu demelerini istiyorum: bu benim toprağım, benim doğduğum toprak.. o yüzden okusam da zengin de olsam çok iyi yerlere de gelsem toprağımı unutmamalıyım, burası cehennemin dibi olarak adlandırılsa da buraya geri dönmeli ve borcumu ödemeliyim.. anlıyorlar ve ben gerçekten umutluyum..
adını duymayacağınız, yolunuzun düşme ihtimali bile olmadığı ama türkiye sınırları içindeki sizin de ortaokulda lisede çizdiğiniz türkiye haritasındaki türkiye toprağından bildirdim..
(bkz: malazgirt li cocuklar istanbul da zirvesi) -
izmirin en kötü yanldlr..
ırkcı bir insan degilim ama izmir slnlrlarlna girmelerinden yana da degilim..
izmiri gerçekten kötüleştiriyorlar sıradan türkiyenin diğer şehirleri haline getiriyorlar çünkü
ayrıca entry mi kötüleyen kişisel düşünceme saygı göstermeyen insanların ebelerine saygımı iletiyor olabilirim -
ellerine imkanlar verildiğinde iyi işler yapanlarının çıktığı topluluk. herkes istediği yerde yaşamakta özgürdür bu konuda bişey diyemeyiz ancak kontrolsüz yapılan göç maalesef güzel izmirde ayrımlara yol açabiliyor. göç edenlerin %99 u ekmeğini hakkıyla çıkarmaya, %1 i haksız yoldan çıkarmaya geliyor, %99 luk kesime iş, eğitim, sosyal olanaklar sağlanmadığı için zorlukla yaşamlarını sürdüyüyorlar. göç edenlerden bir sonraki nesil ise *şehirin güzelliğine kapılıp haksız yoldan *** kazanmaya, dışlanmadan dolayı kendi aralarında gruplaşmaya ve bu haksız kazanç yumağının büyümesini sağlıyor bu başlamış ve maalesef büyüyen bir yumak. gerekli sosyal olanak veya eğitimini alamamış insanlar ise bilinçsiz bir şeklide ailelerinin nüfuslarını arttırıyorlar. çoğu bilinçsiz şekilde doğmuş olan yeni nesil * var ki büyük çoğunluğu umutlu olan kesimdir bence. sokaklarda "abi mendil alsana", "allah rızası için bi ekmek parası" diyerek aileleri tarafından boşluğa itilmişleri bile kurtarır izmir halkı birlik olduktan sonra. bunun için en büyük engel ise bu ufaklıklara bir önceki neslin aşıladığı ezilmişlik içgüdüsü ve kurtlar vadisi edebiyatı(!).
çocuğa deniyor "bak biz yoksuluz ekmek kolay değil hakkını koruyacaksın" hakkını nasıl koruyacağı öğretilmiyor çocuğa. çocuk bakıyor ailem kurtlar vadisi izliyor demek var bi bildikleri, memati adam vurdu hakkını aldı demek hak adam vurularak alınıyor diye düşünüyor. sonuç 7 yaşındaki velet bilyelerini alan arkadaşını bıçaklayıp öldürüyor, "sen benim silgimi aldın" diyerek kavgaya tutuşuyor 10 yaşındaki tazeler, okul çıkışı sen benim kızıma baktın deyip bıçak çekiyor birbirine 15lik ergenler * *.
eğitime başlamış nesli alır özel bir şekilde eğitirsek, eğitime başlamamış ufaklıklara sağlık ve gelecekte eğitim imkanlarını çok çok iyi değil ama orta bir düzeyde bile sağlansa sadece izmir değil bütün göç alan yerler huzura erer, bozulan bir önceki nesilleride zamanla eritilir şehrin içinde...
izmirde yaşamak, izmirin güzelliğini bozmaya izin vermemektir; rumu, göçmeni, çerkesi, izmirlisi, mardinlisi, çorumlusu, müslümanı yahudisi, çingenesi, kürdü hepsi bir arada kardeşçe yaşamaktır hep beraber bir sofrada yemekleri paylaşmaktır; kötüleri kendi içinde eritip iyi yola yönlendirmektir, şikayet etmektense iş yapıp sorunu çözmektir. bu sorumlulukları alsın herkes bakalım o zaman izmir nasıl yaşanılır olur.
bu sorumlulukları alan örnek insan için (bkz: ahmet piriştina) -
-
arada istisnalar vardır muhakkak (sonuçta genelleme yapmak o grubu oluşturan tüm herkesi dahil etmek anlamında olmamalı burada) ama izmirliye zarardan başka birşey vermeyen insanların içinde yer aldığı grup.
neden mi? çünkü daha bugün arkadaşımla dışarda dolaşırken arkamdan gelip çantamı açmaya çalışan ve ben dönünce pis pis sırıtan iki kişi kürttü. yaklaşık iki sene önce dershaneye giderken yine çantamın fermuarını açmaya çalışan kolları yara bere içindeki kişiler de öyle. bir gün girne caddesinin ara sokaklarından birinde giderken gözümün önünde arabaların kapılarını yoklayan, içlerinde değerli birşeyler var mı diye bakan kişiler de ya çingeneydiler ya da kürt. yine bir gün bir kaç metre önümde kız arkadaşıyla sakince yürüyen bir çocuğa çiçek satmak bahanesiyle yanaşıp çocuğun cüzdanını çekmeye çalışan ve farkedilince kendilerini iten çocuğa bıçak çekip üstüne yürüyen ve bıçağı - karşıyaka çarşısının göbeğinde onlarca insanın içinde- alelade savuran kişiler de öyle... bunlar sadece benim gördüklerim...hep bu tür olaylara denk geldiğimde içinde bu kişiler oluyorsa ve ben bu insanları sevmiyorsam bunun mutlaka göz ardı edilemez bir gerekçesi vardır.
not: ayrıca burada insanlık dersi verir gibi bazı şeylere boş yere karşı çıkmak biraz anlamsız. yaşayanlar bilir bazı şeyleri.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap