• iyice azdığında erzurum ve kars'ı da görmüş biri olarak şöyle diyorum:

    ''orada kesin kar bi metredir, yok yok üç metredir, hatta çatıya kadardır. hey gidi bu ne ki olm, neler yaşadık biz... bi keresinde ağaç yarılmıştı soğuktan. hatta bi kere gece on ikide çıkmışız...''

    ehm, kısacası sert karasal iklimin hakim olduğu bölgelerde, insanlar ve diğer organizmalar için dışarısının bir hayli zorlaştığının habercisidir izmir ayazı.
    ama tabi bu izmir'de üşüdüğümüz gerçeğini değiştirmiyor.

    götüm donuyor lan!
  • ankara ve eskişehir'deki ayaza benzemez, çünkü oralarda hava nemli değildir. izmir'de ise hava gayet nemlidir, ve sadece bu yüzden soğuğun daha da şiddetli hissedilmesine sebep olur, çünkü nemi önce üzerinize yapıştırır, daha sonra rüzgarın esmesiyle yeniden buharlaşmasına sebep olur. nasıl elinize kolonyayı döktüğünüzde evaporasyon etkisiyle serinlik hissedersiniz, aynı etkiyi tüm vücudunuzda hissettirir ve kolunuzu bacağınızı, kulağınızı dudağınızı, her yerinizi dondurup kurutur.

    hatta bırak dışarıdaki havayı, odanın içerisinde bile hissedilir. ofisteki kuru termometremiz 21°c gösterirken, ıslak termometremiz ise itinayla 16°c ölçmektedir, içeride aslında gayet rahat olunması gerekirken adamın götünü dondurur.
  • konya, sivas, bolu üçlemesini görmüş biri olmama rağmen beni bile inim inim inleten soğuktur. birazdan, türk hava yolları'nın bebek arabaları için verdiği muşambaları kesip pimapen'leri kaplayacağım.
  • izmir'i övseniz de kötüleseniz de mutlaka ardından "bu da bişey mi olm, ankara'da daha fazlası var" diyecek birilerinin ortaya çıktığını hatırlatmış bir olaydır.

    izmir ayazı diye birşey var evet ve götün donar, fekat ankara'nın ayazı yok mu dedik??? (bkz: get a life)
  • kulak kepcelerinin hissizlesmesine, ellerinizin catlayip kanamasina, dudaklarinizin ise dogal botoks sahibi olmasina sebep verir. en fenasi acik havadir. kar/yagmur bir sey degil, o ruzgari bir ye, bikac saat kendine gelemezsin.

    ozellikle ege universitesi kampusu fena eser aksamlari. aman diyeyim!
  • ankarada -10 derecede sıkı sıkı giyinip rahatça dışarı çıkabilirsiniz. sadece açıkta kalan yerleriniz üşür.
    izmirde 10 derecede havadaki nemden mütevellit istediğiniz kadar giyinin üstünüzdekiler de nemli rüzgardan ıslanacağından donarsınız.
    izmirde bronşit olursunuz astım olursunuz kışlarınız kabus olur. ankaraya taşındığınızda orada olmanın en iyi hatta belki de tek iyi yönünün bu olduğunu düşünürsünüz.
    doğudan batıya bir sürü il gezdim. soğuğun soğuğu, sıcağın sıcağı nerede derseniz, söyleyeyim ; (bkz: manisa)
  • deneyimlemeyenin "hadi len oradan abartmayın" diyeceği ayaz. fakat vanlı bir abimizin geçende "iki metre karın altında böyle üşümüyordum, geldim elin izmir'inde donuyorum, bu ne kardeşim" dediğini duyduktan sonra bir kere daha abartmadığımı anladım. ankara'nın soğuğunda kat kat giyinip ısınırsın, izmir'de mümkünü yoktur. zaten izmirli'nin kalın kazağı da yoktur. helsinki'de stockholm'de dolandım, memleketimdeki gibi üşümedim arkadaş. dışarı çıkmaya korkuyorum.

    (bkz: çok gezen mi bilir çok okuyan mı)
  • sözlükte kendisinden 10 yıldır bahsedilmediğine göre bi sikim değildir.
  • bugün ve hatta şu saatler itibariyle etkisini kaybetmiş olan ayazdır.
    allahım, allahım neydi o ya, kat kaloriferiymiş, klimaymış, doğal gazmış, ufoymuş, şuymuş buymuş, fasa fiso.
    bana mısın demedi, helal olsun izmir ayazına , o nasıl bir dirençti öyle, cehennem olsa donardı.

    (bkz: cehennemin donması)
hesabın var mı? giriş yap