• nasil samimiyetsiz olunura kafadan ornek teskil edebilecek bir amerikan dizisi, dizide cirkin oyuncu yok, cirkini birak, vasat oyuncu yok, hepsi yunan tanrilari gibi; jack (kiz) ve jill (erkek) isimli iki sevgili ve arkadaslari etrafinda donuyor hikayeler, guya gundelik hikayeler ama hepsi yapimcinin manhattan'in gobeginde 90. kattaki sicacik ahsap mobilyali ofisinden cikmis belli, herkesin ya muhtesem bir kariyeri var, ya da en iyi okullarda ogrenciler, doktor filan cikacaklar, para denilen bir dert yok sanki dunyada, bunlar hep muhtesem evlerde muhtesem ev arkadaslariyla yasiyorlar, ogrencilerin canlari sikiliyor telefon defterinden arkadas cagiriliyor, muhtesem partiler veriliyor, ertesi gece ama orlon kazakla sabaha kadar ders calismasi da biliniyor*; en yakin arkadasliklar desen pamuk ipligine bagli, "secmelere benim girdigimi bile bile sen de giriyorsun" diye cikmaza giriyor "yakin" arkadasliklar; ask desen adi coktan iliski olmus, herkes bir gurestir tutturmus gidiyor, iliskiler bozuluyor, taviz veriliyor kurtariliyor, taviz vermek efendilikten, ustun insanliktan sayiliyor samimiyet var mi yok mu gozetmeden. bir de bunlari bugunun insaninin basindan gecen olagan hadiseler gibi yansitmalari yok mu, harika parmak bastik, herkes kendisinden bir sey bulacak diyor arkadan arkadan, hepten tiksindiriyor; kendi izole hayatlarindan baskasina korlukleri mi yoksa bir kesim insan icin hakikaten gecerli olmalari mi mide bulandiran, bilinmiyor. her seyrettigimde sinirleniyorum, gene de hicbir hafta kacirmiyorum..
  • ayrıca çok bilindik bir ingiliz çocuk şarkısı (ya da şiiri, nursery rhyme dedikleri şey işte) imiş jack and jill, 1600'lerde ortaya çıktığını öne sürüyorlar; sözleri de şöyle:

    jack and jill went up the hill,
    to fetch a pail of water;
    jack fell down and broke his crown,
    and jill came tumbling after.

    up jack got and off did trot,
    as fast as he could caper,
    he went to bed to mend his head,
    with vinegar and brown paper.

    sözlerin nerden geldiği konusunda yoğun tartışmalar var, en bilindik olanı ve çocuk kitaplarında filan resmedileni jack ve jill'in biri kız biri oğlan iki çocuk olduğunu ve olayların literal olarak aynen vuku bulduğunu savunuyor, bir başka deyişle hikaye filan yok ortada.. bir diğeri jack ve jill'in iskoçya'da gerçekten yaşamış bir çift olduğunu, gidip bir su getirmenin basbayağı aşna fişne yapmak anlamına geldiğini öne sürüyor, hikayenin aslına göre jack ve jill yalnız kalabilecekleri tek yer olan tepeye çıkar, jill bekaretini kaybeder ve hamile kalır, aylar sonra jack bir kaya altında kalarak can verir, bir kaç gün sonra da jill de çocuğunu doğururken hakkın rahmetine kavuşur (jack fell down and broke his crown / and jill came tumbling after)

    yakın bir zamanda ise eski kayıtlarda jill'in adının gill olarak geçtiği bulunur, lakin gill bir erkek adıdır. bu sebeple kimilerine göre bu hikaye aslında hjuki ve bil isminde iki oğlan çocuğundan bahseden eski bir iskandinav hikayesinin ingiliz topraklarında aldığı formdur. jill - marie antoinette analojisi yapan başka fantastik yorumları bir kenara bırakırsak tüm bunların içinde en akla yatanı aslında şu;

    efendim eskiden britanya'da ölçü sistemleri bir standarda oturtulmamışken bizdeki dirhem, arşın gibi muğlak birimler kullanılırmış, bunların ilki ağızdolusu anlamına gelen mouthful imiş. bunları iki katına çıkara çıkara bir ölçü sistemi oturtmuş köylüler iyi kötü, buna göre 2 mouthful 1 jigger, 2 jigger 1 jack, 2 jack ise 1 gill imiş. (merak edenler için gerisi; 2 gill 1 cup, 2 cup 1 pint, 2 pint 1 quart, 2 quart 1 pottle, 2 pottle 1 gallon; görüldüğü üzre cup, pint, pottle, galon gibi tanıdık simalar var aralarında..) sonra 1. charles denilen kral bunları bir standarda bağlamayı koyar kafaya, bu arada voliyi vurmaktan da kaçınmaz, jack ile satın alınan her şeye vergi koyar ve daha fazla vergi almak için de jack'in boyutunu küçültür, (haliyle gill de küçülür). böylece fakir olduğundan genelde yiyeceklerini jack ile almak zorunda olan köylü aynı paraya daha az mal satın almamak için jack'i kullanmamaya başlar, önce jack sonra gill artık gözden düşer, kullanılmaz olur (jack fell down and broke his crown / and jill came tumbling after). adı geçen taç (crown) ise 1. charles'dan başkası değildir, bir başka deyişle kralın planı elinde patlar. yani jack and jill aslında köylülerin kralla afedersiniz taşak geçmek için uydurduğu bir şiirdir vesselam.

    ingiliz diline iyice yerleşen bu "jack and jill" fenomeninin kullanıldığı, benim gözüme çarpan bir başka örnek leonard cohen'in why dont you try adlı şarkısıdır, burda cohen'in gönderme yaptığı jack ve jill yalan rüzgarındaki abbotlar değildir elbet..

    son olarak cockney rhyming slang'de de para kasası, yazar kasa anlamına gelen (jack and jill->till) bir tamlama olduğundan dem vuralım jack and jill'in, kullanmaya asla cesaret edemeyeceğimiz başka bir hoşluk olarak yerleşsin kafamıza, zaten kaç kere ingilizce yazar kasa demek zorunda kalacağız ki bir ömür boyunca..
  • (bkz: jack off jill)
  • ray parker jr and raydionun 1978 tarihli şahane parçası.

    sözleri:

    jack {jack}
    wanting someone to feel {feel}
    sat up on the hill {hill}
    and waited all day for jill

    jill {jill}
    always away from home {home}
    never bothering to phone {phone}
    always leavin’ poor jack alone

    now why do you think
    jack snuck down the hill (he snuck down the hill)
    ‘cause he needed love
    {he needed} love he couldn’t get from jill (oh, yes, he did)

    why do you think
    jack snuck down the hill (he snuck down the hill, yeah)
    he needed love (oh, yes, he did)
    {he needed} love he couldn’t get from jill

    jack {jack}
    like little red riding hood {hood}
    always tryin’ to do good {good}
    waited as long as he could

    jill {jill}
    is it right or wrong {wrong}
    for jack to carry on {on}
    if you leave him home too long

    now why do you think
    jack snuck down the hill (he snuck down, he snuck down, broke his crown)
    he needed love (sweet love)
    {he needed} love he couldn’t get from jill (ah, sweet, sweet love, uh-huh)

    why do you think (hey...ha)
    jack snuck down the hill (he snuck down the hill, yeah)
    he needed love (oh, yes, he did)
    {he needed} love he couldn’t get from jill (yeah, oh)

    {jack}
    {jill}
    {jack}
    {jill}

    now why do you think (why do you think)
    jack snuck down the hill (why do you think he snuck down the hill)
    ‘cause he needed love (he needed love)
    {he needed} love he couldn’t get from jill (yes, he did)

    now why do you think (he got down on his right knee)
    jack snuck down the hill (he had mud on his hands)
    he needed love (and he crawled and he crawled)
    {he needed} love he couldn’t get from jill (and he crawled for so long)

    now why do you think (hey...)
    jack snuck down the hill (he snuck down, he snuck down, broke his crown)
    ‘cause he needed love (he needed love)
    {he needed} love he couldn’t get from jill (he wanted sweet, sweet love, yeah)

    now why do you think (ooh...ooh...ooh...yeah)
    jack snuck down the hill (oh...oh...oh...yeah)
    he needed love (oh...oh...oh...yeah)
    {he needed} love he couldn’t get from jill (ooh...ooh...ooh...ooh...ooh....ooh...ooh...ooh...ooh...)

    now why do you think
  • bir zamanlar wb56 kanalinda gosterilen jack and jill adli 20'li yaslarin ortalarinda iki sahis ve onlarin yakin cevresinde gecen olaylari yansitan zevkli bir amerikan dizisiydi.
  • ayni zamanda wicked pictures tarafindan tarafindan piyasaya surulmus bir porno filmdir. filmin diziyle uzaktan yakindan alakasi yoktur.
    (bkz: sonradan filmi cekilen diziler)
  • bir dondurma markası.
  • kim richey parçası.

    she wore that dress like it was a saturday
    pretty as a summer rose
    picked in the morning

    he held her hand like it was a mystery
    one he couldn't quite believe
    was walking with him

    they were high up on a hill
    with something to say and daylight to kill
    time slipped away the way that it will

    around and around dancing round the question posed
    pick a coin and watch it roll
    down into the wishing well

    two step sunset there goes another day
    another chance to give away
    secrets they keep to themselves

    they were high up on a hill
    something to say the daylight to kill
    time slipped away the way that it will

    darkness falls without a sound
    they come tumbling down
    tumbling after
    tumbling after

    she wore that dress like it was a saturday
    pretty as a summer rose
    picked in the morning

    he held her hand like it was a mystery
    one he couldn't quite believe
    was walking with him

    they were high up on a hill
    something to say the daylight to kill
    time slipped away the way that it will
  • caravan'ın 1976 çıkışlı blind dog at st. dunstans albümünden bir parça.
  • aynı zamanda bir blue heelers bölümü.
hesabın var mı? giriş yap