jenga

• düzgün kesilmiş tahta parçalarını güzelce dizip sonra bütünü devirmeden alttan parça çekip üste koyma oyunu. başta zevkli bir süre sonra sıkıyor ama.
• dokundugunu çekmek zorunda oldugundan gozlem yetenegini ölçen, yıkanın dizmesi kuralıyla daha bir zevkli hale getirilebilinen eglendirici imece usulü oyun
• (bkz: yikiliyooooooorrr)
• hiçbir tahtayı çekemeyeceğinizi anladığınızda, kafa ya da göt atarak tahtaları devirme suretiyle; kaybetme acınızı bir nevi eğlenceye dönüştürerek azaltabileceğiniz oyun.
• yıkanın kafasına yumruk saydırarak daha bir gerilimli hale getirdiğimiz^*** stress oyunu..
• tayfayla birlikte insana guzel vakit gecirttiren, nitekimde ole yapmis,yikanin cezasi listesinde diger oyunculari sirtina alip -ev ortamindaysaniz- koridorda seke seke tasimanin bir numaraya oynadigi guzel seylere vesile olmus oyun.
• ankarali bir cover grubu^*.
• alttan almak eylemini keyifli hale getiren oyun.
• jengaları rengarenk boyadıktan sonra duvarlara yapıştırıp sevinebilir insan.
• çocukluk yıllarına geri götüren, konsantrasyon gerektiren keyifli bir tahtadan denge oyunu. "jenga ultimate" de var, beyaz (ya da sarı), kırmızı ve siyah tahtalardan oluşuyor; atılan zarın gösterdiği renkteki parçayı çekme zorunluluğu işi bir parça zorlaştırıp heyecanı artırıyor. (zarda joker de var, joker gelince istediğiniz renkte tahtayı çekebilirsiniz.)
  
  mutlaka uyulması gereken kuralları da mevcut bu oyunun; örneğin "bir oyuncu bir parçayı yerleştirdikten sonra 10 - 15 saniye bekleme gerekliliği" gibi. bir de masanın dengesinin ve zeminin oyuna uygun olması lazım.
  
  30. kat geçildiğinde iş zorlaşıyor, şamata katsayısı artıyor, kulenin yıkılırken çıkardığı gürültü yeter zaten.