42 entry daha
  • kuzey phliladephia'nın gururu, 11 çocuklu çiftçi bir ailenin en küçük çocuğu. aynı zamanda bir gospel okusa hepimizi ağlatacak sese sahip renkli bir kişilik. muhammed ali'nin en büyük rakibi, rocky karakterinin epey esinlendiği, sol kroşesi insanın en az 8 kuşak sülalesini mezarında takla attırtan efsanevi boksör.

    -babası kolundan sakatlanınca çiftlikte epey erken yaşta araba kullanmaya başladı. eski arabalara merakı böyle başladı ve ölene kadar bitmedi.

    -cuma geceleri yayınlanan boks maçlarında joe louisi ağzı açık izlerdi. ailesi fiziksel olarak onu louis'e benzetirdi. boks merakı böyle başladı. (bkz: #36276904)

    -etraftan bulduğu çer çöp ile kendisine kum torbası yaptı. ileriki zamanlarda 30 dakika hiç durmadan yaptığı boks antrenmanlarının başlangıcı böyle oldu.

    -15 yaşında okulu bıraktı, boksör olma hayaliyle philadelphia'ya gitti.

    -boks maçlarına çıkıyordu; ama evlenmişti artık. faturaları ödemeye yetmiyordu boks. mezbaada da çalışıyordu. burada kum torbası niyetine etleri dövüyordu ve formda kalmak için sabah 4'te uyanıp philadelphia sokaklarında koşuyordu. evet rocky de öyle yapıyordu. acaba kimden esinlenmiş?

    -amatör maçlarını birbirinin ardına nakavtlarla kazandı.

    -iki yıl üst üste altın eldiven ödülü kazandı.

    -bunları yapınca zamanın iyi boksörlerinden buster mathis'in antrenman boksörü-sparring parthneri oldu.

    -kore'de olimpiyatlara gitti. amerika birleşik devletlerinden giden boksörlerin hiçbiri ayakta kalamadı. biri hariç. yarı finalde parmağı kırıldı. bu kırık frazier'i tanımlamak için önemli bir noktaydı. çünkü joe kariyerinin geri kalanında yaptığı gibi yaptı; vazgeçmedi ve altın madalyayı aldı.

    -profesyonel olduğunda ona çok ufak ve çok kısa olduğunu söylediler. ağırsiklette ayakta kalamazsın dediler. frazier'in efsanevi antrenörü ise öyle düşünmüyordu.

    -antrenörü ile baba-oğul gibiydiler. frazier ringde rakibininin üstüne eskivlerle gelip sıkıştırıyor; iplere yasladığında ise o cehennemden çıkma kroşelerini indiriyordu. lokomotif gibi ilerleyişinden ve rakibin üstüne durmadan gelişinden dolayı smoking lakabını aldı.

    -zamanın şampiyonu olan ali malum hikayeden dolayı bokstan men edildi. bu boşluğu ise rakiplerini tek tek indiren frazier doldurdu. hala yenilgisizdi.

    -ali boksa geri döndü ve şampiyon frazier'di. iki yenilgisiz karşılaşacaktı. ali'yi insanlar gerçek şampiyon olarak frazier'i ise yedek şampiyon olarak görüyorlardı.

    -ali maç öncesi konuşmalarıyla frazier'i baya üzmüştü. ali kendisini gerçek zenci ve frazier'i beyazların şampiyonu gibi gösteriyordu. goril, çirkin gibi sıfatlarla dalga geçiyordu. frazier ise ali'nin bokstan men edildiği yıllarda hem boksa dönmesi için orada burada uğraşıyordu hem de el altından maddi olarak destekliyordu. frazier bu yüzden ihanete uğramış gibi hissetti.

    -maç öncesi frazier'in piladelphia'daki salonunda burun buruna bir fotoğraf çekildiler. o sırada birbirleriyle dövüşüyormuş gibi yalandan bir iki yumruk attılar. ali sırtını iplere dayadı. frazier dedi ki "işte maç da böyle olacak."

    -maç yaklaştıkça ölüm tehditleri geliyordu. frazier ise umursamadı. o maça çıkıp kazanmayı kafaya koymuştu.

    -8 mart 1971. yüzyılın maçı.

    -frazier'in dediği doğruydu. ali'nin üstüne eskivlerle yürüyor, sıkıştırdığı yerde kroşelerle ali'yi sarsıyordu. hatta ali'nin yaptığını yaparak gardı açık bir şekilde ali'nin üstüne yürüyor ve bir yandan da konuşuyordu. ali'yi rahatsız ediyordu.

    -9.roundda bu frazier'e biraz pahalıya patladı. epey yumruk indi yüzüne. ali'nin direkleri ve kroşeleri birbiri ardına joe'nin yüzünde patladı.

    -15. round. frazier ali'yi köşeye iterken bir anda frazier'in ayakları yerden kesildi. evet kısaydı ve ufaktı. en azından ağır siklet için. havaya zıpladı ve balyoz gibi sol kroşesi ali'nin yüzünde patladı; ali yere düştü. ali hemen ayağa kalktı; ama yenilgiyi kabullendiği yüzünden okunuyordu. joe artık gerçek şampiyondu.

    -bir sürü reklamda oynadı; epey zengin oldu.

    -ardı ardına rakiplerini devirdi.

    -o sırada frazier'i izleyen biri vardı: george foreman... ağır ama etkili. mumya gibi yürüyordu, aparkatları da enteresandı.. gardı da görülmemiş bir şeydi. ama vurduğunda kum torbalarında çukur açıyor, rakiplerinin kaburgalarını çatlatıyordu.

    -foreman, frazier'e karşı şansının olmadığını düşünüyordu. ali'yi yenmiş, bütün rakipleri yere sermiş birini nasıl yenebilirdi ki?

    -frazier ilk kez çocuğunu bir maçını izlemesi için yanında götürmüştü. ama biraz acıklı oldu. foreman ağır bir kamyon gibiydi. sallana sallana geliyordu, gürültülüydü ve vurduğunda bum! frazier yere düşüyordu. hem de defalarca. iki roundda yanılmıyorsam 6 kere yere serdi frazier'i ama inatla kalktı frazier. ayaklarını oynattı, biraz zıpladı kendine gelmek için; ama olmadı. kaybetti. o da yenilgisiz değildi artık. yeni şampiyon koca george'ydi. yani george foreman.

    -bu maçtan 7 ay sonra antrenörü öldü.

    -1974 yılında ali ile ikinci maçına çıktı. bir tarafta uzun boyu ve direkleriyle ali diğer tarafta kısa boyu ve sert kroşeleriyle frazier. uzun süren bir maç ve iki tane hırs küpü adam. sadece ringde değil hayatta da rakip iki kişi. o gün ağırsiklet boks başka bir seviyeye taşındı. kazanan kararla ali oldu.

    -1975 yılında thrilla in manila yani ali vs frazier 3 yapıldı. o gün her round iki boksör birbirini birer adım öteye taşıdı. ali ve frazier birbirlerinden dolayı bu kadar iyiydi. ali, frazier ve foreman'ı yenmeden ali olamazdı. ali olmasa da ne frazier ne de foreman hatırlanırdı belki. bu maça çıkarken frazier eskisi gibi sağlıklı değildi. tansiyon ve katarakt gibi sıkıntıları vardı. sol gözü karanlık görüyordu artık. 13.round geldiğinde frazier artık göremiyordu. maçı durdurmayın dedi. durdurdular. ali kazandı ve dedi ki: "hayatımda ölüme en çok bugün yaklaştım.."

    -daha sonra foreman'la ikinci maçına çıktı ve ilk maçtan çok farklı olmayacak şekilde kaybetti. gözü ona rahat vermiyordu artık.

    -bu tip boksörler çok uzun süre ringde kalamaz dediler. öyle de oldu.

    -sonrasında oğlunun ve kızının antrenörlüğünü yaptı. oğlu ünvan maçında bu sporun sevilmeyen adamı larry holmes'ten ağır bir dayak yedi.

    -sonrasında şarkıcılıkla ve eski arabalarla uğraştı. philadelphia'daki frazier gym'de çocukları eğitti.

    -2002 yılında nba maçında ali ile bir araya geldi. beş dakika sarıldılar ve yıllar sonra barıştılar.

    -7 kasım 2011'de vefat etti. kendisinden geriye efsanevi maçlar, ali, foreman ve hiç unutulmayan sol kroşesi kaldı.

    https://www.youtube.com/watch?v=suhindumnwu

    (bkz: george foreman/@ucuz pringles)
    (bkz: joe louis/@ucuz pringles)
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap