• kierkegaard'ın yazarına verdiği isim. sessizliğin john'u. iman hakkında düşünür john. lakin iman, düşüncenin bittiği yerde başlamaktadır. bir bakıma absürd olanda gizlidir.
    aslında tamamen sessiz değildir john. sadece sözcüklerle arası iyi değildir. iman hakkında, eğer ona sahipseniz, başka birine açıklayamayacağınız bir şey olduğu dışında, herhangi bir şey söylemekte zorlanırsınız der. hegel'in 'sistem'i gibi bazı yüksek noktalardan görmemiştir imanı. johannes de silentino için iman, düşünülebilecek olanın sınırlanmasından çok ifadesidir. ona sahip olan kişi neye sahip olduğunu söyleyemez. söylenilemeyenin ifadesidir.
  • hiç bir şey söylememek, sessiz kalmak, hatta bilinçsiz bir söyleyememe hali o'nu bütün insanlardan üstün kılar.

    "kendisine güvenen ve her şeyi kazanan vardı ve kendi gücünde güvenli her şeyi feda eden vardı; ancak herkesten daha yücesi tanrı'ya inanandı.

    .......... o gücü, güçsüzlüğü olan bir güçle yüceydi, sırrı aptallığı olan bilgelikte yüceydi..."

    inanç ve inancı satma tevazusuzluğundaki bir gösteriş abdala yakışmaz.abdal de silentio, çok sesli bir imana sessizliği ile karşı durmuş; ibrahim'in ishak'ı koşulsuz kurban etme isteğindeki sövgünün övgü tarafında yer alarak, neyin değerli olduğuna inancını peklemiş.

    sessizliğin bilgeliği açıklama ve bir ikincillik gerektirmediği için tamamlanmış gibidir.özü ve dışı sessiz.birbirini tamamlıyor.johannes de silentio maneviyatını dünyanın en sakin resmi geçidiyle selamlıyor, selamlamak bile çok iyi niyetli, bu sükunet içerisinde.
  • “çağımız, yalnızca ticaret dünyasında değil, idealar dünyasında da düzenli bir temizlik harekâtı örgütlemektedir." der.
  • soren kierkegaard'un kitaplarını yazarken kullandığı isimlerden biridir.
    cordelia, baştan çıkarıcısını şöyle anlatır:

    “o bazen öylesine entelektüeldir ki kendimi bir kadın olarak yok olmuş hissederim, bazen de öyle vahşi ve tutkuludur, öyle arzuludur ki onun önünde her zaman titremişimdir. ara sıra ise ona bir yabancı gibiydim, tamamen vazgeçerdi. sonrasında kollarımı boynuna attığım zaman her şey değişirdi ve bir bulut kucaklamış gibi olurdum. ondan önce bu ifadeyi bilmiyordum, ancak o bana bunu öğretti, sayesinde anladım; bu ifadeyi kullandığım zaman her zaman onu düşünürüm, sanki düşündüğüm her düşünce sadece onun vasıtasıyla gerçekleşiyor. her zaman müziği sevdim; o eşsiz bir enstrümandı, her zaman hassastı; diğer enstrümanların olamayacağı kadar bir yelpazeye sahipti. tüm hislerin ve hallerin en mükemmel örneğiydi; hiçbir düşünce onun için yüce değildi ne de umutsuzluk böyleydi. bir sonbahar fırtınası gibi kükreyebilir, duyulamaz bir şekilde fısıldayabilirdi. tek bir kelimem bile etkisiz değildi, ama yine de kelimelerimin etkisinin yetersiz gelmeyeceğini söyleyemem, çünkü onların ne yapacağını bilmek benim için imkânsızdı. tarif edilmez ama şifreli, çok mutlu, ad verilemeyen kaygı ile harekete geçirmiş olduğum bu müziği dinledim ama harekete geçmedi; her zaman ahenk vardı, her zaman onun tarafından mest oldum.”
  • şikayet ettim özelden küfür eder anca şikayet edin yaparsa çaylak olsun.
  • azılı ittapar önce hakaret mesajı atmışsın. sonra iftira atma demişsin nickime işemissin sen ne yazdığından mı haberin yok as atıp mi göndereyim. youtube kanalı da benim değil ayrıca. koç aç şimdi mesajlarını ben sana hiç bir şey yapamadığım halde sen bana nasıl bir yaratıksın demiş misin dememiş misin bak. ben hayatta yalanla iftiradan nefret ettiğim kadar hiç birşeyden etmem. yazıyor yazıyorsunuz mesajları sonra unutunca aaa bana iftira attılar.
hesabın var mı? giriş yap