• coca cola'nin mucidi super eleman.
  • coca cola'nin formulunu bulan kisi
  • coca cola nın babası. asil adi john styth pemberton'dur.
    (bkz: frank robinson)
  • john smyth pemberton (1831-1888). coca-cola'nın mucidi. eczacı. bir çok ilaç patentine sahipmiş. hem içecek hem de ilaç olarak kullanılabilecek bir buluş konusunda takıntılıymış. cola formülünü bulduktan sonra 1885'te "pemberton's french wine coca" markasını oluşturmuş. ürün reklamında sinirsel rahatlatıcı ve morfin alışkanlığını gidermesi vurgulanmış - fakat dönemin tıp pratisyenlerinde sıkça görülen morfin alışkanlığının kendisinde de olduğunun farkında olmadan. pemberton'ın coca-cola formülünün haklarını neden sattığı belli değil. o sıralarda kanser olmuş ve büyük bir ihtimalle morfin bağımlılığı ilerlemiş. 1887'de willis venable ve george lowndes, hakların üçte ikisini satınlamışlar. pemberton, hakların üçte birini oğlunun geleceği için elinde tutmuş, ancak oğlu charley altı yıl sonra yüksek dozda morfin kullanımından ölmüş. pemberton için 16 ağustos 1888'de ölüm ilanında atlanta'nın en yaşlı eczacısı ifadesi kullanılmış.

    kariyerinin son günlerine doğru sergilediği yetersiz ticari kararlarından dolayı şirket pemberton'ın elinden alınmış. kendisinin ölümünden sonra karısı yoksulluk içinde ölmüş.

    kaynak: http://cocaine.org/coca-cola
  • linwood, georgia'daki mezarini mutlaka ziyaret etmek istedigim eczaci, bir nevi hac'tir bizim kusak icin.
  • ilginçtir ama kendinin, twitter tarafından onaylanmış bir twitter hesabı var. hatta şu an 145 binin üzerinde takipçisi de var.

    kendini de şöyle tanıtmış: "inventor of coca-cola, licensed pharmacist and practitioner of deliciousness since 1886."

    https://twitter.com/docpemberton
  • baş ağrısına iyi gelecek bir ilaç bulayım derken coca cola'yı bulan eczacı.
    kaynak: cambridge university press.
  • coca cola'nın mucidi olan eczacı ve kimyager.
    mide kanseri teşhisiyle 57 yaşında öldü.
  • mayıs 1886'da, atlanta'da yaşayan eczacı joh pemberton yeni bir içki icat etti. coca-cola company'nin resmi anlatmına göre, pemberton baş ağrısı için bir ilaç geliştirmeye çalışırken,doğru malzeme birleşimini tesadüfen bulan sıradan bir amatördü. bir öğleden sona çeşitli malzemeleri üç ayaklı bir kapta karıştırıp kramel renginde bir sıvı yaratı; bu sıvıyı yakındaki eczaneye götürüp sodalı suyla karıştırdı ve böylece dünyanın neredeyse her köşesine ulaşacak tatlı, fışırtılı ve dinçleştirici içkiyi yarattı. ne var ki, gerçek öykü daha karışıktır.

    pemberton aslında on dokuzuncu yüzyılın sonunda amerika'da yaygın olan kocakarı ilaçlan yapımında deneyimli biriydi. haplarda, balsamlardan, şurplardan, kremlerden ve yağlardan oluşan bu kocakarı ilaçlan, genellikle reklamcılığın eczacılık karşısındak zaferleriydi. bazıları zararsızdı; fakat birçoğu çok miktarda alkol, kafein, afyon ya da morfn içermekteydi. gazete reklamlarıyla satılıyorlardı ve iç savaş'tan sonra savaş gazileri kendi kendilerine ilaçlar kullanmaya başlayıca, kocakarı ilaçları üretimi büyük bir sanayi haline geldi.kocakarı ilaçlarının popülerliği, çoğunlukla pahalı ve etkisiz olan resmi ilaçlara genel bir güvensizliği yansıtmaktaydı.

    pemberton'm kocakarı ilaçları yapma girişimleri hem başarılı, hem başarısız olmuştu. bazı ilaçları iyi gelir getirdi; fakat 1870'lerde şansı kötüye gitti.1872'de iflas etti ve tekrar ayağa kalkma girişimleri, stokunu yok eden iki yangınla sekteye uğradı. yine de, içlerinden biri kendisini zengin eder umuduyla yeni kocakarı ilaçları yapmaya devam ett. nihayet 1884'te,yeni bir kocakarı ilacı malzemesinin, kokanın popülerliği sayesinde bir yerlere gelmeye başladı.

    koka yapraklarının uyarıcı etkisi güney amerika halkları arasında eskden beri bilinmekteydi; koka, "inkaların ilahi bitksi" olarak biliniyordu. az miktarda koka yaprağı çiğnendiğinde, yine çok az miktarda, alkaloit bir uyuşturucu olan kokain salgılanır. kokain küçük dozlarda alındığında tıpkı kafein gibi zihni uyanık tutup iştahı bastırarak, çok az yiyecekle ya da uykuyla and dağları'nı aşmayı olanaklı 1lar. kokain 1855'te koka yapraklarından yalıtıldı ve ardından, bir alteratif olarak afyonbağımlılığının tedavisine yardımcı olabileceğin düşünen batlı bilim insanları ve doktorların ilgi alanına girdi. (o tarihte kokaininde bağımlılık yarattığının farkıda değildiler.)

    pemberton, tıp dergilerindeki koka tartışmalarım yakından izledi ve 1880'lerde o ve kocakarı ilaçları yapan diğerlerinin haplarına, iksirlerine ve yağlarına kokain de katmaya başladılar. pemberton'ın bu devasa alana katkısı, french wine coca (fransız koka şarabı) denilen bir içkiydi.adından da anlaşıldığı gibi, bu kokalı bir şaraptı. aslında bu, vin mariani denilen ve içinde altı ay koka yaprakları bekletilen fransız şarabından oluşan başarılı bir kocakarı ilacı taklit etme girişimlerinden yalnızca biriydi. vin mariani yüksek miktarda kokain içerdiği için ve angelo mariani adlı bir korsikalı olan yaratıcısının pazarlama yeteneği sayesinde avrupa'da ve amerika'da popülerdi.

    pemberton kokalı şarap formülünü kopya edip buna kola suyu ekledi. batı afrika'da yetişen kola bitkisinn taneli yemişleri,neredeyse kokayla aynı zamanda farkına varılan bir başka harika ilaçtı ve yaklaşık yüzde 2 kafein içerdiği için, çiğnendiğinde dinçleştirici bir etki yaratıyordu. güney amerika'daki koka yaprakları gibi, kola yemişleri de kuzeydeki senegal'dan güneydeki angola'ya kadar batı afrika'daki yerli halklar tarafından bir uyarıcı olarak değerli sayılmaktaydı. nijerya'daki yoruba halkı tarafından dinsel törenlerde kullanılıyor, sierra leone halkı ise kola yemişlerinin sıtmayı iyileştirdiğine inanıyordu. on dokuzuncu yüzyıl amerika'sında, benzer etkilerinden ötürü, kocakarı ilaçlarında kola ile koka birbirine karıştırılırdı.

    pemberton, mariani'nin formülünü kopya edip biraz değiştirdiği gibi, mariani'nin reklamlarını da taklit ederek, birçok ünlünün içkisine onay verdiğini iddia etti. french wine coca'sının satışları artmaya başlayıp tam da pemberton doğru yoldaymış gibi göründüğü sırada, atlanta ve fulton county 1 temmuz 1886'dan itibaren ik yıllık bir deneme süresince alkol sahşını yasakladı. alkol karşıtı hareket güç kazanmaya başlayıca, pemberton alkol içermeyen bir ilacı hızla ürtmek zornluluğunu hissetti. evindeki laboratuvara geri dönüp, koka ile kola içeren ve bu ik bileşenin acılığını gizlemek için şeker kullanılan "alkolsüz bir içk" üzerinde çalışmaya başladı. bu, sıradan bir kocakarı ilacı olmayacaktı.ürününü tıbbi bir sodalı su tatlandırıcısı olarak sunmayı amaçlamıştı.

    mayıs 1886'da pemberton arhk formülden memnundu; şimdi bir ada ihtiyacı vardı. frank robinson adlı iş arkadaşının önerisi; coca-cola oldu. ad, doğrudan, içeceğin ik ana bileşeninden türetilmişti; robinson'ın daha sonra anlattığına göre,"iki c reklamda iyi görünür" diye düşünmüş. coca-cola'nın bu ilk sürümü az miktarda koka özü, dolayısıyla bir miktar kokain içermekteydi.coca-cola'yı icat eden pemberton geride durup, imalat ve pazarlama işini robinson'a bıraktı.atlanta'nn ik yıllık alkol yasağından ötürü yeni içk tam zamanda piyasa sürülmüştü. alkol içermiyordu, hem sodalı su tatlandırıcısı olarak, hem ilaç olarak çekiciydi.

    yeni içkinin umut vaat eden başlagıcına karşın, pemberton'ın iş arkadaşları mutsuzdu. coca-cola'nın ad ve formül haklarının kime ait olduğuyla ilgili ağız dalaşı birkaç ay sürdü.hakların resmi sahibi olan pemberton chemical compay'nin hisseleri, kimin neye sahip olduğu belli olmayacak şekilde birkaç kez satıldı. daha da kötüsü, pemberton görünüşe baklırsa durumu iyi olmadığı ve hızla para bulmak istediği için temmuz 1887'de coca-cola haklarının üçte ikisini iki işadamına satmıştı.bu sırada mide kanserinden ölmek üzereydi. bu satış, robinon'ın haberi olmadan gerçekleşti. haberdar olunca, coca-cola formülünü kullanma hakkına hala sahip olduğunda ısrar etti. sonra pemberton, coca-cola'ya ait bütün haklara sahip olduğunu iddia eden yeni bir şirket kurdu. bunun üzerine daha önce satış yaptığı işadamları hayal krıkığına uğrayıp haklarını sattılar

    robinson'm avukat kardeşi olan ve atlanta'da kocakarı ilaçları yapan asa candler karışıklığa son verdi. yeni içkinin etrafındaki yaygarayı duyan candler, robinson'la birlik olup diğer tarafların hakarını satın almaya başladı. yine de, 1888 yazında coca-cola'nın sahipliği konusu hala o kadar kanşıktı ki, atlantalı ilaççılara coca-cola'nın birbirine rakip üç versiyonu birden sunuluyordu: biri candler ve robinson'ın yeni şirketi tarafından, diğeri pemberton'ın yeni şirketi tarafından ve üçüncüsü de pemberton'm kabadayı oğlu charley tarafından.

    sonunda john pemberton'ın 16 ağustos 1888'de kanserden ölmesinden sonra, candler coca-cola üzerindeki kontrolünü pekiştirebildi. cadler kentin eczacılarını toplayıp, dokunaktan ve içtenlikten tamamen uzak bir konuşma yaptı. pemberton'ın yalnızca atlanta'nın en önde gelen eczacılarından biri değil,aynı zamada iyi bir insan ve yakın bir dost da olduğunu ilan etti

    pemberton'nın cenaze töreninin yapılacağı gün eczacıların bir saygı işareti olarak düklarını kapatmalarını önerdi.candler bu konuşmayla ve cenaze törenide tabutu taşıyanlardan biri olmakla, aslında pemberton'nın çıkarlarını savunduğuna ve kendi coca-cola'sının deyim uygunsa "gerçek şey" olduğuna herkesi inandırmayı başardı. pemberton'un yakın bir dostuymuş gibi davranması, düpedüz yalandı. fakat geriye dönülüp bakıldığıda bu yalan, bir bakıma zaman içinde doğruluk kazandı. zira pemberton'un bugün hatırlanması, cadler sayesindedir. asa candler'ın çabaları olmasaydı,pemberton'un coca-cola'sı sahip olduğu başarıya asla ulaşamazdı

    tom standage - altı bardakta dünya tarihi
  • 17 ağustos depreminden tam 111 yıl önce ölmüştür. (bkz: pembe)
hesabın var mı? giriş yap