• (bkz: matt cameron)
  • 50 yaşına geldiğinde fotoğraf çekmeye başlamıştır. çocuk fotoğrafları çekmiş,çocuk tabloları yapmıştır.küçük çocuklar üzerine olan yoğun ilgisi kocası ve bi kaç çocuğu olduğu için lewis carroll gibi pedofili olarak adlandırılmamıştır.fotoğraflarında ölü çocukları çekmiştir. tablolarında ise çocuklar melek ya da masal kahramanı olarak görünmüştür,kızları isa olarak tabloya dökmesi de oha denilesidir...
  • ingiliz sanatsal fotografçılığının en önemli isimlerindendir cameron. gerçek anlamda bir ibadetin tecessümleri esinli portreleriyle meşhur olmuştur.
  • julia margaret cameron diye de yazarlar.

    heken humphreys'in, fotograftaki tutku adlı romanındaki baş kadın kahramanın esinlenildigi fotografçı. tarihin ilk kadın fotografçısı olarak geçer. romana göre; hizmetçisinin portrelerini çekerek ona aşık olmuştur. kocası, haritacılıkla karısından çok ilgilidir. gözler hariç yüzün ve bedenin geri kalan kısımlarına blur verme teknigi ilk onun elinden çıkmıştır. böylece hüzünümtrak bir ifade yakaladıgına inanmış ve sergilemiştir. günümüzde pek çok insan portresi, onun tekniginin çeşitlemeleriyle kendini gösterir.

    gelgelelim, bu kuru bilgiler dışında, julia'nın sanat aşkı pek çatışmasız geçmemiştir. onu aşagılamışlar, o da onları aşagılayanları aşagılamıştır. evleri dayalı döşeli ve çok güzeldir. aşçıları vardır. babası zengindir. banyosunu özel sıcak suları aşık oldugu hizmetçisine taşıttırarak yapmıştır. uzun siyah saçlı oldugu söylenir. ve öpüşürken alt dudagını ısırıyormuş. çocukları hep ölmüştür. bu yüzden, evindeki çocuk odası ve oyuncaklarını fotografçılıkta kullanmıştır. yılmamasının sebebi sanattan gelen inadıdır. biraz solgundur.
  • "what is focus and who has the right to say what is legitimate focus" sözünün sahibi.

    portre fotoğrafları, ağır düzeyde retouching işlemlerinden geçmiş steril moda fotoğrafları çeken arkadaşları derinden sarsacak etkiye sahiptir. teknik anlamda eleştirilmesinin sebebi, bir mühendis gibi hesaba kitaba dayalı değil sadece ruh haline göre fotoğraf çekiyor olmasından ileri gelmektedir. ne yazık ki onu eleştiren dar kafalı zihniyet, o gün olduğu gibi bugün de varlığını korumaktadır.
  • 1864–1875 aralığında sadece 11 yıl süren sanat hayatı olmuş fotoğrafçı. doğumgünü hediyesi olarak bir makine alınınca fotoğrafa başlamıştır.

    bilinen fotoğrafları arasında virginia woolf'un annesini çektiği fotoğraf ve darwin'in birçok kitap kapağını da süsleyen şu fotoğrafı bulunmaktadır.

    viktoryen dönemin ünlü portre fotoğrafçısı sanatçının türkçe'de idylls of the king-kralın çocukları adıyla yayımlanan bir de kitabı bulunmaktadır.
  • fotoğrafın tarihini yazmış olan kadın fotoğrafçıdır. bir öyküsünün, bir yaşamının varlığını böyle yaşanmışlık izini aktararak verir bizlere. ne diyelim şarap gibidir onun fotoğrafları.
  • 1815 doğumlu julia margaret cameron
    1863'te yani 48 yaşında kendisine hediye edilen bir makineyle çekim yapmaya başlamış.
    etrafındaki çoluk çocuk ve dönemin ünlülerinin portrelerini çeker, focus falan sallamazmış. (aslında durum tam olarak böyle değil ama uzun uzadıya yazacağım bir günümde değilim.) bu sebeple de epey eleştiri almış, yerilmiş lakin umursamamış. o, teknik detayda boğulmak yerine fotoğrafın ruhuna önem veriyormuş. v&a'da 250'den fazla fotoğrafı varmış.
    fotoğraflarına ulaşmak isteyen olursa buradan bakabilir. ha bir de 1875 yılında basılan kitabından sayfalar da mevcut.
  • görsel, 1864, ait olduğu koleksiyon: j. paul getty museum

    akşamüstü denk geldiğim bu güzel fotoğraf karesindeki kişi ellen terry, bir ingiliz oyuncu ve güzelliği çok sayıda sanatçının eserlerinde tasvir edilmiş. burada 16 yaşında.

    semavi bir güzelliğe sahip olan terry, yarı kapalı gözleri ile melankolik bir durumu simgeliyor. tıpkı kıyafeti gibi postürü de aşağıya çökmüş.

    cameron'a gelecek olursak, kendisi odak noktası ve poz süresi gibi kamera ayarlarını kurcalayan ilk sanatçılardan olduğu için meslektaşları tarafından bu tercihi bir amatörlük, beceriksizlik olarak yorumlanmış. oysa, bu tekniği ile sınırları odağın dışında tutarak gereksiz detayların portrenin netliğinden sıyrılmasını ve objenin ön plana çıkmasını sağlamış. terry'nin zarif boynundaki kolye, büyüklüğü ile kendisini boğmakta olduğu düşüncesini bilinç altıma işliyor. duvardaki işlemelerin hep aynı olması ise hayatın ne kadar monoton olduğu temasını alta işlemiş.
hesabın var mı? giriş yap