• şükretmemi sağlıyor. buna da şükür diyorum. bir tane köpek var, gelip ıslak burnunu elime değdiriyor. kafasını okşamaya başlıyorum duruyor öyle, gözleri geriliyor, hoşuna gittiğini anlıyorum. normalden daha mutluyum çünkü buraların köpekleri çok yabani. her gün yiyecek bir şeyler vermeme rağmen şu hale gelmemiz neredeyse 20 günü buldu. gel bakalım tina belki odamda biraz peynir vardır.
  • sahne.1 dış/gün park
    -abi ne tatlıymış yaa
    -laan... ısırır mı bu ya

    +yok ya oyun oynuyo o

    sahne.2 iç/gece. hastane koridoru

    -(telefon) yok yok abi kuduz değilmiş dikiş atıyolar şimdi. ucuz yırttık. *
  • bugun icinde bulunduguma pisman oldugum sevgi pitircigi olma durumu.

    dolmustaki adamin kucaginda oturan hayvani severken, adam basladi hayat hikayesini anlatmaya. yol boyunca katlandim malum. tersleyemedim de. konusasi varmis garibin.
  • duygusal ve fiziksel olarak gerçekleştirdiğim eylem.
  • benim her günümün bir parçası olan eylem. kendisi sevgi ve aşk köpeği değil, kişisel bir köpek, dünyanın en tatlı hayvanı bana göre, tek bir kimseyi ısırmamıştır ancak sahibi ve aile yakınları haricindekilere karşı şüpheci. ısırır mı? diyenlere belli olmaz, siz dikkat edin demekten başka çarem yok. köpeklere yaklaşırken ve onları severken yaptığımız en temel hata onları insan zannetmek. daha ilk gördüğümüz hayvana kollarımızı açıp bağırarak yaklaşmak ya da hemen onun kafasının üstünden okşamaya çalışmak. oysa ki gerekli olan onun sizi tanıması yanınıza gelip keşfetmesi ellerinizde bir şey olmadığını anlayacağı şekilde ellerinizi açmanız, koklaması ve belirli bir süre sabretmenizdir. köpekler, sarılmayı ya da bağırmayı sevgi olarak görmezler, onlar sevdiklerinin üzerine atlar ve yalar, heycanlanır hatta zaman zaman ağzının ayarını kaçırıp üstünüzü yırtabilir, giysilerinizi patileriyle kirletebilir, salyasıyla ıslatabilir. asla ve asla ilk defa gördüğünüz bir köpeğe ırkı ne olursa olsun, arkadan yaklaşmayın, ani çığlıklar atmayın, kafasını iki elinizle tutmayın ya da iki elinizle sarılmayın. köpekler insan olamayacağına göre biz onları anlamaya çalışalım.
  • evdeki beşli yetmezmiş gibi hala her gördüğüm köpeği eve getirmek istememi sağlayan duygu.
    köpekler cidden çok farklı hayvanlar. onların bakışlarından bütün duygu değişikliklerini anlayabilirsiniz. tabii ki onlar da sizin. sahibine gerçekten çok bağlı olanların tüm gün sizi dikizlediğini görebilirsiniz. kimileri de canı isteyince kendini sevdirip gider.
    gerçekten cinslerinden öte karakterleri bile o kadar farklı ki insan hayran olmadan duramıyor. annemin ıvır zıvır isteyen köpeğine mama yemesi gerektiğini söylemesinden sonra ortada ne kadar kraker vs varsa hepsini salonun ortasına fırlatıp, gidip mamasını yiyen ve bir süre suratımıza bakmayan bir köpek sahibi olarak iletişim konusunda bazı insanlardan daha başarılı olduklarını söyleyebilirim.
  • iki gündür köpeklerden yana nasibim var ne güzel.
    dün iş çıkışı başka bir şirkette çalışan -hiç tanımadığım- bir abi arabasına koyup getirmiş. sanırım başka bir yere götürüyordu. sokak köpeği gibi fakat belli adamı tanıyor arabada uslu uslu bekliyor.

    ben uzaktan "şunu bi mıncırsam, bi sevgimi versem de sevildiğini hissetse" diye içimden geçirirken bir yandan da "lan tam ben sevmeye giderim, o an servis gelir şimdi!"ikileminde geriden geriden izliyorum ama içim gidiyor.
    derken abi kapıyı açtı bizimki indi aşağı, tam bir siyah inci.
    benim ayaklar var gücüyle "servisini severim yürü allasen" der gibi köpeğe gitmesin mi? ben sanki babamın evinde hiç köpek görmemişim gibi köpeğe yapışmayım mı? aman sen nasıl tatlısın! nasıl mazlumsun!
    ...

    bugün de karşıdan karşıya geçiyorum. önümde toniş yaşlı bir çift var. bi baktım karşımda da bir köpek "sevilir mi bu? seviiim mi bi" derken köpek yeşil ışıkta karşıdan karşıya geçmesin mi? öndeki tontişlerin dede olanı önce şaşırıp, sonra sevinip eşine köpegi göstermeye çalışıyor ben de onların mutluluğuna mutlanıyorum.
    neyse sevemedim o köpeği, işi varmış gitti.

    ...

    akşam parkta yürüyüş yapıyorum. karşımda sahipli 3 köpek. 2 si yatmış uyuyor, biri de oturuyor.
    tam aklımdan "ah şunların birisi yanıma gelse de sevsem" derken oturanla göz göze gelmeyelim mi? -köpeklerle göz göze gelip gelmemek önemlidir.-

    köpeğin öyle bir bakışı var ki sanki sevindi, sanki eski dostunu gördü... ve sahibini sıyırdığı gibi bana bana geliyor.

    yoooğ bu işte bir terslik var, bu kadar samimiyet fazla bebeğim. daha önce rastlaşmadık, sanırım birisine benzettin?

    demedim tabii. ben de hunharca ona ona gittim. sonra bi sohbet bi muhabbet, bi kuyruk sallamalar, aman az da şuramı sev lütfenler...
    bu sefer diğeri de kıskanıp yattığı yerden kalkıp geldi, onu sevmemek olur mu? olmaz seni de severim! evet!
    ve sonuncu da uyanıp utana utana o da geldi.
    üçü birden sevilmek istiyor, üç yanımı sardılar! yerimmm yaaa...
    nasıl mutluyum anlatamam. kör istedi bir göz allah verdi üç! rakamla 3!

    sevdim sevdim sevdim!
  • insan sevmekten daha iyi bir eylemdir
  • usul usul sandalyemin arkasından geçecek sandım, arkadan yaklaşan irice köpek. yavaşça başını uzattı, arkama döndüm, tam gözlerimin içine bakıyor. gözlerinin biri elâ diğeri mavi. çok sevdim, çoook sevdim. nasıl bildin kendini sevecek kişiyi güzel köpek? nasıl anladın seni sevmek istediğimi?
hesabın var mı? giriş yap