• kapitalizmin kozmetik çarpıklıklarına karşı hissedilen hassasiyettir genellikle. dilenciye sadaka verdirir. hibrit araba aldırır. organik besin yedirir. naylon poşet yerine kağıt torba kullandırır. kürkün doğalını değil yapayını giydirir. sokaklara kedi maması bıraktırır. politik olarak farkında kılar.

    bu havalı* eylemlerin hiçbiri kapitalizme karşı ya da onun dışında değildir. mastürbasyondan öteye geçmezler. kapitalizmin (yapısal olarak) değişmesi ya da tümden terk-i diyar eylemesi değildir arzulanan, sadece "güler yüzlü" bir kapitalizmdir, kapitalizmin sunduğu imkanların, ayrıcalıkların tadını çıkarırken vicdan azabı hissetmemektir.

    (bkz: tatlısu solcusu)
  • şimdi klasik ilk akla gelen eleştirileri yapmayacağım. sözlükte gördüğüm bir küçük burjuva hassasiyetini aktaracağım;

    biri ingilizce bir beyanda bulunur, ingilizce bir şeyler yapar hemen küçük burjuva kafasını çıkarır oradan: "ee yanlış telaffuz etti, aksanlı konuştu vs..."

    sanki ülkenin yarısı oxford mezunu, irlanda aksanıyla kusursuzca ingilizce konuşuyor! ibineyi oturt karşına, bırak ingilizceyi türkçe düzgün cümle kuramaz ama lafa gelince herkesin ingilizcesini eleştirir durur.

    bir de bunların futbol izleyicisi türevi var; tek derdi futbolcu isim telaffuzları bunların. şerefsizler sahadan oynanan futboldan çok yorumcuyla, spikerle ilgilenir: "çana dedi ahahaha!".

    sizin yüzünüzden ingilizce'den de futboldan da soğudum, itoğlu itler!
hesabın var mı? giriş yap