• küf mantarları, gözle görülmeyen alerjik etkisi olan sporlar üretirler. renkleri türden türe değişir. ev dışında (çürüyen bitkiler üzerinde veya havada) bulunabilecekleri gibi, ev içinde (evin güneş görmeyen nemli yerlerinde) de bulunabilirler. polenler gibi atmosferdeki spor sayısı, hava koşullarına bağlıdır. havanın sıcak ve nemli olduğu zamanlarda, örneğin yazın sonlarına doğru ve sonbaharda en fazladır.
    (bkz: evde kuf mantari yetistirmek)
  • küf mantarının üzerinde üreyeceği besinin üzerinde önce tüyümsü oluşumlar gözlenir. daha sonra bu tüyümsü yapılar sıklaşıp yeşile dönerek bildiğimiz şeklini alırlar. o tüyleri üfleyip ya da küflenen ekmeğin vb. besinin yeşil kısmını atıp kalanları bir şey olmaz diye yemeyin. çünkü besinin diğer yerlerinde de gözle göremesek de mantar oluşumu başlamıştır ve bu mantarın tüketilmesi durumunda vücut kanserojen etkiye maruz kalabilir.
  • bilim insanlarının çok uzun süredir mercek altında tuttukları canlıların bile şaşırtıcı yeni özellikleri keşfedilebiliyor. kısa bir süre önce penisilin üreten penicillium chrysogenum adlı küf mantarı için de benzer bir durum söz konusu oldu. yüz yılı aşkın bir süredir penicillium chrysogenum’un sadece sporlar yoluyla, eşeysiz olarak çoğaldığı sanılıyordu. ancak uluslararası bir araştırma ekibi mantarın aynı zamanda bir eşeyli üreme döngüsüne de sahip olduğunu ortaya çıkardı.

    yalnızca bitkiler ve hayvanlar değil, mantarlar ve algler gibi pek çok mikroorganizma da eşeyli olarak üreyebiliyor. bu da yeni nesil organizmaların, eşleşen bireylerin her ikisinden de gen alarak yeni özellikler kazanmasını sağlıyor. böylece yeni nesil organizmalar değişken çevre koşullarına karşı daha dayanıklı olmalarını sağlayacak yeni özellikler kazanabiliyor. ancak mantarlar için eşeyli üreme her zaman geçerli bir durum değil. çoğu mantar sporlar yoluyla eşeysiz olarak çoğalıyor. küf mantarlarına ait sporları bozulmuş yiyecekler üzerinde beyaz, yeşil ya da siyah tozsu kalıntılar olarak görürüz. bu sporlar sadece tek bir atadan gelen genlere sahiptir.

    ingiltere’de nottingham üniversitesi’nde mantar biyolojisi üzerine çalışan paul dyer, penisilin üretiminde kullanılan penicillium chrysogenum adlı küf mantarının gerekli şartlar sağlandığında eşeyli üreme olasılığı olabileceğini düşünüyordu. mantarın tüm genomunun dizi analizi sonucunda, aslında eşeyli çoğalma için gerekli genleri hâlâ taşıdığı anlaşıldı. bunun üzerine dyer ve avrupa’daki birkaç araştırma enstitüsünden araştırmacılar penicillium chrysogenum’u eşeyli çoğalmaya teşvik edebilecek ideal koşulları araştırmaya başladı. dyer ve çalışma arkadaşları önce iki farklı cinsiyette olabilen penicillium chrysogenum’un birbiriyle uyumlu eşleşme genlerine sahip olan soylarını bir araya getirdi ve bunları farklı besin ve ışık koşullarında çoğalttı. işe yarayan kombinasyon ise biyotin adlı vitaminle güçlendirilmiş, yulaf ezmesi temelli bir besi yeri oldu.

    eşeyli olarak üreme yeteneği gösteren mantarların daha fazla penisilin ürettiği görüldü. bu yeni keşif başlı başına şaşırtıcı olduğu gibi uygulamaya yönelik faydalar da vaat ediyor. daha fazla penisilin elde etmek amacıyla eşeyli olarak çoğalan penicillium chrysogenum mantarları kullanılabilir. araştırmacılardan ulrich kück çok miktarda antibiyotik üretebilen endüstriyel penicillium chrysogenum soylarının hâlihazırda kullanımda olduğunu, ancak bu soyların genetik açıdan istikrarsız olduğunu söylüyor. yani mantar kültürü yaşlandıkça penisilin üretiminde düşme eğilimi görülüyor. kück, endüstride kullanılan soyların haftada ya da ayda bir takviye edilmesi gerektiğini, yüksek penisilin üretme kapasitesine sahip bir soyun sağlıklı başka bir soyla eşleştirilmesinin çok faydalı olabileceğini belirtiyor.

    karanlıkta geçirdikleri beş haftalık süre sonunda mantarların sadece eşeyli üreme sonrasında oluşan özel yapılar geliştirdiği görüldü. genetik analizler de genlerin eşeyli çoğalmayla çaprazlanmış olduğunu kanıtladı.

    araştırmacılar ayrıca küf mantarının sahip olduğu 12.000 kadar genin etkinliğini de inceledi. sonuçta eşeyli üremeyle ilgili genlerin başka bazı biyolojik işlevlerle, örneğin penisilin üretimiyle ilgili genlerin etkinliğini de kontrol ettiği anlaşıldı.

    bakteri düşmanı penisilin

    penicillium chrysogenum’un ürettiği penisilin adlı maddenin bakterilere karşı öldürücü etkisi ilk defa yüz yıl kadar önce alexandre fleming tarafından keşfedilmişti. bugün yıllık piyasa değeri yaklaşık 6 milyar avro olan bu antibiyotik hâlâ ancak bu küf mantarları tarafından üretilebiliyor. bu küf mantarı beta-laktam adı verilen, azot ve karbon içeren, halka şeklindeki kimyasal yapılar üretiyor. beta-laktam ise bakterilerin hücre duvarı oluşturmasına engel oluyor. böylece bu antibiyotik, mantarın yaşadığı yerlerde yaşamaya çalışan bakterileri öldürüyor. bu mekanizma aynı zamanda doktorların 1940’lardan beri bakteriyel hastalıklarla savaşta kullandığı güçlü bir silah. penisilin ve benzer mekanizmalarla etki gösteren çok sayıda başka antibiyotik o zamandan beri milyonlarca insanın hayatını kurtardı. bu süreçte başka mikroorganizmalarda da bakterilere karşı farklı mekanizmalarla, örneğin bakterilerdeki protein sentezini engelleyerek ya da bakteri hücrelerindeki zarsı yapılara zarar vererek etkili olan, çok sayıda başka antibiyotik de keşfedildi. bunların bir kısmı artık sentetik ya da yarı-sentetik olarak da üretilebiliyor.

    kaynaklar
    http://www.sciencedaily.com/
    releases/2013/01/130108084138.htm
    http://www.scientificamerican.com/
    article.cfm?id=the-joy-of-fungal-sex

    -ilay çelik / bilim ve teknik 2013
  • ne zaman kalbim kırılsa bunun belgeselini izliyorum ve dünyayı unutuyorum.
  • mantar deyip geçmeyelim azizim. mantarlar denizlerde ve tatlı sularda bulunur. bazılarıysa hayvan derisinde yaşarlar. bir çok deri hastalığını, ağız ve kulak iltihabına sebep olabilirken bu demek değildir ki mantarlar zararlıdır.
    mantarlar yararlı da olabilir. hayat kurtaran antibiyotiklerden penisilin, küf mantarından üretilmiştir.
  • besinlerimizi en çok kontamine eden mantarlardır. aflatoksin üreten aspergillus mantarları buna örnektir.

    ya da penicillium'lar veya fusarium'lar kontamine ederler gıdayı. bunlar mikotoksin üretirler. ayrıca bunlar fumonisin salgılarlar ve bu da özefagus kanseri yapar. ama genelde mantar toksinleri böbreğe toksiktirler. özellikle penicillium ve aspergillus mantarlarının ürettiği striknin böbreğe toksiktir.

    insanlarda en çok alerjiye neden olan mikroorganizmalar mantarlardır.

    3 mantar türkiyede görülmez :

    1-coccidioides immitis

    2-paracoccidioides brasiliensis,3-blastomyces dermatitidis

    dimorfik mantar'dan üçü türkiyede görülmez.

    edit: imla. ve bilgi eklendi.
  • maalesef entry sayısının azlığı konu hakkında ülkedeki bilgi birikimini de yanstımaktadır .nemli iklimde yaşayan insanlar için belki de birinci düşmandır. beyaz, yeşil ve siyah türleri mevcuttur. siyah olanlarının salgıladığı mikotoksin maddesinin uzun süre maruziyet sonrası vücutta akümüle olduğunda öldürücü etki yaptığına yönelik çeşitli çalışmalar mevcuttur ancak hala kesin olarak ispatlanmış değildir. survival of fittest kuralının geçerli olduğu dünyada en zor koşullara dayanıklı türlerden biri olan bu mantarların insan sağlığı içinse pek bir faydası yoktur. alerjik olmayan bünyelerde bile öksürük, burun tıkanıklığı, hapşırma, geniz akıntısına sebep olan küfler, alerjik bünyelerde çok trajik sonuçlara yol açmaktadır. ülkemizdeki sıradan doktorların olasılık olarak bile değerlendirmeyeceği bazı ciddi yan etkiler

    saç dökülmesi
    anksiyete
    hafıza zayıflaması
    kol ve bacaklarda uyuşma
    şiddetli karın ağrıları
    ışık hassasiyeti
    sebepsiz kilo alımı
    kas krampları

    olarak sıralanır. eğer eski, güneş almayan, nemli hava sirkülasyonu zayıf (bunların birisi olsa bile küf gelişimi için büyük risktir) bir evde kalıyorsanız geçmeyen soğuk algınlığı benzeri semptomlarınız için mutlaka küf alerjisini aklınıza getirmelisiniz. tek amacı ilaç yaz mesaiyi doldur mantığına dönmüş doktorlarla dolu bir ülkede artık bilinçli olmak bir seçenek değil zorunluluk haline gelmiştir.
  • özellikle havada bulunan sporları nemli ve besinli ortamda çoğalarak meydana gelen mantar türüdür. binlerce çok küçük mantarın bir araya gelmesiyle oluşur, küfoluşumuna sebep olurlar. çevredeki atıkları çürüterek doğaya katkıda bulunurlar. sütüekşitirler. besinleri küflerken besinlere tutunurlar. bunu hif denilen organlarıyla gerçekleştirirler. bir kısmı hayvanlar ve insanların üzerinde parazit olarak yaşarlar. küf mantarları, penisilinin icadında kullanılmıştır.
hesabın var mı? giriş yap