• (bkz: kültür mantari)..
  • okuduklarından, gördüklerinden, yaşadıklarından sentez yaparak, fikir süzgecinden geçiren, düzgün ifadelerle karşısındakine aktarabilendir...
  • çok konuşan değil, çok susanmış...
    (bkz: öğrenmeye açık olmak)
  • cehaleti model hazırlamayla yok edilmiş kişi.
  • kültürün, toplumdan var olduğu, toplumun değerlerini belirttiğini düşnürsek, daha doğrusunun bulunabileceği bir ifadedir.
  • yoktur....

    toplumların kültürü, insanın bilgilisi vardır...
    şöyle, böyle, o biçim ve de kültürlü erkek ararken sıvamayın diye söylüyorum...
  • "her gün gazete okuman şart
    önce dünyada olup bitenler
    sonra yurdunda pisipisine ölüp gidenler
    her allahın sabahı bir gazete yıkmaz seni
    ilanlar, düğün, nişan, sergi, dernek
    bir de bakmışsın evlenivermiş senin bebek
    sonra en önemlisi cenazeler
    hiç belli olmaz mesela
    kendi cenazen kalkıyordur!
    insan hali bu olur mu olur
    hergün bir gazete okuman şart
    yoksa kendi cenazen valla...
    fukara mahzun olur..."
    (bkz: bedri rahmi eyüboğlu)
  • kültürsüz insanlara saygı duyandır.
  • gregoriy vasilyeviç çiçerin, ki kendisi lenin'in özellikle ehemmiyet ve değer gösterdiği bir devlet kişisidir, namuslu, şerefli ve akıllı biri olarak görülen bu adam, sscb dışişleri halk komiserliği görevi esnasında, o zamanlar hürriyet mücadelesi veren türkiye'de görev yapması için ankara'ya atadığı başka bir sovyet diplomatı olan semyon ivanoviç aralov'un anadolu'daki hadiselerle ile ilgili endişelerini belirtmesi üzerine ona, konu her nereden oraya geldiyse, ben de hatırlamıyorum, kültürlü olmak hususunda aleni bir fular göndermesi yapmamış olsa da şöyle bir söylevde bulunur:

    "bir diplomatın kültürlü olması gerekir. kültür, bazılarının sandığı gibi, yemekte balığı bıçakla kesmemek değildir. dış görünüşle ilgili alışkanlıklar çabucak özümsenebilir. gerçek kültür, edinilmiş ve özümsenmiş bilgilerin zenginliğinde yatar, çekmişimizin kültür mirasına sahip çıkmakta, bu mirastan akıllıca ve eleştirel bir gözle yararlanmakta, durumu ve koşulları doğru olarak anlamakta yatar..."

    azıcık okumuşluğu yazmışlığı bulunan neredeyse herkesin, gırtlağına bir fular geçirerek kurumlanma potansiyeli olan şu suni ve samimiyetsiz zamanlarda hep beraber güzide, bulunmaz bir öğüt addetmemiz lazım gelen bu satırları semyon ivanoviç'in milli mücadele yıllarında anadolu'da başından geçenleri olup bitenden otuz ila kırk sene sonra yazdığı hatıratından cımbızladım. bu eser, bir sovyet diplomatın türkiye anıları (1922-1923) adı ve hasan ali ediz çevirisiyle bulunabilir.
hesabın var mı? giriş yap