• "kürtçülük"

    aslında bu kavramın tam olarak neye tekabül ettiğini anlamak oldukça zor. onlarca yıldır süregelmiş bir toplumun varlığını reddiyesinin üstüne kürtlere dair neredeyse söylenen her şeye negatif bir anlamak yükleyip "kürtçülük" kümesinin sonsuz sayıdaki elemanlarınan biri olarak görmek en genel kullanımıdır bu kelimenin.

    yıllar sonra gelen edit:

    pejoratif bir manaya sahiptir. kürtlerin siyasi hak taleplerini aşağılamak için kullanılır. birkaç günlük söylem değildir. taa 1950 sonlarından itibaren gelen bir söylemin uzantısıdır. nitekim, "kürtçülük" yaptıkları gerekçesi ile yargılanıp savunmalar verenlerin sayısını belirlemek bile çok zor.
  • (bkz: pkk)
  • bilal şimşir'in bilgi yayınevi'nden çıkmış kitabi. 1787 - 1923 dönemini belgelerle analiz ediyor. bugünü anlamada son derece faydası olabilecek bir kitap.
  • doğu anadolu tarihini değil, kürtçülüğün tarihini anlatır. kitapta böyle bir taahhüt olmadığından ilgili tarihte ilgili coğrafyada olanların tamamının bulunmamasından sızlanmak oldukça yersizdir ki; kitabın yazarının başka hususlara değindiği başka kitapları da vardır (bilgi yanınevinden çıkan ermeni meselesi gibi). bizi kitabında yer vermediği konuyla ilgisiz belgeler değil, yer verdiği ve konuyla ilgili belgeler ilgilendirir. ayrıca söz konusu belgeleri çok değerli kılan bir başka husus, sürekli kafamıza kakılan ve bazıları oldukça şüpheli bir kısım belgenin aksine bunların günümüz medyasında ve kamuoyunda hiç gündeme getirilmemesidir.

    kısacası kitabın yazarı tarihçi olmamasına karşın birçok tarihçiden çok daha fazla araştırma yapmış olan çok saygıdeğer bir diplomatımız olup, yayınladığı belgeler dikkate alındığında kimilerince beğenilmeyen üslubu ne aldığı ödülleri, ne de kitabın itibarını zedelemektedir kanaatindeyim.
  • türkiye'deki tezahürü daha çok bir eziklik kompleksidir. hoş, türkiye dışında başka ülkenin kürt vatandaşları kürtçülük yapabiliyor mu, çok merak ediyorum.
    konuya dönersek, türklüğün ön planda olduğu cumhuriyetimizde kürtler başta olmak üzere diğer halklar ağır bir türk propagandası altında kalmış, ömürleri boyunca yitiremeyecekleri bir eziklik oluşmuştur.
    bana göre bu propaganda meşrudur.
    bazı akademisyenler osmanlı imparatorluğu'nun bir türk devleti olmadığını savunur, bu teoriden hareketle türkiye cumhuriyeti'nin kuruluşu, osmalı dönemininde onuru zedelenen türklere onurunun geri iade edilmesidir. devşirme sisteminin yaygınlaşmasıyla, türkler devlet işlerinden çok ayak işlerinde veya asker olarak kullanılmaya başlamıştı. zaten osmanlı padişahlarının ne kadar türk olduğu ise malumunuz.
    şimdi bu değerlendirmelerin ne gereği vardı diye soracaksanız cevabım şudur ki, osmanlı'nın yıkılışı bir başarısızlıksa ve türkiye cumhuriyeti'nin kuruluşu bir başarı ise ben bu kıstasları yapmak zorundayım.

    şu an sorunların kör düğüm olduğu bir noktadayız. resmi ideolojinin zamanında öngördüğü ve bugünkü kürtçülerin söylemlerinden de anlıyoruz ki, kürt kimliğinin anayasal olarak tanınması, bırakın beraber yaşamayı, bölünmeyi getireceği ortada.
    işin tuafı, şu dillerinden düşürmedikleri, kürdistanı onlara versek, alın istediğiniz gibi yaşayın desek, kürtçüler başta olmak üzere çoğu bu kürdistana ayak bile basmayacak.
  • mesele eziklik ise eğer, en azından sürüyle yazara/sanatçıya 'kürdüz ulan :/' diye bi halkın kafasını siktirmediğinden değerli bi şeydir heralde.

    (bkz: milli edebiyat)
  • kadir cangızbay hocanın bu konuda harika bir yazısı var hiçkimsenin cumhuriyeti sf. 87-88 [okuma kolaylığı açısından 3 paragrafa böldüm, tink]:

    (...) "ben kadir'im kadir'im de kadir'im, ne mutlu ki kadir'im." böyle bir şey, ayıp falan da doğrudan doğruya zavallılık. ama birileri karşıma geçip de "sen kadir değilsin; yani sen, sen değilsin" dediğinde, "hayır, ben kadir'im" diye direnmek, ekstradan bir şereflilik değil, insanın aynada kendi yüzüne bakabilecek kadar bir haysiyete sahip olabilmesinin asgarî koşuludur.

    diyelim, hem miyopların hem de hipermetropların bulunduğu, ama bunların hepsine zorla miyop gözlüğü takıldığı, yani her şeyin miyoplara göre düzenlendiği bir yerde, gözü miyop değil de hipermetrop olanların "yok ben miyop değilim" demesi, hipermetrop şovenizmi olmayacağı gibi, bu koşullarda miyop şovenizmi yapıyor olmak için de illaki "yaşasın miyoplar, en büyük miyoplar, başka büyük yok" vs... diye bağırmaya hiç mi hiç gerek olmayıp, hipermetroplara da zorla miyop gözlüğü takılmasına karşı çıkmamak, yani sadece susmak bile miyop şovenizminin yeniden üretimine katkıda bulunmak demektir. burada miyobun, miyobum demeye hiç mi hiç ihtiyacı yoktur, zira her şey zaten miyoplara göre ayarlanmıştır; bu durumda miyop, kendi farklılığını hiç dile getirmez ve bu sayede de hiçbir ayırım gözetmiyor gibi görünür iken, aslında kendisinin hazır bulunduğu düzenlemeye içkin olan miyop şovenizminin en sadık neferi durumundadır. kendisi hipermetrop olduğu halde miyop gözlüğü takmaya zorlanan, buna karşı çıkacaksa iser istemez kendisinin miyop değil hipermetrop olduğunu vurgulamak zorunda kalan kişi ise, böyle yaptığı için ilk ağızda "bak işte, adama bak, hipermetropluğunu amma da ön plana çıkartıyor, oysa biz hiç miyopluğumuzdan söz ediyor muyuz" denilip ayrımcılık yapılıyormuş gibi gösterilebilecek olsa da, kendi hipermetropluğunu ortaya koymakla, aslında "görme hakkı" üzerindeki tekeli kırıp bu hakkı herkese açmış, dolayısıyla hipermetropluğunun ötesinde geçip evrensel anlamda insanı kucaklar hale gelmiş olacaktır.

    kısacası 'kürt yoktur' denilen ya da kürdün yok sayıldığı bir ortamda 'ben kürdüm' demek, kesinlikle kürtçülük değil, insan olmanın asgarî gereği iken, bu aynı ortamda, insanın değil türklüğüyle övünmek, bu duruma karşı çıkmayıp sadece sessiz kalması bile, aslında şovenizmin yeniden üretimine katkıda bulunması demektir...
  • tü kakadır. lakin bu aralar şöyle bir komedi var: dediler ki kemalist cumhuriyet milliyetçidir, kürtler'i bizim dinimiz birleştirir. kürtler din kardeşimiz dediler, sonra dediler ki ama onlar zerdüşt. peki biz bu sorunu dincilerle nasıl çözeceğiz? milliyetçiler kendinden saymaz, dinciler pagancı der.

    ne yapsın bu adamlar? en iyi bakış açınızla bakın. ne yapsınlar?

    öteki yerine koymak basit. hadi zor yoldan çözelim.

    kardeş olarak çözelim. lafım iki tarafa da.
  • (bkz: türkçülük)

    (bkz: türkçülüğün esasları)

    fransız ihtilalinden sonra ortaya çıkan ırk kavramları üzerine geliştirilen siyasi bakış açılarıdır bunlar. her hangi bir aşağılama içermez. kürtçülüğün dile getirilmesi ve duyulması biraz gecikmiştir o kadar.
hesabın var mı? giriş yap