• herhangi bir dili öğrenmek kadar doğal bir istek olması gerekirken, türkiye şartlarında soruşturmalara ve gözaltılara hatta tutuklanmalara maruz kalmaya sebep olan bir istek konumundadır.

    malum üniversitelerde kürtçenin seçmeli dil olmasını isteyen binlerce öğrenci okullarından bu talep sebebiyle atıldı ya da uzaklaştırıldı. ilginçtir ki eskimo diline* bile izin veren üniversite yönetimleri, nedense aynı ülke içerisinde milyonlarca vatandaşının konuştuğu dilin varlığını inkar etmekte ve bu konudaki yasakçı zihniyetini üniversite içinde öğrencilere uyguladığı antidemokratik uygulamalarla da pekiştirmektedir.

    bunun dışında türkiye'de bir de özel kürtçe dil kursları vardı, bu kurslar başta diyarbakır olmak üzere van, mardin, batman ... gibi doğu ve güneydoğu şehirlerinde baskıcı unsurların tüm zorluklarına rağmen büyük özverilerle açılmıştı. sağolsun kolluk kuvvetleri [!] ders veren öğretmenleri ve kürtçe öğrenmeye gelen öğrencileri iki günde bir göz altına almaya başlayınca bu kurslara da ilgi azaldı. gerek maddi imkansızlıklardan gerekse kurs görenlerin baskılara dayanamaması sonucunda kapandılar.

    kısacası türkiye'de kürtçe öğrenmek başlı başına bir dert her an birileri sizi kürtçe öğrendiğiniz veya öğrenmek istediğiniz için sizi teror örgütüne yardım ve yataklıktan göz altına alabilir. hatta zamanında mesleği nedeniyle kürtçe öğrenmek isteyen bir milletvekilinin arkeolog kızı bile göz altına alınmıştı.
    neyse yine de kürtçe öğrenmek için istekli olan ya da işi gereği öğrenmek isteyenler varsa "istanbul kürt enstitusü" bu konudaki isteklere cevap verebilir.
  • kursa gitmeden de yapilabilen yararli faaliyet. kurs olanagi olmayanlar icin kanimca piyasada bulunabilecek en iyi kurtce (kurmanci) ders kitabi serisi 'hinker'dir. sami tan, ronayi onen, mevlut aykoc, sadik varli tarafindan yazilmis ve 3 ciltten olusmaktadir. kitabin tamami kurmanci dir ve dolayisiyla kurtce sozluk kullanmak sarttir.
  • zorunda olup olmadığımızı düşündüğüm eylemdir.

    kürtçe öğrenmek zorunda mıyız?

    elbette ki böyle bir soru soruşum ayrımcılık yapmamdan değildir. çünkü zaten ben de yarı kürt sayılırım. fifti fifti. *

    bugün hakkari'de bir meslek yüksek okuluna kürtçe isim verildiğine dair bir haber izledim. ismin ne anlama geldiğini anlayamadım tabi. biraz bozuldum.

    sonra babama dönüp,

    ee ben bunu anlamıyorum nolcak şimdi? dedim.

    babam da

    o zaman kürtçe öğren. dedi.

    ben de

    kürtçe öğrenmek zorunda mıyım? dedim.

    o da

    anlamak istiyorsan öğreneceksin dedi. (bu arada kürt olan babam değil) *

    ya iyi hoş, kürtçe isimler veriyorlar filan ama kürt kardeşlerimden tek ricam bu isimlerin yanlarına türkçelerini eklemeleridir. siz anlıyorsunuz ama ben anlamıyorum. çok bozuluyorum bak!

    not: ciddiyim.
  • uzun süredir uğraştığım olay fakat pratik yapacak kimse olmayınca pek bi zor ama çok önemli insan kendini eksik hissediyor. şahsen, anne tarafı çerkes baba tarafı kürt biri olarak bu iki dili de bilmemek asimilasyonun ne acı bir kanıtıdır.
    (bkz: kahrolsun faşizm)
  • insanların kürtçe öğrenmek istememesini normal olabilir fakat kürtçe şarkı söylediğimde ya da dinlediğimde insanlar -yaa anlamıyorum değiştir türkçe söyle. demesin bize yeter sanırım fazlasında gözümüz yok ispanyolca'ya verdikleri kadar kürtçe'ye değer versinler kafi.
  • bulunduğum konum ve yakınımdaki insanlar dolayısıyla son zamanlarda bol pratik yaparak öğrenmeye çalışıyorum. tek sorun yoğurta mast demeleri. o konuda orta yolu bulamıyoruz. her kelimeye tamamım ama yoğurt yoğurttur arkadaş*
hesabın var mı? giriş yap