• derdi kürt sorununun cozulmesi ile olmayan insan beyanati. onu biliyorduk zaten, sorun cozumlense nasil nemalanacaksin.?
  • talihsiz beyanat.

    adama sorarlar sen ne s.kime meclistesin diye.
  • kürt sorununda pkk'nın veya öcalan'ın muhatap alınması bir yana, bunu dile getirirken öne sürülen argümanın geçerli olduğunun düşünülmesi bile pkk'nın veya öcalan'ın muhatap alınmaması gerektiğini düşündürüyor. tabi ki kastım, nazlı ılıcak örnek verildiği için, onun argümantasyonu yani temellendirmesi. başka biri başka bir temellendirmeyle bana "muhatap pkk ve öcalandır" derse, onu dinlerim, karşı çıkacaksam sonra çıkarım ama ılıcak'ın yürüttüğü muhakeme, iç huzur, iç barış, halkların kardeşliği gibi herkesin her yere çektiği bu yüzden günün koflaşmış deyimlerine dönüşmüş olan arzuları "yine de", "her şeye rağmen" sağlıklı kılmıyor.

    diyor ki ılıcak, "sonuçta silah onların elinde ve siyaset yapmak istiyorlar." (http://www.habersahifesi.com/…atap_alinmalidir.html) o vakit alperen ocakları ya da ülkü ocakları sivil milisleri eline silah alıp "sonuçta silah bizim elimizde, siyaset yapmak istiyoruz" dediğinde, düşünen adamları tek tek avladığında başta ılıcak olmak üzere hiç kimsenin "hepimiz x'iz" demeye hakkı yok, sonuçta "silah katillerin elinde", değil mi? kim daha fazla silahlanıp örgütlenirse ve ortalığı daha fazla kan gölüne çevirirse, meseleyi çözme ve muhatap alınma hakkını elde eder kaidesini yerleştirmememiz gerekiyor, aksi halde zaten yirmi dört saatini savaşacakmış gibi yaşayan, milyonlarca milisten oluşan anti-kürt timlerini beyaz çoraplıları partiden ayıklayan devlet bahçeli gibi reyisler de durduramaz.

    ılıcak'ın (argümantasyon ona ait olduğu için o, yoksa o bir marksist değil elbette) aklının ereceğini sanmıyorum ama ben yine de diyeceğimi diyeyim, türkiye'deki marksistler lenin'in narodniklere kustuğu öfkeye bir göz atsın önce, "halkların kardeşliği" tamam güzel de, önce, lenin deyişiyle, "halk dostları"nın iyi bellenmesi ve belirlenmesi gerekiyor. ancak ben bu satırları kaleme alırken beynimde ur gibi büyüyen ve başımı ağrıtan şu düşünceyi de dile getirmek zorundayım:

    diyelim ki pkk hareketi olmadı, asala'dan sonra ülkücü milisler ne var ne yok hepsini dümdüz etti, kürtlere alternatif bir pkk kanalı açılmadı, kürtçülük damarı kendi içinde çürüdü, pekala, türkiye cumhuriyeti, örneğin, yine bir devlet kanalını kürtçeye "lütfedecek" miydi? ya da bu kürt açılımı denen nane, <ki ben başka entirilerde argümantasyonuma dayanarak bir akp projesi değil, ordusuyla, hükümetiyle, cemaatiyle, iç ve dış konjontürel siyasetiyle bir devlet projesi olduğunu defaatle söylediğim için burada tekrarlamıyorum bunu> neyi hedefliyordu, neden öne sürüldü? demek ki böyle bir ihtiyaç belirdi, halk bunu talep etti, halk sıkıntısını dile getirdi. peki, şimdi düşünelim, öcalan ve pkk olmasaydı, halkın böyle bir talebi olacak mıydı ya da devlet böyle bir proje geliştirme zorunluluğunu hissedecek miydi? pkk başarılı oldu mu, olmadı mı? devlet bunu kabul ediyor mu, etmiyor mu? silahlı ve katil pkk'nın insanlık önünde meşru olamayacağını dile getirirken, bu konuya da dikkat etmemiz gerekiyor. çünkü ben eminim ki, pkk olmasaydı demirel kürt realitesinden söz etmeyecek, mesut yılmaz diyarbakır'ın "doğunun parisi" olduğunu söylemeyecek ve akp döneminde bir kürt açılımı olmayacaktı, tıpkı diğer etnik gruplarla ilgili şu an hiçbir şey yapılmaması gibi.

    mesele öcalan'ı ve pkk'yı aşar. herkesin, türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin düşünmesi gerekiyor. neticede her ulus gibi, kürtlerin de ulus inşası hakkı vardır ama unutmayalım ki, türkiye cumhuriyeti'nin de, tıpkı her devlet gibi kendini ve topraklarını koruma hakkı da vardır. bura belçika değil yavrularım, öyle kafa esince ayrılık olmaz, bura norveç falan da değil felsefik (filozofik de denebiliyor bazen) intiharlar olsun, bura imperium süzgecinden geçmiş bir doğu ülkesi. herkes çapını ve ağırlığını bilmek zorunda, herkese itidâl öneriyorum.

    addendum@: yazarken aklıma gelmedi, sonradan esti. örnek somut olduğu için, onun üzerinden gitmekte fayda var. devlet eskiden yasakladığı ve hatta görmezden geldiği, ki bence bu yasaktan da beterdir, bir dile resmen kendi kanalında yer açtı ve kürt olmayan, bu yüzden kürtçe de konuşmayan halkın neredeyse tamamı bunu "olumsuz" olarak değerlendirmedi, hatta kimse umursamadı. oysa daha on yıl önceye kadar bu sanki bir tabu gibiydi. demek ki, şartlar oluşunca halkın da sağduyusunda bir enleşme oluyor ya da idarenin iradesi halkın sağduyusunu tam tartamıyor, bu yüzden atılan adımlar da gecikebiliyor. türkiye'nin kürt sorununda hangisi geçerli olursa olsun, her iki durumda da halkın, gerçekten doğru politikalar yürütülürse, dövüşmekten ziyade itidâlle sorunu çözmeye yatkın olduğunu düşünüyorum. şimdi düşmanlığın kabarmış olmasının, bana göre, tek sebebi recep tayyip erdoğan'ın basiretsizliğidir. bu akp'nin bile değil, doğrudan başbakanın basiretsizliğinden kaynaklanıyor.

    dtp kapatılırken sessiz kalmasaydı, sanki akp kapatılıyormuş gibi demokrasiye kalkan olsaydı, tüm direncini israil-gazze meselesinde hem de dokuz insanın yaşamından sorumlu olarak (aç aslanın kafesine savunmasız çocuk atman gibi bir şey bu) harcamasaydı, monşerleri öteleyeceğine, "diplomasinin ve müzakerenin türkiye işte bu noktaya gelmesin diye" var olduğunu anlayabilseydi dahası "başbakan ne eylerse güzel eyler" medyası biraz yürekli olup başbakanı eleştirebilseydi, bugün bu entiri yerine paraguay uruguay slovakya falan gibi ülkelerin maçlarını tartışan bir entiri girerdim, tıpkı dünyanın "sorunsuz gibi görünen" herhangi bir köşesindeki herhangi bir muadilim gibi. gerçi bu durumda nasıl muadilim oluyor, o da ayrı mesele, "sözde" diyelim şimdilik.

    addendum2@: bilhassa hakan albayraklara üzülüyorum. son gelişmeler o şovmenlerin "israil kahramanlığı"nı öteledi, ne yazık, şimdi kimse onların osmanlı bahriyelisi kahramanlığını konuşmuyor. oysa bir hafta önceye kadar ne kahramanlardı onlar, pkk en çok onları vurdu. her akşam tvlerde albayraklar şov izleyecektik oysa, realiti şov, belki gazze valisi olacaklardı ama konjonktür izin vermedi, ne yazık oldu. artık kısmet, başka bir şova ve provokasyona.

    addendum3@: pkk bile muhatap alınabilir, ılıcak asla. pkk'nın muhatap alınması gerektiğini söyleyen ılıcak'ın muhatap alınmaması yaygınlıkla kabul edildiğine göre, o halde pkk muhatap alınmak istense bile, alınamayabilir. ılıcakist çözümlere karşı halkı itidâlli davranmaya çağırıyorum. bu da, bu entirinin iç burkan kapanış görseli olsun, daha addendum yok:
    http://i50.tinypic.com/fc1tn7.jpg
  • oya baydar da bu tarzda yazmış bugün.
    ergun babahan da öcalan muhatap alınsın demiş.

    olmaz be kardeşim. belki gizli bir anlaşma olsa neyse de -ki daha önce öcalan'la görüşen devlet görevlileri varmış - açık seçik olma bu iş. birincisi buna hiçbir siyasetçi cesaret edemez. velev ki etti bu sefer halk ne diyecek bu işe.

    hem bunu isteyenlerin isteği bununla kalmıyor ki; adamlar apo serbest bırakılsın yoksa sorun çözülmez diyor. velev ki muhatap alalım diyeceksin; bu isteği nasıl muhatap alacaksın?

    analar ağlamasın, barış olsun iyi güzel de bu yapılırken türk halkı da rencide edilmemelidir. bir tarafı yaparken bir tarafı kırmak olmaz.
  • eli kanlı terörislerin barışcıl çözümlerde rol alamayacağı gerçeği göz önünde bulundurulursa, ellerindeki silahları bırakmadan hiç bir sikim olamayacaklarının farkında olmayan terörist söylemi.
  • bunu yapabilecek bir türkiye cumhuriyeti hükümeti tanımıyorum.

    bunu yapmak; kürt faşizmine teslim olmak demektir. sonrasında anahtarı teslim et git zaten.

    pkk tabanlı kürt faşizminin tek amacının ayrı bir devlet olduğunu biliyoruz. gerçek niyetlerini gizlemek için, "ayrılmak istemiyoruz, sadece demokratik özerklik istiyoruz" diyorlar ki bu da zaten ayrı bir devlet kurmak. ardından barzani ile birleşip, erbil'de haritalarını dağıttıkları büyük kürdistan'ı kuracaklar becerebilirlerse.

    utanmadan tehdit ediyorlar; "analar ağlamasın, askerler ölmesin" diyorlar. yani, eğer kürdistan'ı kurmamıza direnirseniz, analarınızı ağlatırız, kızlarınızı yakarız, öldürürüz, askerlerinizi mayınla parçalarız diye aba altından sopa gösteriyorlar.

    tarihte eşi görülmemiş bir kalleşlik ve ihanetle karşı karşıyayız; işte bu yüzden, kürt faşizmi bu topraklardan jiletle kazınacak.
  • ''sen ne halta o meclistesin o zaman '' diye sorarlar.

    buna gerekçe olarak da ''barış savaşanlar arasında yapılır'' diyorlar.

    öyleyse gidin hakkari komando tugay komutanına konuşun.
hesabın var mı? giriş yap