• öncelikle, malum sorunu kendi içerisinde sorun barındırarak tanımlayan sözdür, öbektir..

    evvela işgal kelimesine odaklanalım.. işgal demek belli bir bölgeyi hakkı olmadıgı halde güç ile zor kullanarak almak demektir..bu noktada kürtlerin istanbula zorunluluktan mı yoksa işgalci ruhlarını tatmin etmek için mi gelmiş olduklarına bakmak gerekir..sonra da, her gun bir şekilde karşımıza çıkan ama ısrarla hatırlamamaya çalıştıgımız göç olgusunun neden oldugu sorunlara bakmak gerekir..evet kürtlerin istanbula gelmelerinin iki nedeni vardır..

    ilk nedeni cok basit bir temele dayanır.. su anda 12 milyon insanın yaklasık 10 milyonu neden cumhuriyet kuruldugundan bu yana istanbula akın etmişse, kürtler de aynı nedenlerden dolayı istanbula göç etmişlerdir..yani “kastamonu”da iş bulamadıgı için istanbula tas tarak toplayıp gelen ile “bingöl”den geçinemediği için istanbula gelen kişi arasında bir fark yoktur..en azından ikisi de turkiye cumhuriyeti vatandasıdır. biri türkçeyi şive ile konusurken digeri ikiyuz kelimeyi daha kaba telaffuz ederek konusur. kültürel farklılıklarının daha keskin olmasına ragmen dogudan göç eden kişi de sosyo-ekonomik durumundan memnun olmadıgı için istanbula gelmiştir ve göç eden her turkiyeli kadar istanbul uzerinde hakkı vardır..eğer bu topraklar üzerinde yaşayan herkes gercekten de eşitse bunun pratik yansıması etnik temelli ikinci sınıf vatandaslıklar üretmek olmamalıdır..

    ikinci nedeni ilki kadar basit degildir..çunku hala resmi kayıtlarca kabul edilmemiş bir zorunlu göç olgusunun suratımıza çarpması anıdır şu an..doguda malum olaylar sonrasında, büyük bir kısmı kolluk kuvvetlerince köylerinin yakılması suretiyle yerlerinden edilmiş, yaklasık 2 milyon insandan bahsediyoruz.. bu insanlar kendi civar sehirlerine akın ettikleri kadar izmire, ankaraya, mersine ve istanbula da göç etmişlerdir..etmek zorunda bırakılmışlardır bu insanlar..hiçbir güvence saglanmadan, hatta mallarının birçogunun yok pahasına satılmasına göz yumuldugundan dolayı; yaşadıgı yerden edilmiş, ekonomik açıdan dumura ugramıs bu insanların istanbulun huzuruna gölge düşürmesinden kimse şikayet edemez..ederse de göç nedenini bilerek etmelidir..çünkü turkiye nin bir ucunda savas yasanıyorsa ve bu savastan magdur olmus insanlar köyde aga iken şehirde maraba oluyorlarsa ve en onemlisi bu insanlar gercekten de sizin ulkenizin vatandasları iseler; bu insanlara kin kusmadan önce bu sorunun nedenini ve nasılını sormanız, bilmeniz gerekmektedir.

    sorunun aslında ne oldugunun yanıtı iki baslıkta incelenebilir yukarda oldugu gibi.. lakin sorunun bir de sonuçları vardır..bu sonuçlar genellikle göç olgusundan bagımsız incelenmeye çalışılsa da direkt olarak göç etmiş ve ekonomik açıdan korumasız kalmıs insanların neden olmak zorunda oldukları sorunlardır..bu sonucları da iki baslık altında incelemek makbuldur..

    birincisi hemen hergun gazetelerde kendine yer bulan sokak çocukları kaynaklı kapkaç olaylarıdır..çanta, cep telefonu,.. çalan bu çocukların neden birden peyda oldukları ve sehir içerisinde teror estirdikleri kimsenin tartsıma konusu olamaktadır..halbuki kapkaç yapan, daha dogrusu sokakta yaşayan cocukların birçogunun zorunlu göç nedeniyle yerlerinden edilmiş ve sefil bir hayat yaşayan insaların cocukları oldugu gerceğini kimse dile getirmez..bu kapkaççıların hiçbiri yaptıkları işi sevdiklerindne dolayı yapmamaktadırlar..evet bu sosyal bir sorundur, bu sorunun ne kadar romantize edildiği bir yana, bu sorunun kaynağının ne oldugunu sorgulamamak ve biryandan da bu sorundan şikayet etmek haksızlıktır, dombiliciliktir, hakikat olanı bilmezlikten gelmeye çalışmaktır.. nitekim sosyal sorunlara bakış açısı “istanbula girişe vize uygulaması” getirmek olan bir hükümetin ve medyanın bu sorunun kaynagını sorgulatmmak hususunda cok başarılı oldukları aşikardır..

    ikincisi sonuç ise aslında birebir kürt sorunun türk-kürt eksenindeki çarpışmasının sonuçlarıdır.. yıllar yılı isyanlarla geçmiş bir bölgede yaşamış, bir modernleşme sorunu olarak algılanmış, kültürel hak ve özgürlüklerden yoksun bırakılmış, sonrasında bir iç savaşa tanık olmuş, şaşırmış, ve türk insanının nazarında terörist kelimesi ile yanyana anılmış olan kürtlerden ve “bu kürtlerin türkler tarafından nasıl bilindiğinden” ve türk-kürt çatısmasının toplum nazarında algılanış biçiminin sonuçlarıdır tartıştıgımız..şehirli türk insanı kürtleri “kaba ve köylü” olarak tanımlarken ve “kendi şehrinin huzurunu bozanlar” olarak etiket yapıştırıken hala ayrımcılık yaptıgının farkında degildir..rahatsız edilmiş olmanın huzursuzlugunda, bir nesil evvelden istanbula gelip yer kapmıs olmanın rahatlıgında, istanbullu oldugunu sanmanın bilinsizliğinde sorunu etnik temellere dayandırarak tanımlamanın yanlışlıgında bogulur istanbulite..sorun çok bariz bir şekilde sosyal bir sorundur..göçtür..karmaşıktır..ve tanımlanması ırk bazında degerlendirme yapılarak çözülecek bir sorun değildir..sorunun aslında ne sorunu oldugu ve daha evvelden farklı başlıklar altında incelenmiş olanlar için:

    (bkz: istanbula vize uygulması/#7380811)
    (bkz: turkiye de zorunlu goc)

    edit: başlıktır başa kalır.
  • bir kac yıl kadar oncesinde az sayıda bulunan dogu kokenli insanın son yıllarda istanbul'da sayılarının hızla artmasına verilen isimdir. gerci ben bu olaya isgal veya baska bir sey demek istemiyorum ama geldikleri yere uyum saglamak yerine kendi kulturlerini geldikleri yerde yasatmaya calısmaları ise son derece vahimdir. gelismis istanbul oz kulturu ile az gelismis dogunun yasam standartları arasındaki farklılıklar yuzunden dogulu vatandasları bir sekilde damgalamak yada kokenlere gore insanları sınıflandırmak gibi sonuclar acıga cıkmaktadır. mesela eminonu cevresinde isportacı olarak calısan insanların cogu dogu kokenlidir ve orda isportacılık yapmaya kalkarsanız ki bu sizin icin imkansızdır; cok cok zorlanırsınız. calısamazsınız maalesef. adamlardaki birbirini tutma, koruma ve yuceltme mantalitesi ise azınlık psikolojisinden geliyor diye dusunmekteyim. yıllarca dogunun zor sartları (savas,teror vs) altında yasarken nasıl birbirlerine baglı ve tutkun yasıyorlars aynı seyi istanbulda da surdurmeye devam etmektedirler. ben acıkcası ulkenin herhangi bir yerinden gelen kisinin istanbula yelesmesi yerine kisilerin sınıf ayrımcılıgı yapması ve geldikleri yerde bunu uygulamaya kalkmasına karsıyım. kurt veya laz veya cerkez degil burada mesele bu ulke vatandası oldugu halde bu ulkeye bir seyler verebilmektir. bu ulkeye iyiligi olan herkesi kabullenmelidir.
  • istanbul da -yasayan bir zamanlar saygıyla anılan dinlenilen istanbul insanın o gayet kibar ve güzel türkçeyle konusan istanbul insanin - turkiye' yi sadece istanbul 'dan ibaret oldugunu sandiklarindan dogudaki ve diger azinlik olarak tabir ettikleri insanlardan elde ettikleri kazanclarla yasadiklarini unutup bununla da kalmayip kendi sehirlerinde bulamadiklari egitim ve yasam standartlarini elde etmek icin goc etmesini isgal olarak nitelendiren irkci ve yitik zihniyetin ifade ettigi soylem .
  • istanbul'a gelirken terör bahanesiyle gelmiş bunlar, aslında istanbula girerken, denetçiler var, bunlara bahane buluyorsun. "abi bi arkadaşa bakıp çıkçam" mı lan bu !!!! adamın köyünü yakmışsın tarlasını ateşe vermişsin, korucuları başına bela etmişsin, bunlar terör bahanesi ise diyecek birşey yok

    istanbul'a uyum sağlamak ne demek, örneğin açık hava konserlerine mi gitsinler, bebek kahvesinde brunch mı yapsınlar, fransız kültür'deki seminerlere mi katılsın ???? (bu etkinlikleri aşağılamak için yazmıyorum benim yaptığım şeyler), kültür denen şeyin tüketiminin niteliksel değerini tartışmayı geçiyorum, niceliksel değeri zatenulaşamayacakları düzeyde. senin 2 nick kave konser biletine 1 ay çalışan insanlar bunlar, sanki kültürün sanatın ücretsiz üretildiği memlekette yaşıyoruz, sanki adamnın sokagına ücretsiz tiyatro götürdün de o," yokk babo biz harmandalı bilriiz başka bişi seyretmeyiz mi" dedi.. nerde yaşıyorsunuz yahu

    bir de işin ironik yanı "işgal, başka memleket, ırk tanımlamaları, tövbe tövbe, "ya biz bağımsız olsak..." diye bir cümle duysanız, azgın köpekler gibi "bölücüler" diya ortaya atılacak olanlar da bu işgale karşı çıkanlar olcaktır.

    sanki yoksulluk, acımasızlık, şiddet bu insanların tercihi, sanki piyasa ekonomisi, eşitsizlikler yok, yakılan yıkılan köyler yok keyfi bir yaşama biçimi çeteleşme mafyalaşma tercihi var. gidin bakın ikitellide tekstil atölyelerinin üzerindeki yazılara, zaten verdikleri 200 milyon maaş iken altında da "doğulular başvurmasın" yazıları vardır. bu beyaz türk tedirğinliğini anlıyorum ama kafasızlığını hiç anlamıyorum
  • insanlar bazen ait oldukları kulturden uzaklaşıp, alışık olmadıkları bir kültürün parçası olmak zorunda kalırlar.temelde geçim sıkıntısına dayanan bu zorunlulugun getirdigi yabancılaşma hissinin altında ezilmek kimsenin keyfi olarak girişecegi bir eylem olamaz.bu sosyal trajediye ırk ayrımı dahilinde bakmak, almanya ya giden türklerin bulundugu şartlar ve almanların oradaki türklere bakış açısı düşünüldügünde bumerang gibi dönüp bu tür mantalite sahibi kişileri vurur.
  • nüfus planlaması yapmadan çoğalan ve çeşitli sebeplerle bulundukları yörelerden göç eden doğu ve güneydoğu kökenli vatandaşlarımızın istanbul'da sayısal çoğunluğu ele geçirmeleri hali...
  • böyle bir başlık altına yazmak bile abesle iştigal gibi, ama en azından şunun için yazmalı:

    bu başlığı esefle kınıyorum, egemenlerin tarafında bulunan bir söylem, ayrımcılığı da cabası.

    edit: zamanın ötesine gönderenler, hiç şüphesiz ki tebrike şayandırlar.
  • askerdeyken ilginç bir tabur komutanımız vardı. zaman zaman içtimalarda beni gerçekten hayrete düşüren sözleri olurdu. bunların bana en ilginç geleni ise şuydu; "arkadaşlar dünyada allahın belası üç millet vardır, birincisi araplar, ikincisi kürtler, üçüncüsü de türklerdir". o zamanlar gülüp geçtiğim bu lafı zamanla düşündüm durdum. milliyetten ya da geçmişten gelen genellemelere hiç bir zaman kulak asmamış, ciddiye almamış bir insan olarak. ekşisözlük gibi en azından eğitim seviyesi toplumun genelinden önde olan bir platformda bile böyle fikirlerin yer aldığını görünce hatta epey kabul gördüğüne de şahit olunca bir kez daha düşündüm. sonra da 2004' te bile hala bunları düşünüp durduğumuz için hakkaten sıkıldım ve gidip beşiktaş' ın yeni sezon formalarına baktım. onu bunu geçtim de, istanbul' a dair tüm bozulmanın ve kötüleşmenin faturasını "kürtler" e kesen "türkler"in, berlin' in tüm bozulmasını "türk"lere kesen "alman"lara söyleyecek bir sözü olabilir mi? neo nazilere hak vermek gerekmiyor mu o zaman? onlar da türklerden muzdarip, çoğu işsiz alman gençleri? istanbul' daki mafyalardan, orman kanunun kabul görmesinden hepimiz rahatsızız. ama bu durumlardan kurtulma yolları gerçekten bir milleti kötülemek midir? ki bu millet aynı bayrak altında yaşanılan bir ırksa? illa tabur komutanıma hak mı vereyim ben, ne de olsa koskoca yüzbaşıdır ...
  • "geldiler ve güzelim istanbul’un içine ettiler." ne kadar güzel bir kolaya kaçış... deve kuşu misali.

    mazide kalmış o güzelim istanbul'un, o güzelim boğazın en güzel tasvirleri belki de ahmet hamdi tanpınar usta'nın huzur adlı romanında yer alır. okurken insanın içi gider, 50 yılda bir şehir nasıl böyle mahvedildi diye.

    sonra bazı kendini bilmez, yakın tarihin siyasi ve ekonomik gelişmelerinden habersiz, analitik düşünme yetisinden yoksun, düz mantık insanları çıkar ve "o güzelim istanbul'un" yok oluşunu kürtlere yıkar. gel de gülme, ağlanacak halimize...

    göç olayının genel bir eğitimsizlik, adaletsizlik, sosyal, kültürel ve ekonomik çöküntüden kaynaklandığını idrak edememiş bu beyinlere anlayacakları dilde cevap vermek gerekmektedir.*

    * 80 sonrası tarım sektörünün kalkınması için hiçbir girişimde bulunmayan, hayali ihracatı, sahtekar sanayicileri, hortumcuları ortaya çıkaranlar kürtler midir?

    * türkiye bir bütündü de doğu ve güneydoğunun kalkınması için kılını kıpırdatmayanlar, "istanbul'un taşı toprağı altın" imajını verenler, herkesi kısa yoldan köşe dönmeye heveslendirenler kürtler midir?

    * eğitim sistemini çağın gerisinde bırakan, insanlarına güvenlik ve adalet sunamayanlar kürtler midir?

    * vaktiyle yunuslar yüzerdi boğazda bilir misiniz? pislikten gelmez oldular... denizlerimizi, çevremizi pisletenler sadece kürtler midir? vapurda motorda sigarasını içip denize atanlar sadece kürtler midir?

    * mimarım diye geçinen, derme çatma apartmanlar inşa eden insanlar, müteahhitler ve bunların planlarına projelerine izin veren resmi makamlar kürt müdür?

    * orman yağmalarına, gecekondulara izin veren belediyeler kürt belediyeler midir?

    evet... uzar gider bu. bu işin kürdü, çerkezi, lazı, ermenisi, rumu, türkü olmaz. bu sorun bütüne yayılmış bir sorundur ve kanayan bir yaradır. ve iyileşme sürecinde en gerek duyulmayan şey ayrımcılıktır.
hesabın var mı? giriş yap