*

  • paul auster'ın kendi yaşam öyküsünü anlattığı, 2012'de çıkacak romanımsı kitapmış.
  • hatırlama romanı, anı kitabı. kendini karşına alıp konuşmak, belki de en yalnız konuşma biçimiyle, kendinden ikinci şahış olarak bahsetmek. kendi hayatına uzaktan bakmak, kronolojik değil, bütün anların üstü üste geldiği şekliyle, go'daki gibi..
  • paul auster'ın 4 ile 64 yaşı arasında geçirdiği kışları, bu kışları 21 farklı eve göre bölümleştirerek anlattığı roman tadındaki kitabı.

    ayrıca (bkz: orjinalinden önce yayınlanan çeviri)
  • auster'in açıkyüreklilikle kendini ortaya koyduğu yapıtıdır.çocukken herkesin başına gelebilecek şeyler yaşamış ve bunu anlatmış,lakin yazarlığın, kurmacanın dipsiz bir kuyuya kovayı sarkıtıp oradan bir şey çıkarmak olduğunu göstermek ister gibi kendi yazgısının kırıldığı noktalara kovayı sarkıtmıştır. aşkla tutunduğu ilişkilerini,hayal kırıklıklarını, çocukluğunu,çocuklarını,arkadaşlarını,yalnızlığını,çalışmalarını, yaşamak için sezgilerinin peşinden gidişini anlatmış. sadece bir anı kitabı değil, bir hesaplaşma. kış günlüğü ismiyle basılmış oluşu da oldukça ilginç, uzun yıllar önce yaşanmış şeylerin şu an güncesini tutuyor olması, kendinden sen diye söz edişi... bergson diyordu;geçmişin şimdide yaşadığı yer bellektir. auster'ın yaptığı şey, geçmişini yineleyerek diri tutması...
  • can sıkıcı.
  • auster aşağı auster yukarı derken kimsenin dönüp bakmadığı kitap.

    bir değerlendirmesi için (bkz: http://www.timeoutistanbul.com/…tap/176/kış-günlüğü)
  • hayatını bir kış dönemine giriş olarak adlandıran ama, bence ilkbahar gibi hayatın her türlü getirisine açık olan yazar paul auster'ın kitabıdır.

    ayrıca çok da güzel yazmıştır kendisi.

    yaşadığı çocukluk kazalarını okuyunca yaşamın bir mucizeden ibaret olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.
  • 1/6'lık kısmını okuduktan sonra paul auster'ın ölüm gelmeden önce hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti'nin nasıl bir his olduğunu yaşamaya çalıştığı ve yaşatmayı bence başardığı 2012 tarihli kitabıdır.

    romanıdır veya hikayesidir demiyorum çünkü daha ilk sayfada ettiği şu laf beni bunu dememeye itiyor;

    "iş işten geçmeden konuş şimdi ve söyleyecek başka hiçbir şey kalmayıncaya kadar da konuşabilmek umudunu taşı. ne de olsa zaman azalıyor. belki de şimdilik hikayelerini bir yana bırakıp hayatının anımsadığın ilk gününden bugüne kadar bu bedenin içinde yaşamanın nasıl bir duygu olduğunu incelemeye çalışsan iyi olur. bir duyusal veriler katalogu. soluk almanın fenomenolojisi denilebilecek bir çalışma."
  • çok mükemmel diyemeyeceğim paul auster kitabı. okuduğum zamanı kayıp olarak görmedim yine de. yazarların özel yaşamı ya da yaşam öyküleri edebiyat anlayışları ile ilgili birçok ipucu barındırır bana göre. kurgu da yazsa her yazar biraz kendi yazdığı kitaba benzer. her yazar biraz kendi yarattığı kahramandır. ve anı kitapları onların bizi misafirliğe kabul ettikleri yuvalarıdır. o yüzden değerli bir kitap, en azından paul auster sevenler için.
    bu da kitabın sonundan:
    "yataktan kalkıp pencereye giderken soğuk yer döşemesine çıplak ayaklarınla basıyorsun. altmış dört yaşındasın. dışarıda hava gri, neredeyse beyaz, görünürde güneş yok. kendine soruyorsun: daha kaç sabah kaldı?
    bir kapı kapandı. bir başka kapı açıldı. hayatının kışına girdin."
hesabın var mı? giriş yap