• hiçbir boku beğenmeyen, beğenmediği halde inatla beğenmediği ürün hakkında bilgi toplayan tipler için kullandığım tabir. her türlü kötü muamele müstehaktır bunlara.

    pazarlamacı, tezgâhtar falan değilim ama sorunsuz bir müşteriyimdir. sanırım bu yüzden ayar olurum böyle tiplere. en azından, almaya niyetlendiğim ürünü 2010 yılının güngören'inde, internetten araştırmayı akıl edebiliyorum. yaşlıları geçiyorum, normaldir. zamanları boldur, gezerler. hoş görülür... bana da sorsalar yardımcı olmaya çalışırım. fakat o satıcılara acımamak elde değil. 17-18 yaşında veletler, teknolojik ürünler satan mağazalara gidip süper hizmet bekliyorlar mesela. insanlar etraflarında pervane olsun, her detayı versin ama ben yine de canım isterse almayayım. ulan 10 liralık kulaklık alacaksın, koca koca adamları seferber ediyorsun! dirseğindeki çantasını, bacağının yanındaki sarı çizgilerini siktiğim...

    neyse, bu modeller yine alıcıdır. bir de bir şey almaya niyeti olmayan bakıcı kıllar var. bu adamlar da her boku bilirler ama karşısındaki insana da söyletmek isterler. kazara bir de yanlış bir bilgi yakalasın, bokunda boncuk bulmuş gibi sevinir. vay efendim, adam vista uyumlu demiş de eve gelmiş desteklememiş... ulan madem süper bilinçli müşteriydin, internete girip bakaydın teknik özelliklerine. bilinç istanbul'da bir semt mi? bu tipler yüzünden de, en basitinden b bir fiyat sormak için bile satıcıyla muhabbetlerinin bitmesini beklemek zorunda kalırsınız.

    teknosa müşterileri mesela. tam kıl müşteri profili çoğu. firma hakkında yazdıklarına bakıyorum da, hizmetinin kötü olduğunu bile bile alışveriş yapıp, sonrasında veryansın eden arkadaşlar var. :) eğlenceli tipler. yahu ben teknosa'dan pil alırken bile şöyle bir durup düşünüyorum, "ulan bitik falan olmasın" diye. sen ne akla hizmet, entry'ler döşendiğin başlığın önceki sayfalarına bakmadan binlerce liralık alışveriş yapabiliyorsun? sırf laf söyleyebilmek için mi? yoksa paran mı bol? iyi cesaret yani.

    sonra da kıl müşteri deyince kızarlar. bir şeyi çok incelersen kesin bir bok olur ya, teknosa, mediamarkt gibi yerlerin hizmet kalitesinin düşük olmasının nedenlerinden biri de bu kıl müşteri profilidir.

    "- pardooon, şu x'in bu y'den farkı ne?" [ananın amı] :)
  • müşteriye "kıl" tanımlaması yapabilen direk gereksiz, mutsuz, geçimsiz başarısız ve bütün noksanlardır. inşaat, reklamcılık, turizm hangi sektörde olursa olsun karşınıza her tip insan çıkabilir. her zaman gülümsemeli, iyimser olmalı, çözüm üretmeyi ve elinizdeki ürünü ya da markayı daha bir cezbedici hale getirmeyi bilmelisiniz. diyelim ki 3-5 kuruş para kazanıyorsunuz da patron baskısı ve boş zamana sahip olamamak ya da işinizin niteliği sizi geçimsiz biri haline getiriyor. o zaman hep aynı kişi olarak kalacağınızı, işinizde başarılı olamayacağınızı kabullenmeniz gerekir. sen müşteriye gülümsemezsin, ok, sonra üstüne bir güzel laf sokarsın, böyle böyle egon şişer. yalnız gün sonunda birşeyi yanlış yaptın diye patronun ya da müdürün bir laf sokar sana, çaresizlikten yerinde kalıverirsin, patronuna saydırmak ile müşteriyi hor görmek arasında seneler boyunca gidip gelirsin. yani "ben çok önemli bir bokum" havasında insanları üzmenin onlara surat yapmanın bir getirisi olmaz kimseye.
  • şube kapandıktan sonra alacaklı gibi kapıya vuran ve ne olduğunu öğrenmek için gittiğinizde hesap açtıracaktım diyen insanımsı.
  • bir orospu çocuğu müşteri değildir...

    bu yüzden severim ben bunları, çoğu zaman sinirlerimi zıplatsalar da, demem bir şey...

    bu gruba bir örnek vermek gerekirse;

    çabuk ve kolay bozulabilen bir süt ürünü olan kaymak (o yörsan'ın vs'nin paketleyip kaymak diye sattıklarından değil, hakikisi) alan müşterim sabah aldığı kaymağı akşam saati geri getirir bozuk bu diye... söylenir durur bozuk mal satıyorsun, zehirleyecekmisin beni vs vs.

    meğersem teyzem sabahtan akşama kadar güneşin altında çantasında gezdirmiş kaymağı... bizim yemediğimiz laf kalmadı tabi...
  • (bkz: türk müşteri)
    en azından havalimani icin boyle.
  • kovulası yaratıklardır. çay ister, verirsin soğuk der, yenilersin demi az der. üçüncü bardakta çükümü bardağa deydirir öyle veririm çok beğenir, müptelası olur, kırmam bende onu.
hesabın var mı? giriş yap