*

  • 80'li yılların ikinci yarısında bakırköy'e (bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesi sayesinde tüm bir ilçe tımarhaneyle özdeşleştirilirdi) götürülecek delileri almya geleceği inanılan ambulans türü. en azından anadolu yakası'nın orta kuzey kısımlarında böyle bir inanış hakimdi.

    peki ama neden kırmızı ambülans? her halde çocukluk dönemi sanrılarının önemli bir parçası deliliği en korkunç durum olarak görmesindendir. o dönemde iyi ve kötü kolayca ayrılabilir, renkler belirgindir. "kötü" aslında çok da kötü değildir, çocuğun kafasında tanımlıdır, iyiliğin karşısında orada olması gereken bir nesnedir. zaten kötülük iyilik tarafından eninde sonunda yenilmek üzere ortamlarda akardı. ancak delilik gibi (elbette o dönemde her tür psikotik ve nevrotik bozukluk aynı kelimeyle anılırdı. hatta nörolojik bozuklukların da aynı kefeye konduğu görülebilirdi) ne oldğu iyi olmadığı açık olan ama kötü olduğu da tam olarak kanıtlanamayan bir şey en büyük korku kaynaklarından biriydi. elm sokağı kabusu her şeye tuz biber ekti. kimse çocuğunu katillere vermekle tehdit etmezdi ama deliler bambaşkaydı.

    sonuçta kırmızı ambülans hiç bir zaman gelmedi. bakırköy'de oturan pek çok kişi tanınsa da "bakırköy'e gidiyorum" cümlesi kişide tuhaf bir tat bırakmaya devam etti. hala da ediyor.
hesabın var mı? giriş yap