• kızılay'a yardım amaçlı satılan pullardır. ya da pullardı. kızılay haftasında okullarda satılırdı. pul defterine bu pulu koyan acemi filatelistler hep acemi kalmışlardır.
  • her donem yilda bir kac kere (dini bayramlar, kizilay haftasi gibi) olmak uzere okullarda satisa sunulan, almasi zorunlu olmasa da vicdani bir yaptirim olan pullardir. bunlara ek olarak da siniflara samanli kagittan yardim zarfi birakilirdi. siniflar arasi en cok yardimi kim yapacak diye eglence cikardi. kizilay kara gun dostuydu, yardim edilirdi. pullarin uzerindeki resimde deprem olmus, binalar yikilmis, kizilay cadirlari kurulmus gibi bir hikaye cizilmisti. 17 agustos 1999’da getirdikleri cadirlar ayni o resimdekiler gibiydi zaten, aradan yillar gecmesine ragmen hic degismemislerdi. “deprem degil bina yikar, zaten buralar eskiden hep suydu, burasi uc kattan fazla kaldirmaz” sozleri degil de beni bir kere de o pullar yikmisti.
  • dagiltildigi gunler siniflarda senliklerin duzenlenmesine vesile olmus, uzerindeki turkuaz turevi renkleri baska hicbir yerde goremeyecefiniz cocukluk ritueli.
  • senede bir kere okullarda ögrencilere satilan yardim pulu. e tabi o kadar parayi vermis olan ögrenci (cep harcligiyla oranlandiginda az para degildir) bu pullari neresine sokacagini bilemediginden pul satilan günün ertesi okulda siralar, duvarlar, masalar gelisigüzel yapistirilmis kizilay pullariyla dolar.

    ha bir de kizilay kolu ögrencilerine verilirdi bu satma görevi. hoca "hepsi satilacak" diye emreder, kizilay kolu görevlisi de pullari satmak icin milletin basinin etini yer. az papaz olunmazdi bu yüzden kizilay kolu ögrencileriyle.
  • şule denen duyarlı bir öğrenci ile birlikte ilkokul fişlerine konu olmuştur bu pullar. bilmiyorum tüm ilkokullarda var mıydı ama "şule kızılay pulu al" fişini sayfalarca yazmak zorunda kalınca şule kadar duyarlı olamıyorduk tabi. kimse o pulları aldırıp da para alamamıştır benden*. bunlar daha sonra yardım zarflarına falan bırakmıştı yerini. meğer yardım ayağıyla kazığın kralını sokuyorlarmış bir tarafımıza. bunu da yaş biraz kemale erip 17 ağustos'u yaşayıp kızılay'ın boktan durumunu görünce idrak edebilmiştik ancak.
  • çoluğun çocuğun üç kuruş harçlığına göz dikmenin en tuhaf yolu. olayı tam hatırlamıyorum, küçüktüm ama allahtan biz fakirdik de bu boka babamın bir lirası dahi gitmemişti. dilerim akıl edenin götüne o komançi çadırlarının direği kaçar.
hesabın var mı? giriş yap