• (bkz: kizancik)
  • evlenme yasina gelmis gencler icin kullanilir.
  • trakya yöresinde kız erkek çocuk ayrımı yapılmaz.. her çocuğa kızan denir. sadece kız çocuğu olan bir çok aile vardır.
  • ödemiş ve yakın çevresinde efelerin yanındaki yardımcılarına verilen isim.
  • azerilerin erkek çocuk anlamında kullandıkları kelime.
  • muhacırlar tarafından kullanılır. muhacırlarda
    kız çocuğa kız
    erkek çocuğa çocuk
    ikisine birden kızan denir.
  • en çok trakyalıların kullandığı,küçük çocuk anlamına gelen kelime,üniversitede başka yerlerden gelen arkadaşların yanında kullanıldığında 'kim kızıyo ya' gibi tepkiler gelmesi doğaldır.
  • bazı yörelerde evlilik için gerekli olgunluğa erişmiş ve büyümüş kız çocuklarına verilen addır.
  • (bkz: kızanlık)
  • bir efenin maiyetindeki gençlere verilen ad.

    bir gencin, kızan olması için, bir nevi inisiyasyon sayılabilecek törenden geçmesi adettendir. başta halikarnas balıkçısı olmak üzere bir çok farklı kişinin anlattıklarından derlenen tören şöyle özetlenebilir:

    "bir sabah tanyeri ağarırken efe, zeybekler ve kızanlar ata binerek dağa çıkarlar. efe yere diz çöker, zeybek ve kızanlar da diz çökerler. namzet ayakta durur. kızan olacak genç, belindeki yatağanı çeker, üç kez öptükten sonra efe'nin önünde diz çöker. efe diğer kızanlarına şöyle seslenir":

    [efe] - kızanlar! bu kara dağların sahibi kim?
    [kızanlar] - beyimiz...
    [efe] - yiğidi kim?
    [kızanlar] - efemiz...
    [efe] - yiğit kime derler?
    [kızanlar] - sözünde durup efesiyle ölene...
    [efe] - korkak kime derler?
    [kızanlar] - sözünden dönüp, aman diyene...
    [efe] - insan dünyaya ne için gelir?
    [kızanlar] - ölmek için...
    [efe] - şeytana bel bağlanır mı?
    [kızanlar] - yardımcımızdır, bağlanır...
    [efe] - ademuşağına bel bağlanır mı?
    [kızanlar] - bağlanırsa ağlanır..
    [efe] - varyemezlere acımak mı haktır, dayak mı?
    [kızanlar] - dayak haktır...
    [efe] - zalime karşı yiğitlerde ne olmaz?
    [kızanlar] - merhamet...

    "bu söyleşinin bitiminde efe ayağa kalkar, önlerinde bulunan teknel (defne) ağacının yanına gelir. efe teknel ağacına yatağanı saplar. kızanlar bu ağacın önünde toplanırlar, efe ağacın önünde söyleşiye şöyle devam eder":

    [efe] - dar günde, zor günde hak yolundan dönmeyeceğine söz olsun mu?
    [genç] - olsun...
    [efe] - sır verenin seri gitsin mi?
    [genç] - gitsin...
    [efe] - sözünde durmayan kahpe bacının öz kızanı olsun mu?
    [genç] - olsun...
    [efe] - şu dualı yatağın böğrüne batsın mı?
    [genç] - batsın...
    [efe] - doğru söylediğine nasuh tövbesi olsun mu ?
    [genç] - olsun...

    "söyleşi bitiminde yeni kızanlar, efelerine sadık kalacaklarına and içerler. yeni kızan bundan sonra teknel ağacına saplı yatağanın altından yedi kez geçer. bunu diğer kızanlarda takip eder. sonunda kızan efe'nin elinden, efe'de kızanın alnından öper. ona bir yatağan verilir. bundan sonra genç, efe'nin kızanı olmuştur":

    [yeni kızan] - efemin söylediği sözden, gösterdiği izden ayrılmayacağıma, dostunu dost, düşmanını düşman bileceğime, serim gitsede sır vermeyeceğime şu dağ başında, efemin huzurunda,

    and içerim,
    and içerim,
    and içerim...

    [efe] - haydi, uğurlu, kademli, cihanda yüzün ak olsun...

    kaynak:
    1. http://www.yatagan.org/zeybek/zeybek.htm
    2. odtü thbt mor cepken sedefli kama gösterisi
hesabın var mı? giriş yap