• 1 mayıs 2009 sabahı taksime yürümek isteyen grubun üstüne panzerini süren polislerin dağılan gruba karşı panzerden yükselen anons. bizim oralarda bi laf vardır imam osurursa cemaat sıçar şeklinde sanırım bu duruma cuk diye oturuyor.
  • "yakalarsam s.kicem" manasındadır..
  • gösterciciler tarafından dinlense ve kaçılmasa sonucunun ne olacağını merak ettiğim cümle.
  • ülkesini vatanını milletini çok seven taksim'i asla dış güçlerin postallayla çiğnetmemeye yemin etmiş binlerce memur beyden eline megafon almış bir memur beyin ağzından çıkan sözcük. haberi televizyonda gördüğümde direk şu tezahürat aklıma geldi.

    "sık bakalım sık bakalım
    biber gazı sık bakalım
    kaskını çıkar
    maskeni çıkar
    delikanlı kim bakalım".
  • beni acı acı düşündüren anons. ardından gelen "vatan hainleri" lafı ise anlatılmaz yaşanır.

    "solculuk vatan hainliği midir?

    1 mayıs 2009 tarihinde gerçekleşen 1 mayıs “emek ve dayanışma günü” kutlamaları yıllar sonra türkiye’de gerçekleşen ilk resmi 1 mayıs’a tanık olmuştur. işçiler on yıllar sonra taksim meydanına gitmiş ve kutlamaları gerçekleştirmiştir.
    ancak medyada yer alan bir görüntü, belki de bu kutlamalardan bile önemli bir çözümleme yapmayı zorunlu kılmaktadır.
    taksime çıkan ara yollarda polis, birçok kişi ve grup çatışmıştır. bu çatışmalardan birinde, bir polis memuru zırhlı aracın içinden seslenir:

    “durun ulan...kaçmayın vatan hainleri”

    açıkçası görevi asayişi sağlamak olan bir polis memurunun bu sözü söylemeyi aklına bile getirmesi, hatta emniyet güçlerine eleman alınırken ne gibi kriterlerin ortaya konduğu, başlı başına bir tartışma konusudur ve bu incelemenin kapsamında değildir.
    tamamen iyimser yaklaşımlarla yola çıkarsak emniyetin resmi görüşünün bu sözleri desteklediğini varsaymıyoruz. peki, o zaman bireysel olarak ortaya çıkan bu nefret dolu sözler neden söylenir? gerçekten solculuk vatan hainliği midir? gösteri ve yürüyüş hakkını kullanmak “vatana ihanet midir?”
    taksimdeki örnekten biraz uzaklaşıp, bu sorunlara çözüm aramak daha olasıdır. bu sayede, izinli yapılan gösterilerde bile, karşıt görüşlü birçok kişinin, bu olumsuz görüşleri savunduğu ortaya çıkacaktır. olayın anlaşılması için biraz daha genelleştirip solun sosyalist ve sosyal demokrat ayrımını bile dışarıda tutalım. yine de “sol” denilen bu sözcük, kimileri için “hainlik” olarak mı görülmektedir?
    1960 yılından önce çok küçük bir azınlığın bildiği “sol” kavramı 27 mayıs sonrası geniş kitlelerce tanınmaya veya en azından tanımlanmaya başlanmıştır. artan öğrenci eylemleri ve iktidar kavgalarıyla, sağ-sol çatışması, sokak çatışmaları boyutuna kadar varmıştır. sağcı eylemcilerin sol düşmanlığı en azından kavramsal olarak makul görülebilir. ancak ilginç olan kendisini, apolitik olan kitlelerin dahi, solu düşman olarak görmesidir. siyasi hayata en az ilgi duyduğunu belirten kişiler bile “sağcı” bir gruba gittiğinde tedirgin olmazken, “solcu” bir kitleye yaklaştığında adeta panikler. bu durum elbette geleneksel nedenlere bağlıdır. 1950 yılında itibaren iktidarların genel görüşü, solun tamamen bertaraf edilmesi gerekilen bir düşman olduğu anlayışına yönelmiştir. egemenlerin medya, eğitim ve resmi kurumlar amacıyla güttüğü anti propagandayla, sol birçok kitlenin gözünde olumsuz bir imaj çizer. bu durum, 1970’li yılların artan sınıf bilinci anlayışı ile bir nebze olsun azalma eğilimi gösterse de soğuk savaş sonrası sol, kitleler ulaşmakta zorluk çekmiştir.
    peki, vatan hainliği ne demektir?
    en genel tanımıyla, ülkesinin çıkarları yerine başka ülkelerin çıkarlarını savunan kişiler vatan haini olarak tanımlanır. haklı olunmasına rağmen bağlı olduğu milletin davası yerine belli bir kesimin anlayışını tanıyanlar pekâlâ hain olabilir. hatta türkiye gibi halk iradesi yönetimini benimsemiş ülkelerde, belli bir aile ve zümrenin çıkarlarını savunmak, bu anlayışa dâhil olabilir.
    peki, sol, yukarıda bahsedilen bu kavramlara nasıl bakar? temel anlamda sosyalist ve sosyal demokrat sol, hatta daha da genişletirsek kemalist, ulusalcı; sosyalist kanattan stalinizm, troçkizm ve maoizm gibi bir birine düşman gözüyle bakan kitlelerin ortak anlayışları nedir?
    sol, en geniş açıdan bakıldığında halkın önceliğini belli bir zümrenin önceliğinin üstünde görür. sol, emperyalizme karşı durarak, bir ülkenin başka bir ülke üstündeki hegemonyasına karşıdır. sol, hakların sömürüsüne, sosyal kaygıların yok sayılmasına karşıdır. sol, 1 mayıs örneğinde kendine karşı duran kişilerin bile, ücret ve emek haklarını savunmaktadır.
    sol, savaşlara karşı olduğu kadar, bir ülkenin başka bir ülkeyi işgal etmesine karşıdır. o zaman nasıl olurda solcular, ülkesini başka bir ülkeye satabilir?
    sol, milletin eğitilmesi, bilinçlenmesini ister. insanların kötü hayat şartlarından kurtulmasını arzu eder. toplumun, vurdum duyulmazlıklar neticesinde sağlıktan eğitime kadar çeşitli alanlarda yanlış yönetilmesine karşı çıkar. o zaman sol millette hainlik mi yapar?
    solcular ülkelerinin geri kalmışlığını yok etmek için çalışırlar. emperyalist yaklaşımlarla yok edilmek istenilen ülkeleri için savaşırlar. o zaman solcular vatan haini midirler?
    sanırım bu çıkmazın çözümünü en iyi nazım hikmet ortaya koyar:

    “...
    vatan çiftliklerinizse,
    kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
    vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
    vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
    fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
    vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
    vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
    ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
    vatan, amerikan üsleri, amerikan bombası, amerikan donanması topuysa,
    vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
    ben vatan hainiyim.
    yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
    nâzım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”

    bilgisi olmayanların ön yargılarına başvurduğu bir çağda bu soruların cevaplarına ulaşmak umutsuz bir bekleyiş mi acaba?
    kim bilir?

    (onur çoban)"

    (bkz: http://halkci.blogspot.com/…tan-hainligi-midir.html)
hesabın var mı? giriş yap