• threskiornithidae(aynakgiller) familyasından bir tür kuş. lat. platalea leucorodia
  • elmasıyla ünlü olan kelime. elmassız tütünsüz sigaraya benzer. (bkz: kasikci elmasi)
  • konya'da her pazar günü ceplerine kendi kaşıklarını koyup düğün düğün gezen güruh. bir nevi düğün pilavı avcısı. dalga dublaj takımı'nın pilav dönüşü adlı eserindeki şahıslar kaşıkçılardır. onlarla ilgili bir hikaye de meşhurdur:
    kimine göre kunduracı, kimine göreyse oto tamircisi esnafından bir grup kaşıkçı bir düğüne misafir olurlar. bir tabak pilavı yerler, ikincisi gelir. ikinciyi de bitirirler, "biz gız evindeniz, alın gelin bi pilav daha; deniz altı ossun." nidalarıyla üçüncüyü, dördüncüyü hatta beşinciyi de götürürler. en sonunda düğün sahibi dayanamaz, yanlarına gelir ve der ki: "ulen burası sünnet düğünü. şunu da yiyin de bi goyun gidin" diyerek arkadaşları göt eder.
  • tekirdağ merkeze bağlı köy.

    bulgaristan’ın selvi( sevliova ) kazasına bağlı dobromirka köyünden göç edenlerin kurduğu rivayet edilmektedir.
  • hemen girişinde bir göl ve mezarlık bulunur. düz toprakları ile tarıma elverişlidir.
  • balıkesir'in balya ilçesine bağlı bir köy.
  • aynı zamanda artvin'in ardanuç ilçesine bağlı bir köy.
  • kaşık pozisyonu seven insanlar için kullanılan bir kısaltma.
    (bkz: garfield13)
  • (bkz: manisa) ilinin (bkz: gördes) ilçesine bağlı bir mahalle. kuruluşu çok eski olmasına rağmen adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. çomaklı dağının eteklerinde geçmiş zamanlara ait ören isimli bir yerleşim yeri olmakla birlikte arkeolojik çalışmalar yapılmadığından hangi tarihte kurulduğu bilinmemektedir. manisa' ya 122 km, gördes' e 12 km uzaklıktadır. başlıca geçim kaynağı (bkz: tütün)dür.
  • "...
    merak ediyorsunuz, n'oluyor?

    israil büyükelçimizi israil dışişleri bakanlığına çağırdılar, kendileri koltuğa oturdu, bizim elçiyi kameralar önünde tabureye oturttular.

    musul konsolosluğumuzu bastılar, konsolumuz dahil bütün konsolosluk çalışanlarımızı kaçırdılar.

    dışişleri bakanımızı hollanda'ya sokmadılar, aile bakanımızı rotterdam konsolosluğumuza sokmadılar, bakanımızı adeta kedi yavrusu gibi ensesinden tutup kapının önüne koydular, sınırdan dışarı attılar, vatandaşlarımızı köpeklere ısırttılar.

    yunanistan adalarımıza oturdu, mangal yaparak alay ediyorlar.

    suriye'de elçimiz yok.

    israil elçimizi geri çektik, ister gönder ister gönderme diyorlar.

    mısır'a zaten gönderemiyoruz, kabul etmiyorlar.

    halkbank genel müdür yardımcımızı new york'ta tutukladılar.
    tarihte ilk kez bir bakanımız hakkında abd'de tutuklama kararı çıkarıldı.
    washington emniyet müdürü, türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanlığı'nın 12 resmi koruma polisi hakkında "wanted" afişiyle basın toplantısı yaptı.

    bilal'i italya'da az daha tutukluyorlardı.

    amerikan vatandaşı olduğunu gizlediği için türk vatandaşlığından atılan merve kavakçı, malezya büyükelçimiz yapıldı.

    tbmm'de soru önergesine cevap veren dışişleri bakanımız "her 10 diplomatımızdan üçünün fetocu çıktığını" açıkladı.

    bulgaristan, sınırımıza duvar örüyor.

    soykırım kararları yüzünden... fransa elçimizi güya geri çektik, tıpış tıpış geri gönderdik, kanada elçimizi güya geri çektik, usul usul geri gönderdik, abd elçimizi güya geri çektik, paşa paşa geri gönderdik, isveç elçimizi güya geri çektik, ufak ufak geri gönderdik, abd elçimizi güya gene geri çektik, gene paşa paşa geri gönderdik, fransa elçimizi güya gene geri çektik, gene tıpış tıpış geri gönderdik, vatikan elçimizi güya geri çektik, götün götün geri gönderdik, avusturya elçimizi güya geri çektik, viyana kapılarına dayanırız dedik, viyana'yı kuşatırız dedik, sayın ahalimize yönelik kuşatma höt zötleri bitince geri gönderdik, lüksemburg elçimizi güya geri çektik, avuçiçi kadar ülkeye tükürdüğümüzü yalayıp gerisingeri gönderdik, brezilya elçimizi güya geri çektik, tırıs tırıs geri gönderdik... yalama oldu.

    kuveyt askeri ataşesi, ankara'da trafikte tartıştığı f-16 pilotu kurmay yarbayın ağzını burnunu kırdı, kuveyt askeri ataşesini "istenmeyen adam" ilan etmeye kalktık, kuveyt büyükelçisi tehdit etti, "sınırdışı etmeye kalkarsanız yatırımlarımız olumsuz etkilenir" dedi, yani açıkça "parayı keseriz" dedi, derhal yelkenleri suya indirdik, askeri ataşeyi sınırdışı etmedik, istenmeyen adam ilan etmedik.

    elçiye zeval oldu...
    tarihimizde ilk kez, devletimizin polisi ankara'nın göbeğinde kameralar önünde tekbir getirerek rusya elçisini sırtından vurdu.

    fransız gazeteciyi "casus" diye gözaltına aldık, fransa cumhurbaşkanı macron "bırakın" diye telefon etti, bıraktık.

    alman vatandaşı türk gazeteciyi "casus" diye tutukladık, almanya başbakanı merkel bizim başbakanla konuştu, "bırakmazsanız bizden tank değil, bisiklet bile alamazsanız" dedi, bıraktık.

    amerikalı papazı "casus" diye tutukladık, abd başkanı trump "bırakmazsanız oyarım" dedi, bıraktık.

    amerikan gazetesine çalışan suudi cemal kaşıkçı'yı istanbul'daki suudi konsolosluğunda kuşbaşı doğradılar, suudi konsolosu elini kolunu sallaya sallaya uçağa bindi gitti.

    bu coğrafyada diplomasinin kaşıkçı elması'ydık.
    ensesine vurulan, lokması alınan, istihbarat teşkilatlarının cirit attığı, dingonun ahırına çevirdikleri ülke haline geldik.

    ne ağırlığımız kaldı, ne saygınlığımız, ne ciddiye alan kaldı, ne de çekinen...
    dünya bize hayran, küresel güç olduk dedikleri dış politikamız "konkordato" ilan etti.
    maalesef olan bu."

    yılmaz özdil - "kaşıkçı"
hesabın var mı? giriş yap