9 entry daha
  • tasavvuf adabında tövbe edip seyr u süluk'e giren salikin kalbinde, vecd ve bast halinden önce meydana geleceği ifade edilen sıkıntı, daralma ve tutulma halini ifade etmek için kullanılan tabir.

    tasavvufi terimlere dair sözlük çalışmaları ile meşhur mutasavvıf abdürrezzak kaşani'ye göre kabz hali, bast ile birlikte saliklerin konakladığı iki halden biri olup hakikatlere dahildir. ancak salik, müşahedeleri, mukaşefeleri ve muayeneleri sınırlı olduğu için henüz kabz halindedir ve ancak cemal mertebesinden yardım geldiği takdirde bu tıkanıklık açılarak bast haline geçecektir.

    şazeliyye tarikatına mensup mutasavvıf ibn abbad ise bu kabz halini, allah'ın rahmetini zahiri lütuflar ve manevi tesellilerden daha iyi ortaya koyduğu için tercih ederek onu büyük şeylere gebe olan geceye benzetmiş ve bast halinden de üstün görmüştür. zira bu haldeyken insan yalnız tümüyle edilgen, kendi iradesini terk etmiş ve allah'ın onu ettirdiği ölçüde eylemde bulunur, sonunda bir kulun varabileceği en yüce tutumla, kesintisiz şükr ile donatılır:

    <<tüm meşgalemiz ve hareketimiz, allah'ın bize karşı merhameti hakkında düşünmek, gücümüzün, kudretimizin bir hiç olduğunun idrakine varmak ve ona karşı yoğun bir muhtaçlık duygusu içinde bize şükr bahşetmesi için yalvararak kendimizi ona bağlamak olmalı.>>

    ibn abbad'ın eserlerine ilk kez dikkat çeken müsteşrik asin palasios, sufinin kabz haline dair bu fikirlerinde "ruhun karanlık gecesi" kavramına kesin bir yakınlık bulmuş ve onu hıristiyan mistiklerinden san juan de la cruz'un habercisi olarak yorumlamıştır.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap