*

aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • undan sutten yapilan bir yemek ce$idi.. (bkz: papara)..
  • takip edilen bir dusturun gecici olarak veya bir seferlige mahsus bozulmasi i$lemi.. (orn: dun ufak bi kacamak yaptim i$e gitmeyip uyudum).. gunumuzde ise daha populer olarak 'aldatma' yerine kullanilan bir terim..
  • (bkz: metres)
  • mısır unu ile yapılan iğrenç,sarı renkli bi şey.yemek gibi bişey değil,bebek maması görünümünde..üzerine pekmez yada peynir onlarda olmazsa kıyma ve soğanla hazırlanan harç dökülüp yenebiliyor.merak edenler varsa,öğrenip kendilerine iletirim,ama ben yemem.
  • m1tvde yayınlanan ve nilüfer bıyıklının sunduğu şiirlerden şiirlere koşulan kendinden geçilen bombaların bombası program..
  • yugoslavya'da, karadeniz yoresinden farkli olarak pisirilen, misir unu, sut, tuz, yag ve peynir ile hazirlanan kekimsi yiyecek.
    misir ekmeginin daha yaglisi; bir de peynir var arada kat halinde.
  • yıllar evvel alem fm'de mertle mertçe'den önce yayınlanan, daha sonraki dönemlerde best fm'e geçen, best tv'nin açılması ile televizyona sıçrayan ve burdaki entrylerden anladığım kadarıyla m1 tv'de yayın hayatına devam eden programın adı, sunucusu nilüfer bıyıklı canlı yayında ağlayabilmek gibi marifet(!)lere sahip olup, zamanında kenan kalecikli'nin yazmış olduğu sevgi günlüğü adlı kitabı daha piyasaya çıkmadan evvel takdire şayan bir şekilde dinleyicilere aktarmasıyla bilinirdi.
  • gereksiz ayrıntıları hatırlama sendromu denen yüce olguya bir halka daha eklemek suretiyle söz konusu programın jingle sözlerini de sunmak isterim

    yalnızlık sarıverir ah seni
    özlersin kendini
    bir masal yeni bir hayat gibi
    yaşamak kaçamak sanki
    gece bir sese tutkun ya da bir söze tutsak
    her yeni gün kendine gülümse

    farklı sözler tek bir nefes
    günler geçer aynı heves
    farkedilmez hüzünler gibi
    terkedilmez bir tutku sanki
    farklı gözler dolsun varsın
    her nefeste bir aşk yansın
    ah yaşamak bir kaçamak
    durgun gölden nilüferler çalmak
  • pişmanlık kırıntılarıyla bezeli kestaneli pasta gibi birşey. bugün ilk defa sırrına eriştiğim heyecan.
    herkese bıraktığımı söyledim, söyledim ki sarılmayayım onların yanında kendimi tutamayıp. bırakmak doğru, bırakmak maddi manevi anlamda iyi gelecek bana, bu kesin. mantık dinlemiyor ki nefis. 6 yıl dile kolay, alışkanlık, bağımlılık. öğle tatilinde onsuzluğa dayanamadım, dolaşmaya çıktım. banklarda yollarda insanlar benim mahrum olduğum şeye sahip olmanın sevinciyle bana bakıp sırıtıyor gibi geliyordu. bir dost yüz görmek adına arkadaşımın yanına uğradım. bıraktığımı ona da söyledim. anlar, sevinir, onaylar diye. sadece "a iyi" dedi ve gözümün önünde nispet yapar gibi yaktı sigarasını. bir fırt için canımı verirdim orda. başım karıncalanıyo, ağzıma garip garip tatlar geliyodu. fırt çekmek yada bir sigara isteyip ondan yakmak mesele diildi de; daha sonra "sen böyle bırakamazsın" diyen inançsız bakışlarıyla kararlılığımı kırmalarından korkuyordum. hoşçakalı çektim, işe dönerken büfeden bir paket sigara aldım. allaaam o paketi cebimde hissetmek ne güzel. sonra büyük parka girdim. kuytu bir bank buldum, bir gençten ateş istedim. ohhhh. fal bakmak için ısrar eden çingeneye hiç bu kadar sert davranmamıştım. gizli gizli sigara içmenin heyecanını bölemezdi kimse.
hesabın var mı? giriş yap