• kadın bakış açısıyla kadın yönetmen tarafından çekilen film.piyano böyle bir filmdi.
  • (bkz: ucan supurge)
  • eski ahit'in daniel kitabı isimli bölümünde suzanna'nın öyküsü anlatılır.

    güzel bir kadın olan suzanna, evinin bahçesindeki çeşmede yıkanmaktadır. iki tane azgın teke; hatunu dikizler, ardından da birbirlerini gaza getirir ve bahçeye dalar. kadını kendileri ile birlikte olmaya zorlar.

    suzanna'nın adamları reddetmesi üzerine elemanlar, toplumsal statülerini kullanarak kadını tehdit eder ve "eve erkek alıyor deriz" der.

    suzanna, bu iki adamın tehditlerine boyun eğmez.

    bunun üzerine adamlar, suzanna'yı dert dest edip, mahkemeye çıkartır, ahalinin önünde suzanna'yı suçlar. elemanlar, suzanna'nın hizmetçilerini yollayıp, eve adam aldığını; genç adamla ağacın altında zina yaptığına şahit olduklarını söyler.

    suzanna'nın recm cezasına çarptırılması üzerine, daniel isimli bir genç atılır ve adil bir yargılama olmadığını söyler. ardından iki adamı çapraz sorguya alır ve adamlara "peki hangi ağacın altında birleştiler" diye sorar.

    adamlardan biri, sakız ağacı derken; diğeri meşe ağacı der. böylece adamların yalan söyledikleri ortaya çıkar, suzanna kurtulur ve iki adam ölüm cezasına çarptırılır.

    the end

    eski ahit'te anlatılan bu olay, sanat tarihinde sık işlenen konulardan biridir. izleyicinin de röntçü adamlara katıldığı kompozisyonlardan, "direniyormuşum gibi çek kanka" pozundan, suzanna da zaten oynaktıya varan geniş bir yelpazede ele alınır.

    tintoretto

    cornelis van haarlem

    alessandro allori

    mağdurun yaşadığı stresi ise bir kadın ressam tuvale yansıtır.

    artemisia gentileschi

    hayat biraz da böyledir, öykünü sen anlatmazan eğer, başkası gelir " zebralar, iyi kalpli aslana çifte attı" der.

    ****

    kameranın arkasına bayolocikılli dişi birinin geçmesi yeterli midir?

    sözlüğün bilindik klişesidir: ilk iki dalga feminizmi ben de destekledim.

    aslında, üçüncü dalga feminizm, biyolojik cinsiyetin ötesine geçip, iktidar mekanizmaları üzerine daha fazla kafa yorar.

    demetra vaka brown'ın haremlik isimli romanı, batıdaki feminist okumalarda bir ibret öyküsü olarak ele alınır. vaka brown, romanında kah haremdeki kızlarla aynı sedirde oturur ve kızların saçını yapar, kah karşı koltuğa geçer ve oryantalist bir lens ile kızları kayıt altına alır. demetra artık fallik kamerası ile hareme sızmış erkektir.

    halide edip romanı okuyunca küplere biner. kağıdı kalemi eline alıp, eleştiri yazısı yazar. "sen benim anam haremde ne çekti biliyor musun" diye lafa başlar ardından demetra'yı itin götüne sokup çıkartır. hırsını alamaz, bir kez daha sokup çıkartır.
hesabın var mı? giriş yap