*

  • ernest hemingway'in bir hikaye kitabı.
  • haruki murakami'nin türkçeye çevrilen 11. kitabı.*

    daha okumadım, kitabın ilk cümlesi şöyle; ''kafuku bugüne değin defalarca kadın sürücülerin arabalarına binmişti ve onun gözünde kadınların araba kullanma tarzları kabaca ikiye ayrılıyordu:''
  • şanzelize kafe'de tecrübe edilebilir.
  • tek tek her öyküyü beğendiğim haruki murakami kitabıdır.

    çok derli toplu olmasa da şöyle bir sıralarsam:

    --- spoiler ---

    evli bir adamın aldatılma sonrası hayata tutunma çabası, arkadaşının kız arkadaşından hoşlanan gencin ve arkadaşının aynı anda farklı şekillerde kendini gösteren kadınsızlıkları, aşık olamayan aşık olunası erkeğin aşkı tatması ama kana kana içememesi, bir kadının hikayelerinde yaşam bulan bir adam ve anlattığı hikayelerde kendini bulan kadının öyküsü, aldatılma sonucu kadınsız erkek olmanın ağırlığını kabul edemeyen adam şizofrenik dünyası, böcekten tekrar insana dönüşen gregor samsa ve kambur anahtarcı kız, en sonda da tüm öykülerin ana fikri kadınsız erkekler.

    --- spoiler ---

    okurken en sade biçimde en derinlerde kadınsız bir erkek gibi hissettirdi. uzun süredir bir kadına dokunamamanın hasreti öyle yaktı ki, bir sonraki tutacağım elin değerini şimdiden bilmem gerektiğini hissettim.
    uzun bir zaman sonra canım bira çekti ama bıraktığım için, mutfağın soğuk mermer zeminiyle temas ettikçe ürperen çıplak ayaklarım üzerinde dikilirken, soğumuş kalbimi ısıtır ümidiyle, beyaz porselen demlikte, sanırım içimi yakan yalnızlık ateşiyle parlayan ocağın hemen dibindeki, babamın askerlik zamanından kalma kömür karası sony marka kasetçalarlı teybin radyo kanallarında aramaya koyuldum bir şarkıda seni. "gönlüm hep seni arıyor. neredesin sen?"
  • kadınsız bir erkek gibi hissettirmekten ziyade kadınsız olmama şükrettiren bir kitap olmuştur benim için. kitabın arka kapağında yer alan ve öne çıkarılan paragrafı ile kitabın verdiği hissiyat arasında bir alaka yok zira. ama kapağı çok güzel renkler falan janti. uzun bir yola çıkacaksanız alın okuyun, onun dışında çok da abartılacak bir kitap olduğunu düşünmüyorum.
  • murakami'nin hayatının hangi döneminde yazdığını merak ettiğim hikayeleri barındıran yeni kitabı. her hikaye derin bir hüzün barındırıyor, okurken sanki kitabın başında "gerçek hikayelerden alınmıştır" diye belirtilmişçesine içerledim ve üzüldüm. 1q84'teki yaz babam yaz anlayışından sonra böylesine sade ve duyguları okuyucuya doğrudan aktaran hikayeler şaşırttı doğrusu.

    --- spoiler ---

    ayrıca kamita'ya kino'nun barında atarlananan ikili 1q84'teki cemaat adına çalışan ikiliye çok benzemiyor mu?

    --- spoiler ---
  • haruki murakami'nin türkçeye en son çevrilen kitabı.
    japon edebiyatına hayran bir okur olarak murakami' nin o kültürü temsil etmediğini düşünüyorum. yine de kendisine has bir çizgisi olduğundan ve büyülü gerçeklik türünde yazdığı için ısrarla türkçe'ye çevrilmiş/ çevrilmemiş ulaşabildiğim her kitabını okuyorum. fakat 1q84 ve onun ardından çevrilen kitapları ve ingilizce çevirilerinden okuduğum hikayelerinin hepsi tatsız ve renksiz. bir daha çıkan bir kitabını almayacağım diyorum ama her seferinde acaba eski tarzında mıdır diye meraklanıp alıyorum.
    kadınsız erkekler de benim için hayal kırıklığı grubuna eklendi. haşlanmış harikalar diyarı ve dünyanın sonu' ndaki muhteşem dil nerede buradaki dil nerede. sanki sayfa sayısı artsın diye aynı cümleyi iki üç defa farklı kombinasyonlarla kurmak, uzun uzun tasvir kasmak, orijinallikten uzak ifadeler kullanmak. tamam çok haksızlık etmeyeyim, bazı hikayeleri özgün ve can alıcı ama işte o eski seni tutup kavrayan, içine çeken hissi vermiyor.
    sonuç olarak murakami' nin 1q84 öncesi dönemini sevenlerdenseniz o umutla bu kitaba başlamayın ancak öyle bir beklentiniz yoksa rahat okunabilir bir kitap olabilir.
hesabın var mı? giriş yap