*

  • stalin sonrası sscb atatürk sonrası türkiye gibidir.
  • kaddafi'yi el kaide'nin yıktığını zannedenleri de gösteren başlık. (çok uzak bir tarih değil, biraz basın linklerini taramak yeterli, kimler neden yıkmış, anlamak için.)
  • çok güzel mantık, naziler kovulduktan sonra da yunanistan'da iç savaş çıktı, e kalsalardı madem?

    darbe yapıp başa gelen, ona buna savaş açıp dayak yiyen*, yolcu uçağı düşüren, 30 yıl memleketinde çıt çıkaranı ezmiş, lakabı kuduz köpek olan bir delinin memleketinde iç savaş çıkmasında hiç sorumluluğu yok, keşke devrilmeyip biraz daha beslenseydi.

    *(bkz: libya-mısır savaşı), (bkz: toyota savaşı)

    memleketini batırırsan devirirler kardeş, sonrasında o batığın içinde birbirlerini yemeye de devam edebilirler ama bu sorumlunun sen olduğunu değiştirmez.
  • libya'nın içine düştüğü durumdan kaddafi kadar (fransa-ingiltere-italya-abd ve nato) batı da sorumludur. buna gözünü kapamak, avrupayı fakir veya daha az gelişmiş ama kaynakları olan ülkeleri menfaati icabı mahvetmekten başka bir şey bilmeyen mutlak bir canavar gibi görmeyi ya da her yaptığında bir hikmet veya masumiyet aramayı içeren bir anlayış olur. aynı mallığı ve kötücüllüğü suriye'de yapmıyorlar, neden? çünkü hatalarını anladılar, rusya ve iran desteği ile rejim biraz da sıkı durunca , rejim yerine gelecek kaos ve en az aynı vahşilikteki islamcıların yol açacağı göçmen dalgasını anlayıp, esad karşıtı konumlarından vaz geçtiler. ki esad ailesi olayı ikinci nesile taşımış daha berbat bir diktadır. libya gelişmişlik göstergeleri hayat standardı en yüksek afrika ülkesi bile olabilir bir dönem.. bu kaddafi'nin suçlarını örtbas etmek değildir. türkiye'de iyi kötü bir demokratik süreç sandık vs. olmasaydı bizde de bir iç savaş çıkar bunlardan kendilerine uyan tipleri batı desteklerdi. hatta beğenmedikleri bir diktayı devirmek için aynı şekilde durumu bahane ederlerdi. burada bunları yaptıkları durumlarda bu eski sömürgecileri mahkum etmek, (yanlış olmamak bir yana) bir görevdir, kaddafi güzellemesi değildir. suudi arabistan'da diktanın en mutlak şekli var. batı gayet uyumlu ve destekçi bilakis zulümlerine ortak bile oluyor... demek ki suudi arabistan ve libya gibi iki diktatörlükten ikincisinde batı isyancıların hava kuvvetleri görevi görüp rejim güçlerini bombalıyor, ilkinde ise rejim güçlerini f-18, f-35'lerle donatıyorsa açıklayıcı değişkeni zalim dikta rejimi değil de batının yıkıcı manevraları gibi görenlerin de bir hakkı vardır. malem diktatörlüklerde iç savaş çıkması normal, ve batının da bunların ve ülkelerinin yıkımındaki rolü masum, suudilerde bu niye olmuyor tam tersi oluyor? demek ki asıl değişken avrupanın vassal devleti olmak istememek... kaddafi bunu istemiyordu. suudi rejimi onun kadar bile bir meşruiyeti kendinde görmediği için her türlü köpekliği yapıyor. batımız da onu kolluyor.
  • kaddafi dönemi libyası ve kaddafi sonrası libya şeklinde arama yaptığınızda ortaya çok çarpıcı bir tablo çıkıyor. benim spekülasyonum kaddafi'nin devrilmesinin easas sebebinin afrika'da kullanılmak üzere altına bağlı tek bir para birimini (altın dinar olarak geçiyor) piyasaya sürmek istemesi, bulduğum kaynaklar da bunu ima ediyorlar ancak ortada kesin bir kanıt yok.

    neyse, tarihsel bir bağlam vermek adına reuters'ta verilen zaman çizelgesini koyalım. kaddafi bey iktidara nasıl gelmiş, neler yapmış ve nasıl devrilmiş yıl yıl görelim:

    1969 - 1 eylül'de kral idris'e karşı yapılan darbe ile kaddafi iktidara gelir
    1980 - göstericiler trablus'taki amerikan elçiliğini yağmalar
    1981 - amerikan uçakları libya'nın kendi karasuları olarak kabul ettiği sirte körfezi
    üzerinde iki libya jetini düşürür.
    1984 - nisan ayında londra'nın libya elçiliğinden açılan ateş sonucu polis yvonne fletcher ölür. bu sırada polisler kaddafi'ye karşı protesto eden göstericileri korumaktadır. ingiltere diplomatik bağlarını keser. 2009 yılının ekim ayında kaddafi bu öldürme eylemi için "üzgünüz" diyecektir.
    1986 - ocak ayında abd başkanı ronald reagan libya ile olan ticari ve ekonomik ilişkilerin kesilmesini emreder, abd'deki libya malvarlıklarını dondurur. aynı yılın nisan ayında batı berlin'de abd askerleri tarafından kullanılan bir disko bombalanır ve libya suçlanır. bu patlamada üç kişi ölür bu arada. yine aynı ay abd uçakları trablus, bingazi ve kaddafi'nin evini bombalar. libya aralarında kaddafi'nin evlatlığı bebek kızı da bulunan 40'tan fazla kişinin öldüğünü söyler.
    1988 - londra new york uçuşunu yapan 103 numaralı pan am uçağı iskoçya'nın lockerbie şehri üzerinde infilak ederek 270 kişinin ölümüyle sonuçlanır. 2003'te libya bu olayı üstlendikten sonra bm güvenlik konseyi oy birliği ile 1992'de ilan edilecek yaptırımları kaldıracaktır.
    1989 - eylül ayında fransız uta uçağı bir bomba yüzünden nijer üzerinde infilak ederek 170 kişinin ölümüne neden olur. 1999 yılında fransa altı libyalıyı gıyabında suçlu bulur ancak trablus bu saldırıyı üstlenmeyecektir
    2001 - ocak ayında yargıçlar abdül baset el-megrahi'yi lockerbie bombalaması için suçlu bulur ancak el-emin halife fahima'yı serbest bırakır. megrahi ömür boyu hapis ile cezalandırılır.
    2003 - aralık ayında libya toplu katliam sialhları programlarını bitirdiğini açıklar ve uluslararası silah denetmenlerinin ülkeye girişine izin verir.
    2004 - ocak ayında kaddafi'nin iktidara geldiğinden bu yana ilk defa abd kongre delegasyonu libya'ya gider. aynı yılın mart ayında ingiltere başbakanı tony blair kaddafi ile görüşür
    2006 - mayıs ayında abd, libya ile tüm diplomatik bağları tekrardan kuracağını açıklar.
    2008 - ağustos ayında italya başbakanı silvio berlusconi bingazi'de italya'nın sömürgecilik zamanlarında yaptığı suçlara karşılık beş milyar dolar ödeyeceğini ifade eden anlaşmanın altına imzasını atar. aynı yılın eylül ayında condoleezza rice, kaddafi ile trablus'ta görüşür ve 1953'ten bu yana ilk defa bir dışişleri bakanı libya'ya gelmiş olur
    2009 - haziran ayında, kaddafi, memleketini sömürge olarak kullanmış italya'ya tartışmalı bir gezi gerçekleştirir. ertesi ay barack obama ile italya'daki bir g8 zirvesinde el sıkışır. aynı yılın ağustos ayında megrahi iyi halden serbest bırakılır ve memleketinde bir kahraman gibi karşılanır. ertesi gün ingiltere bu kutlamaları kınayan bir açıklama yayınlar.
    2011 - aktivistler 17 şubatı öfke günü olarak belirler, bu gün bingazi'deki ilk kargaşaların etrtesi günüdür.

    aynı ayın 22'sinde kaddafi doğu bölgelerini kırk yıllık yönetiminden kopartan isyanı bastıracağına, ya da bir "şehit" olarak öleceğine söz veren bir açıklama yayınlar.

    26 şubat günü bm güvenlik konseyi kaddafi ve ailesine yönelik yaptırımlar uygular ve isyancılara yapılan müdahaleyi uluslararası suç mahkemesine sevkeder.

    aynı yılın mart ayında isyancıların bingazi'de kurduğu milli geçiş konseyi (national transitional council) kendisini libya'nın tek temsilcisi olarak açıklar.

    17 mart'ta bm güvenlik konseyi libya üzerinde uçuş yasağı ilan eder ve sivilleri kaddafi ordusuna karşı korumak için askeri operasyona izin verir.

    16 eylül tarihi bm güvenlik konseyinin libya'ya yönelik yaptırımlarını gevşetmesine sahne olacaktır. bm genel kurulu efektif olarak milli geçiş konseyini libya'nın resmi yönetimi olarak tanıyacak bir isteği onaylar.

    20 ekimde kaddafi milli geçiş konseyi savaşçılarının kendi memleketi sirte'yi alması ile yakalanır ve öldürülür

    şahsen bu döküme baktığımda ister istemez "yav 2009'da bu kadar sıcaklaşan ilişkiler ne oldu da 2011'de bm'nin falan dahil olduğu bir noktaya erişti?" sorusunu sordum. neyse, sırada kaddafi libya için ne yaptı sorusuna gelelim. bu konuda globalresearch.ca'nın verdiği onluk bir liste var:

    1- libya'da ev sahipliği doğal bir insan hakkı olarak kabul edilirdi
    2 - eğitim ve tedavi parasızdı
    3 - kaddafi döneminde dünyanın en büyük sulama projesi gerçekleştirildi
    4 - tarıma destek vardı. bir libyalı tarla ekmek istediğinde kendilerine bir ev, tarla, büyük ve küçükbaş hayvan ve tohumlar bedava verilirdi
    5 - yeni bebeği olan annelere destek (5000 dolar) verilirdi
    6- elektrik bedavaydı
    7- petrol ucuzdu - litre başına 0.14 dolar deniliyor
    8 - eğitim seviyesi yüksekti. kaddafi öncesinde %25 olan okuma yazma oranı %87'ye çıktı
    9 - vatandaşlarına sıfır faizle kredi veren kendi devlet bankası vardı ve dış borcu yoktu.
    10 - altın dinar projesi ortaya konuldu. bu altın dinar meselesi önemli zira bu sitenin de ima ettiği üzere bu kaddafi'nin devrilmesinde esas sebebe oynayan bir şey olabilir. siteden çevirirsem trablus'taki sorunların hemen öncesinde kaddafi altına bağlı afrika'da kullanılacak bir para birimini getirmeye çalışıyordu. "birleşik afrika devletleri" terimini ortaya atan marcus garvey'in izinden giderek afrika devletleri arasında kullanılacak bu para biriminin gelmesi dünya ekonomisini kaosa sürükleyebilecek bir hareketti.

    o günün elitleri tarafından şiddetle karşı çıkılan bu hareket afrika uluslarının kendilerini borç ve fakirlikten kurtarmasına imkan verecek ve dışarıdan sömürülmeye hayır demelerini sağlayacaktı deniliyor. ben bu kadar iyi bilmiyorum o yüzden yorumsuz geçiyorum.

    peki nasıl oldu da oldu bu iş? bir zamanlar afrika'nın en zengin ülkesi olan, en büyük petrol rezervlerine ve en yüksek yaşam standardına sahip olan bu ülke nasıl bir anda yemek, benzin ve güvenlik arayan insanların olduğu bir ülke haline dönüştü? el cezire bu konuda ülkenin devrimciler olarak addedilen kesiminin birleşik arap emirlikleri ve katar gibi bölgesel oyuncuların yanısıra içinde abd, ingiltere ve fransa'nın da bulunduğu çıkarları gerektiğinde kaddafiyi dost veya düşman olarak gören batı güçlerinin desteklediğini söylüyor. ancak sonuç olarak buradaki devrimcilerin istediklerinin libya'nın şu andaki hali olduğunu düşünmüyorum.

    pbs.org'da "kaddafi sonrası libya - bir devrimin pişmanlıkları" başlığını taşıyan yazı "muammer kaddafi'nin libyasında insanlar "tek düşmanımız var" diyordu, günümüzde "insanlar düşmanın kim olduğunu artık bilmiyor" diyerek başlıyor. arap baharından dört sene sonra (2015 tarihli bir yazı bu) libya iki devlet, düzinelerce milis ve silahlı güçler tarafından bölünmüş halde olduğunu ifade ediyor. "suç seviyesi yükseliyor, güvensizlik yaygın. iş yok. yiyecek ve elektrik bulmak zor. savaş ve korku var..." deniliyor. "insanlar kendilerini güvensiz hissediyorlar zira kanun artık onları korumuyor" diyor uluslararası af örgütü için çalışan bir araştırmacı olan mughrabi ve polis karakollarının ya çalışmadığını ya da korkudan müdahale edemediklerini ifade ediyor. "gerçekte olan hukuğun gücündense milis ve silahlı güçlerin kontrolü" diyor. 2014'te bm tarafından yapılan bir mülakatta çatışmaların şiddetlenmesi ile bingazi'deki okula gitme oranı %50 düştüğü bulunmuş. (yorum yapmayayım diyorum da 2011'de babam mı müdahale etti? neyse...) bu yorumlar konusunda şaka gibi bir yorumu da paylaşmak istiyorum. frederic wehrey, ki kendisi carnegie bağış vakfı (sanırım carnegie endowment diye geçiyor) ortadoğu programının kıdemli üyesiymiş, kaddafi yönetiminin görece stabilitesini isteyenlerin ifadelerini "bu ifadeler çok nesnel olmayabilir" diye nitelendirerek ekliyor "kaddafi yönetimi altında geceleyin sokakta sorunsuz yürüyebilirdiniz ama bu mezarlığın sessizliğinin sorunsuzluğuydu". (bir çok şey denebilir ama bu kafanın hastasıyım ben, sen git libya'nın bir dönemi hakkında orada yaşamadan veya sosyal diskursa hakim olmadan böyle yorumlar yap. ki şimdiki dönemine bakıyorsun, o döneme bakıyorsun... hocu kafan iyi mi sorusunu sormamak elde değil... iyi ki gazeteci değilmişim ne diyeyim)

    kaynakça:
    - https://www.reuters.com/…ower-idustre79m13c20111023
    - https://www.globalresearch.ca/…-you-to-know/5414289
    - https://www.aljazeera.com/…bya-181001072826305.html
    - https://www.pbs.org/…evolution-libya-after-qaddafi/
  • batılıların, doğuluların, kuzey yada güneylilerin müdahale edecekleri memleketi seçmede orada zulüm olup olmamasını bir kriter olarak gördüklerini iddia etmek bunların pr'ını yapmıyorsanız en kibar tabirle naifçedir.

    artık iyiden iyiye dengesizleşmiş, kendini mimletmiş, kaybınız olmadan azıcık itelemeyle devriliverecek yerine alternatif bakılan çürük rejimlere, eski majör aktör olma hissiyatlarınızı da okşuyorsa ve prestij peşindeyseniz bir tekme de siz atıyorsunuz. libya'da fransa'nın giriştiği harekat böyle birşeydi.

    bakın avrupa'da yanıbaşlarında bosna'da soykırım oldu, müdahale etmediler. suudi örneği zaten verilmiş. memleketleri kar-zarar hesabıyla çıkarlarına göre hareket eden rasyonel varlıklar olarak gören kimse bunlara şarşırmaz.

    da derdim bu değil.

    devrildikten sonra iç savaş çıkması baştaki adamı aklamaz. 30 küsür yıl ardından o kadar çok güç yoğunlaşmasının kalkmasıyla oluşan boşlukta iç savaş çıkar. bu savaşın sorumluluğu da o müdahale etmiş, bu havadan vurmuş onda bunda değildir, çok ekstrem durumlar hariç diktatörlüklerde iktidar barışçıl yoldan değişmez. herkes o ganimetten parça koparmak için birbirinin gırtlağına çöker.

    mesele ganimet miras bırakmamakta, gücü tek elde biriktirmemekte, leşi üstüne savaşılacak bir leviathan yaratmamakta.
  • diktatör sevdalısı arkadaşları sevindiren durumdur. libya yıllarca, yazdığı kitabi okullarda zorunlu ders olarak okutan kaddafi tarafından yönetilmiştir. iyi ya da kötü yönetmiştir, orası ayrı. fakat yönettiği süre boyunca ülkede muhalefete izin vermemiştir. halkının paralarını, oğlunun futbol zevki yaşaması için juventus'a akıtmış, bu sayede oğlu juventus ile idmanlara bile çıkmıştır. dolayısıyla, ölümünün ardından ülkenin şu an bu durumda olma sebeplerinden birisi de yine kendisidir.
  • inim inim inliyor libya halkı. adamı yerlerde sürüdüler. adam emperyalist güçleri elinden geldiğince uzaklaştırmaya çalıştı. halkına her anlamda da destekti.
hesabın var mı? giriş yap