*

  • 1993 yilinda kurulmus kadin haklari savunucusu bir vakif.

    http://www.kadinininsanhaklari.org/

    (bkz: cedaw)
  • neden kadın hakları değil de kadının insan hakları sorusuna yönelik şu açıklamayı yapan bir vakfın adıdır;

    " kadınlar olarak aile içinde, özel alanda, ve kadın-erkek arasında talep ettiğimiz demokrasi, genel olarak insan hakları ve demokratikleşme sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. demokratikleşme ve kadının insan hakları arasında çift yönlü bir ilişki vardır.

    . hukukun üstünlüğü ilkesine dayalı demokratik bir toplum düzeninin kurulamadığı, şiddetin egemen olduğu, militarizmin artarken sivil toplumun kısıtlandığı bir ortamda, kadının insan hakları ihlallerinin kaynağı olan ataerkil toplum yapısı giderek güçlenmeye devam edecektir.
    . özel alanda, aile içindeki ataerkil yapının çözülmesinin doğal bir sonucu olarak kamu alanına eşit yurttaşlar olarak çıkacak olan ve nüfusun hiç de azımsanamayacak yarısını teşkil den kadınlar, demokratik ve barışçıl bir toplum düzeninin kurulması sürecine önemli bir katkıda bulunacaktır.
    bu yüzden “kadının insan hakları” bir azınlık grubuna ait özel alanla kısıtlı kalan bir sorun değil, toplumsal kalkınma sürecinin temel taşlarından biridir. ailede demokrasi olmadan toplumda da demokrasi olmayacaktır. "

    vakfın tam adı: kadının insan hakları yeni çözümler vakfı'dır..
  • türk kadınlarının sorunlarını da, türk ceza kanunu reformu gibi etkinliklerdeki başarılarını da uluslararası platformlara taşıyarak son derece önemli bir boşluğu dolduran kadın hakları derneği... kurucuları pınar ilkkaracan ve ipek ilkkaracan ajas 'tır.
  • ulusal düzlemde shçek ile ortaklaşa yürüttükleri yasal okur-yazarlık programı ile türkiye'de shçek'in ulaştığı birçok ilde kadınlara yasal haklarını ve bu haklara ulaşmak için kullanabilecekleri yolları anlatan programı geliştiren dernek...
  • "kadinlar da insandir" yorumu basta oldukca anlasilir ve mantikli gelse de pratikte "acaba?" sorusu ile beraber gelir. insan haklari evrensel bildirgesi'nde erkekler ile beraber kadinlarin da haklari korunmustur. bu haklarda esitligin kamusal alandaki (ki bildirge'deki hukumler ozellikle kamusal alandaki insan haklarini korumaya yoneliktir) uygulamalarinda eksiklikler oldugunu biliyoruz. bildirge'nin erkek egemen, kamusal alanlari kapsamadaki becerisi vefakat ozel alan diye tabir edilen ve daha cok kadinlarin icine kistirildigi alanlardaki insan haklarina olan duyarsizligi kadin hareketinin dikkatini cektiginde "kadinin insan haklari" denen kavram ortaya cikmis ve feminist hareket insan haklari mekanizmalarini kullanarak "kadina karsi siddet" basta olmak uzere bircok, cogunlukla ozel alani ilgilendiren, insan hakki ihlaline karsi insan haklari diskuruyla mucadele etmege baslamistir.
  • kadınlar kendilerini "kadın ama insan" ya da "insan ama kadın" veyahut "kadın ve aynı zamanda insan" olarak görmeye ve göstermeye devam ettikleri sürece ayrımın önüne geçemeyecekler. ortak nokta insan olmak olduğu sürece, kadının ve erkeğin farklı "insan hakları" olması söz konusu olabilir mi? kadın ve erkek olmak insanlığın çeşitlemeleri değildir önce bunu anlamak gerek... mesela kadın insan, ya da erkek insan ya da eşcinsel insan diye bir şey yoktur. kadın vardır, erkek vardır, eşcinsel vardır... bunlar vardır ancak insan olmaya eklemlen(e)mezler. insan haklarının tümünden eşit şekilde yararlanmalılar. -bu böyle olamıyor tabii ama zaten mesele bunun böyle uygulanabilir hale getirilmesinde değil midir?

    demek istediğim; insan haklarında cinsiyet arandıkça * aradaki farkı ortadan kaldırmak mümkün değil.

    bu yüzden de ne kadar güzel işler yapılırsa yapılsın, böyle bir amaca yönelen bir dernek için kötü bir isim... her şeyden önce kadınlar için olduğunu çok net ortaya koyan * ama erkeklere durumu anlatabilme şansını baştan kaybetmeye sebep olacak kadar antipatik bir isim...
  • ayrımcılık ile nasıl mücadele edilir? bu noktada sürekli bir kafa karışıklığı var.

    güzide arkadaşlarımız, buna şu anki başbakanımız da dahil, cinsel, milli, kültürel vb. ayrımcılıklar noktasında "biz böyle bir ayrım olduğunu tanımayız, böylece sorun kalmaz" diye sorunu çözmek girişimindeler ama sorun öyle çözülmüyor.

    ayrımcılık, bir toplumsal davranış bozukluğudur, yani ayrımcı davranış bir krononik rahatsızlıktır. yani eğer süregiden bir ayrım varsa ve bu ayrımdan rahatsız olduğunu dile getiren bir insan varsa, bu ayrımı yok saymak ne ayrımı, ne de o kişinin rahatsızlığını ortadan kaldıracaktır. aksine, ayrımcılık yapanın yaptığı ayrımcılığın kavramsallaştırmasına ayrımcılık demek, ayrımcılık yapanın yaptığı ayrımcılığı meşrulaştırmak olarak işlev kazanır.

    daha da açalım:
    örneğin bir eşcinsel kişi ile tanıştınız. eşcinsel olduğunu bilmenize rağmen, başta onun yaşama koşulları sizi ilgilendirmediği için, ardından ona karışmak konusunda bir haddiniz olmadığına inandığınız için ona herkese nasıl davranıyorsanız öyle davrandınız. böylece hiç ayrımcı olmadınız. ama bir şey oldu:

    diyelim ki, arkadaşınız bir genel arkadaş toplantısında, herkes sevgililerinden bahsederken filan, kendisinin eşcinsel olduğunu söyledi. masada soğuk bir hava esti ve bir tiki kız "ay çok iğrençsien" diyecek filan oldu. arkadaşınızın morali bozuldu, çıktınız toplantıdan ve şey dediniz "sen de abicim öyle uluorta söyleme böyle şeyleri".

    işte kadın hakları, kürt sorunu, eşcinsellere yönelik şiddet vb. bu toplumsal normların, ayrımcılığın doğal, farklıların ise dışarıdan olması üzerine kurulu zaten; bu konuda rahatlama, kendini toplumun bir parçası gibi hissetme ve ikinci sınıf vatandaş yerine koyulmama koşullarını zaten ezen konumundaki kişilerin beğenisine sunmak zorunda değil hiç kimse. kadınların insan hakkı talepleri de, bu anlamda, kadınları ilgilendiren bir mücadele alanı gibi.

    kadınlar, insan hakları talepleri için, erkeklere durumu anlatmak zorunda değil. ayrımcılığın söz konusu olduğu yerde, "ayrımcılığı yapan" da "ayrımcılığa tabi olan" kalan mağdurdur aslında. şahsen ben, heteroseksüel yaşayan bir erkek, arnavut kökenli bir türkiyeli, görece iş sahibi bir okumuş insan olarak, bu ayrımcılık diyalektiğinin mağduru olduğuma inanıyorum. belki benim "ezen" olmayı beceremememden kaynaklanıyor bu, belki de anarşist olduğum için ezenlerin ağzına sıçmak istememden.

    sonuç olarak, gayet güzel bir dernek ismidir. evet, kadın, kadın olduğu için ayrımcılığa maruz kaldığı her yerde, kendi insan hakkına sahip olmak için örgütlenmeli, bunun psikolojik ve sosyal nedenlerini ve çözümlerini örgütlü bir şekilde üretmelidir.
  • çok beğendim ben bu adlandırmayı. pozitif ayrımcılığın kastedilip edilmediği tartışılabilir, ben daha çok insan haklarından kadınların daha az yararlandırılmalarından şikayet ettiğini, bunu 3 kelimede çok güzel anlattığını düşündüm. aynı anda neden eşit olduğumuzu da anlatıyor sanki. çok okuma yapılabilecek ve bütün okumaların doğru kapıya çıkacağı, çok katmanlı bir laf.

    pozitif ayrımcılık tartışmalarında genel olarak yapılan, burada da yapılmış bir hatayı da düzelteyim elim değmişken. pozitif ayrımcılığın türkiye gibi bir ülkede gerekliliği tartışılmazdır. zira kadın = mağdur bir önerme değil, bir gerçektir türkiye'de. default olarak kadınlar mağdurdur zira zayıftır gibi bir laf ettiğimiz yok. ciddi ciddi mantıksal ifadelerle anlatayım, önermemiz şu:

    kadınlar mağdursa, pozitif ayrımcılığa gereksinim vardır. (kadın = mağdur => pozitif ayrımcılık gereklidir.)

    genel olarak yapılan mantık hatası ise önermenin şu olduğunu sanmak:

    kadınlar doğaları gereği mağdurdurlar. (kadın = mağdur)

    bunların ikincisi seksizm iken, sanırım ilkinin doğruluğunu kimse inkar edemez. seksizmi ortadan kaldırmak gibi daha zor bir mücadeleyi verirken (dünyanın hiç bir yerinde doğru dürüst başarılmış değil), bu başarılıncaya kadar kadınların ezilmesine göz yummak kabul edilebilir bir durum değil.

    hepimizin en sonunda ulaşmak istediği nokta da şudur:

    kadın = erkek && kadın !=(eşit değildir) mağdur.

    bilim sen nelere kadirsin!*

    edit: yazılanı okumayıp "çay partisi ehueheuhe" dışında karşı argüman geliştiremeyenlerle tartışmayacağım haklardır. mantıksal çıkarım çay partisine ağır kaçmış da olabilir tabii.
hesabın var mı? giriş yap