• halının ortasına işemek hatta zıçmak
  • ilk ilgi gördüğü anda saklayamadığı heyecanıyla kuyruğunu sallayabilir.
  • size mahzun bakışlarla bakar. gözleri dolu doludur ama ağlamaz. yine de anlarsınız kalbinin kırık olduğunu.
  • babam bahcede ki kangala bagirmisti bi kere. resmen gonul koydu koca kiz. adini soyluyoruz yuzumuze bakmiyor filan. biskuvi cok severdi. oturdum yanina oksayarak yedirdim. ahhh canim kezban'im. bir kac yil sonra da bobreklerinden rahatsizlanip bize veda etti.
  • şöyle sağlam bi paçadan kapabilir
  • insan olmadığı için zarar vermez kalbi kırılmış olsa da..kocaman kangalımız simba küsüp bir kenara yayılır, çağırırsın gelmez, yanına gidersin kafasını çevirir, gözleri yere doğru bakar, ara ara hasret çeker ve oralı olmaz. olması gerektiğinden daha fazla ilgilenmek gerekir bu gibi durumlarda.
    kangal denildiğinde çoğu insanın aklına hırçın köpekler gelir fakat tamamen yetiştirme tarzıyla alakalıdır.
  • teyzemin köpeğinin, eve gelen misafirin kendisini azarlaması sonrası misafirin ayak ucunda tam da misafirin ayağa kalkınca basabileceği bir noktaya kakasını yapması sanırım bu konuda en uç örnektir.
  • sizi görmezden gelmek, burnunun dibine gittiğinizde kafasını tam tersi yönünüze çevirip boş duvarları seyretmek, kafayı hafif eğip gözünün altından manidar bakışlar atmak, seslendiğinizde götünü dönmek, kime küstüyse diğer aile bireyinin kucağına giderek küstüğünü kıskandırmaya çalışmak şeklinde olabilir.

    nazını, tribini özledim.
  • bizim maya, ne zaman yemek yesek bacaklarımın arasından kafasını çıkarır ve öyle bekler, piç bi de öyle mahzun bakar ki, sıkıyorsa verme yediğinden, benden başka kimse de vermediği için hep benim bacak aramda,
    bir gün yine yemek yiyoruz, o dönemde etraftan köpeğinize mama dışında bir şey vermeyin zararlı olur lafları dönüyor bolca, ben de sinirli miyim neyim o gün, haldur huldur yemeğe girişirken bu yine çıktı bacak arama,
    ben de sinirle la yörü diyip hafif de iteleyerek kovdum, giderken de gelme bir daha diye azarladım,
    bu yavrum kuyruğunu bacak arasına sıkıştırıp, koltuğun arkasına gizlenmiş,
    yemek faslı bitti, aklıma geldi,
    şener şen'in şekerpare filminde ki gibi cumaliiii yavrummmm diye bunu arıyorum*
    maya maya, kızım neredesin,
    ağır adımlarla koltuğun arkasından çıktı, yüzünden düşen bin parça,
    aldım kucağıma, gözleri ıpıslak, ağlamış, ya bir kötü oldum,
    dedim sana et verecem, bulgur verecem, yok bana mısın demiyor,
    gıdıklıyorum yok sallamıyor,
    bir saat sağlam küstü, beni de üzdü, sonra hadi kızım yemek yiyelim diye mutfağa çağırdım yellozu, nasıl koşarak, hiç bişey olmamış gibi kuyruğu sallaya sallaya, sırıta sırıta geliyor,
    seviyorum keratayı*
hesabın var mı? giriş yap