• kural bir.
    kandirilan kandirildigini anlamadigindan kandirilmak fiili anlam kazanir.
    kural iki.
    kandirilmis, kandirildigini anlamadigindan 'ben kandirilmadim ki' der.
  • (bkz: aldatılmak)**.
  • (bkz: nanik)
  • insanı ilk once sinir, sonra uzuntu, sonra tekrar sinir ve en sonunda karsısındaki icin acıma ve sebeplerini sorgulama* safhalarina sokan baslangic. hele bir de ummadik taş baş yarar ata sozunu dogrulayan sekilde yasanırsa ayrı bir şenliktir evlere.
  • çocukların ebeveynleri tarafından sık sık maruz bırakıldıkları eylem. bir zamanlar ben pek küçücükken bizimkilerin artık yatmam gerektiğine hükmettikleri bir saatte, mine çayıroğlunun acıklı bir kızı canlandırdığı bol gözyaşlı bir film izliyorduk. bana televizyonun düğmesini kapatmadan fişi çekersek filmin orada kalacağını, sabah kalkınca izlemeye devam edebileceğimi söylemişlerdi. sabah kalktığımda ilk işim televizyonu açmak oldu ve film orada değildi tabii ki. ağlayıp zırlamaya başlayınca da annem sabah namazına kalktıklarında babamın elinin yanlışlıkla televizyonun düğmesine değdiğini söyledi. çok kızmıştım babama çookk.. hala merak ederim o filmin nasıl bittiğini. ismini bile bilmiyorum ne yazık ki.
  • kanmaya meyilli olmakta birinç.
    (bkz: kanmak)
  • toprağın su diye içirilmesi.

    veya, olmayan şeylere gerçek diye inandırılmak.
  • kendimizin kendimizce uğratıldığı durum. (bkz: yanılsama)
  • size iyi bir sey vaat edildiginde basiniza gelecegini anlamaniz gereken sey. halk arasinda "enayi yerine koyulmak" ya da "kaziklanmak" olarak da adlandirilir, akabinde hulk'a dönüsmeniz isten bile degildir *
  • acıda olsa utanılacak bir durum değildir. çünkü asıl utanması gereken kandırılan değil, kandırandır.
hesabın var mı? giriş yap