karıma mektup
-
nazim hikmet'in "en fazla bir yıl sürer / yirminci asırlarda / ölüm acısı." dizesiyle hafizalara yerlesmis siirinin adi. huzunludur, icini acitir insanin, kanatir.
karima mektup
bir tanem!
son mektubunda:
"başım sızlıyor
yüreğim sersem!"
diyorsun.
"seni asarlarsa
seni kaybedersem;"
diyorsun;
"yaşayamam!"
yaşarsın karıcığım,
kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda;
yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı
en fazla bir yıl sürer
yirminci asırlarda
ölüm acısı.
ölüm
bir ipte sallanan bir ölü.
bu ölüme bir türlü
razı olmuyor gönlüm.
fakat
emin ol ki sevgili;
zavallı bir çingenenin
kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli
geçirecekse eğer
ipi boğazıma,
mavi gözlerimde korkuyu görmek için
boşuna bakacaklar
nâzım'a!
ben,
alaca karanlığında son sabahımın
dostlarımı ve seni göreceğim,
ve yalnız
yarı kalmış bir şarkının acısını
toprağa götüreceğim...
karım benim!
iyi yürekli,
altın renkli,
gözleri baldan tatlı arım benim;
ne diye yazdım sana
istendiğini idamımın,
daha dava ilk adımında
ve bir şalgam gibi koparmıyorlar
kellesini adamın.
haydi bunlara boş ver.
bunlar uzak bir ihtimal.
paran varsa eğer
bana fanila bir don al,
tuttu bacağımın siyatik ağrısı,
ve unutma ki
daima iyi şeyler düşünmeli
bir mahpusun karısı. -
nazım bu mektubu bursa cezaevinde yatarken, nişanlısı piraye'ye yazmıştır. nazım hikmet bir mektubunda piraye'ye davasının hiç iyi gitmediğini ve idam verilebileceğini söylüyor, piraye de ona "sana bir şey olursa yaşayamam" diye yazıyor. sonrasında bu şiir geliyor işte. niye artık nazım hikmet gibi şairler yetişmiyor diye soracak olanlara belki de iyi bir cevap olur. şairlik bir hayat aktarlığı değil midir ha. adam yaşamış, yaşatmış, yazmış.
-
-
volkan konak bu şiiri son albümü morada yorumlamıştır. çok ufak değişikliklerle.
yine o kendine özgü şivesiyle, kendine has yorumuyla.
ya-şa-ya-mam
demiştir.
hep böyle olurdu
bir şiiri, onu gerçekten okuyabilen birinin ağzından dinlediğimde neden ben bu güne dek bu güzelliği böylesine farkedememişim derim.
yine oyle oldu -
(bkz: kızıma mektup)
-
"en fazla bir yıl sürer
yirminci asırlarda
ölüm acısı."
dizeleriyle bıçak yarası gibi acıtan, okuyanın yüreğini. -
bazı insanları öldürebilmek için bir ip veya bir silahtan daha fazla şeylerin gerekli olduğunu anlatan bir nazım eseri.
" zavallı bir çingenenin
kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli geçirecekse eğer
ipi boğazıma,
mavi gözlerimde korkuyu görmek için
boşuna bakacaklar
nâzım'a!! " -
"paran varsa eğer
bana fanila bir don al,
tuttu bacağımın siyatik ağrısı,
ve unutma ki
daima iyi şeyler düşünmeli
bir mahpusun karısı."
bu dizelerle biten ve hissettirdiği duygu yoğunluğundan hiçbir şey kaybetmeyen güzel şiir. -
demir karahan'ın sesinde ayrı bir güzel olan şiirdir.
-
henüz kim olduğunu, nerede olduğunu, ne iş yaptığını ve nasıl biri olduğunu bilmiyorum..ama çok rica ediyorum sen ben değilsen, hayatımı anlamlandırmayacaksan, hayatta her şeyden önce insan olabilmeye çabalamıyorsan hakkını böyle birine devret ki sonumuz hüsran olmasın..kocaman sevgiler...müstakbel kocan..
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap