• yalnız bir ahenk, ve yürek titreten bir endamdan ibarettir karşı pencereden bakan kız.

    nedendir bilmiyorum açık pencereden dirsekleri mermere dayamak suretiyle dışarı bakma eylemi daha ziyade feminen bir davranışmış gibi gelir bana, sanki erkekler daha çok balkon sefasına ya da tül arkası seyirlerine düşkündür. komşular arası iletişim modelinde ev kadınlarının pencere kavramını bir araç olarak kullanmaları belki de bu pek de sağlam temellere oturmayan genellememin altında yatan küçük bir gözlem olabilir. öyle ya yağmur yağdığında ve hatta seller aktığından camdan bakan da bir arap kızı değil midir?

    her şey bir yana yine çözemediğim bir şekilde pencereden bakan kız görüntüsü en az masumca uyuyan ve oturup ses çıkarmadan saatlerce izlenesi bir kızın bir erkekte oluşturduğu halet-i ruhiyeye paralel şeyler hissettirir.
    ılık rüzgarın saçlarla oyun oynadığı, güneşin kızıl gölgeler oluşturduğu şölen gibi bir mayıs akşamüstünde eve dönerken görürsünüz onu penceresinde. evet siz aşağıda o ise yukarıda olandır. ama çoğu hayranlığın temelinde bu üst-alt ilişkisi yok mudur. hayır ne güneşte renkten renge giren uzun sarı saçları ne de bebeksi bir yüzü vardır kızın, zaten sizin tutulduğunuz da bunlar değildir ya. minik ellerini çenesine dayamış, masumca sokağı süzen bir kızın bir güzel endamıdır yukarıda gördüğünüz.. hani bazen tek bir duruş hatta bakış yeterlidir denir ya işte ondan.
    ilk bakan siz olursunuz, kafa tavırsız bir açıyla hedef noktasına çevrilirken gözlerin o görüntüyü kaydetmesi için en fazla 2 saniyesi vardır. bakma sırası ona gelince engellenemez bir şekilde gözler yere doğru çevrilir. göz göze gelmektense onun bakışını üzerinizde hissetmek daha güzeldir sanki (ya da bu ona bakamama cesaretsizliğinizi kabullenmemek adına uydurduğunuz bir yalandır) üzerinizde onun bakışları apartman kapısının anahtarını çevirirken kapının camından yansıyan siyah beyaz görüntüsüne son bir kez daha bakarsınız, evet hala size bakıyordur, zira bu ilk karşılaşmanız değildir. artık onun bakışlarını üzerinize giymişsinizdir, sabah değin soyunmak istemezsiniz.
  • (bkz: komşu kızı)
  • üniversitede kaldığımız ev ile karşı apartman arasındaki mesafe tükürük yarışmasında mahalleler arası klasmana dahi girmeye yetmeyecek bir mesafe olduğundan ötürü karşı pencereden bakan kız hatta kızlar kıvamını ip üstünde, kelle koltukta bir şekilde yaşamış idik. içinde bulunduğumuz mahalle tekmili birden, tek öğrenci evi olan bizim eve ve dahi içindeki zibidilere nefretle karışık bir garipsemeyle yaklaştığından değilde yine o mahalledeki yağız delikanlıların eve giriş çıkışlarda ulan bunları varya benim elime bi vereceksin mermi manyağı yaparım bakışlarından olsa gerek bizim için karşı pencereden bakan kızlar'a bakmak bir nevi rus ruleti, perde aralığından atılan kaçamak bakışlarda ortaokul aşkı kalp çırpıntısı kıvamında gelişmişti. sonradan farkettiğimiz o evin kızlarının henüz daha lise talebesi olduğu gerçeği bünyemizde bir sübyancılık yaftasıyla karşı karşıya kalma korkusuda yaşatmış olsa gerek ki, o güzelim gülen gözlerin tadına doyamadan okul bitti, evi taşırken kızların gözlerinden akan yaşların ruhumda açtığı derin sancılar bitmedi.
hesabın var mı? giriş yap