• değer, norm ve yaşam biçimleri açısından içinde yaşanılan kültüre ters düşen tutum ve davranışları içerir.
  • vietnam savaşı'na karşı oluşan tepki sonucu amerika'da ortaya çıkan beat hareketinin yarattığı kültür. müzik, bağımlılık ve beraberinde komün yaşam. öğrenci hareketleri, kampüs aktivizmi *.
  • yaşam tarzı ve değerler anlamında yerleşik kültüre alternatif olan kültürdür. fakat bu kültüründe yerleşik hale gelmesi çok sürmez. hedef kitlesi bizdeki asi gençliktir.
  • toplumun temel kültürüne tamamen ters olan, temel kültürü reddeden kültürdür.
  • basit bir tanımla, toplumda kabul gören ya da kabul gördüğü iddia edilen genel kültür ya da kültürlerin karşıtı olarak ortaya çıkmış ve belirli bir kitleye ulaşabilmiş kültürü/kültürleri ifade eder. counterculture sözcüğü ilk kez theodore roszak tarafından 1960lı yıllardaki karşı hareketleri anlattığı kitapta kullanılmıştır. karşı(t) kültür hakim kültürün evrilmesi değildir. bu doğrultuda renaissance, romantik dönemler ve belki henüz farkedilmemiş pek çok dönem aslen bir karşıt hareket sonucunda dönemlerinde hakim kültür haline gelmiştir, sonraki dönemlerin normlarını ortaya koymuştur. karşı kültür kendi içinde tek bir tanımlamaya sahip değildir, kültüre ya da kültürel birikime karşı herhangi bir duruşa sahip değildir, karşı kültürün asıl üzerinde durduğu, karşı kültürün ne olduğu ya da neye karşı oluştuğu değil, başka bir dünyanın varolabileceği düşüncesidir.

    yakın geçmişte isimlendirilmiş olması yakın geçmişte ortaya çıktığı anlamına gelmeyen kültür. doğduğu, büyüdüğü ülkede, kültürde sürgün hisleriyle beslenir, duruşunun temeli herkes maldır, bir ben her şeyi bilirim değildir, ama evet yaşadığı yerde üçtür beştir başlarken karşı(t) kültür. ahlakçıların ahlaksızlığı, dincilerin dinsizliği, özgürlükçülerin köleciliği, ekonominin bokunun suyuyla beslenir. bir bütün de değildir karşı(t) kültür, binlerce parçanın bütünüdür, binlerce altkültürün, antiteztoplumun nefesiyle ortak olur. redlerinin salt red olmadığının farkındadır, üst/orta/alt sınıftan çıktım üst/orta/alt sınıfı reddettimle bitmediğini bilir, hep sınıfsızdım demek değildir. karşıt olduğunun ona verdiği sıfatları kabul edip, onlara kendi yüklediği anlamı verir, onların yüklediği anlamları değil. kimseyi ebeveynleri yeraltı için karşı kültür için büyütmemiştir, zamanla kişiler yaklaşmıştır, öğrenerek yer edinmiştir.
  • bu kültürü daha iyi anlayabilmek ve yaşam tarzını görmek için shameless dizisini izleyebilirsiniz.
    (bkz: canaryville chicago)
  • karşıt kültür içindeki grupların tamamına yakını bir alt kültür grubudur veya bir alt kültür oluşturmaya adaydır.
  • hakim kalıplara ters düşen kültürler, alt-kültür içerisinde karşıtlık derecesine göre iki sınıfa ayrılmakta. (contrasting culture - against culture) biz bunlara karşıtlık oluşturan kültür ve zıt kültür gibi çelişkili isimler vermişiz.

    karşıtlık oluşturan kültür; hakim kalıplara uyuş(a)mayanların oluşturmak istedikleri alternatif kültürdür.
    zıt kültürse; tüm kalıpları ortadan kaldırıp yerine başkalarını koyma düşüncesi taşır.

    ilki alternatif bir yaşam için sistemin dışına çıkma öncülünü koyuyor.
    ikincisiyse; yeni yaşamın kurulabilmesi için tüm kalıpların yıkılması öncülünü koyuyor ve "çıkış" yerine "karşıtlık uğruna savaş" temeline oturuyor.

    --bundan sonrası kişisel---

    yeni isim önerilerim:
    1) uyumsuz alternatif kültür - 2) devrimci yeni kültür.

    baktığımızda 2. daha mantıklı görünse de kişisel açıdan buna katılmıyorum.

    dyk; karşıtlık pozisyonuna sınırladığından, tüm hakim kalıpları yıkmak isterken bir yandan da onaylar. ve savunucuları karşıtlık pratiği haricindeki tüm pratiklerinde, mevcut sisteme entegredir. karşıtlığı sürdürebilmek için, sistem içerisindeki sorumluluklarını da bir yandan sürdürürler. sonunda karşıt pratik, sistem içerisinde gösteri malzemesi olmaktan öteye gidemez. kendilerini salt karşıtlığa odaklar ve niteliği, yaratıcılığı es geçmek zorunda kalırlar. öte yandan sistemin şiddet ve istihbarat mekanizmaları çok geliştiğinden, dyk'nın eylem alanını da aslında sistem yaratmaktadır.

    uak ise, kuşatıcı bir devrim ütopyası taşımıyorsa kendini tatmin etmekten ibarettir. kuşatıcı ütopya şu; mevcut sistemin çıkmaza girmesi ve alternatif kültürün büyüyerek sistemi kuşatması. (adı üstünde ütopya.) sistemin dışı demekle, doğaya yakın alanlarda yaratılacak bir kolektiften bahsediyorum. uak'nın ayrıca, nitelikli bilgi ve insan üzerine kurulması gerekmekte, güçlü bir alternatif olabilmesi için.

    dyk'nın pratiği, bilimsellik adı altında mevcut koşul ve zamana göre konumlanır.
    tarih boyunca bu sebeple mevcut kültürel değerleri asla topyekün silememiş ve kısa süre sonra başa sarmıştır.

    uak pratiği sisteme rağmen, ütopya için ve nitelikli bilgi üzerine konumlanmalıdır.

    bunun örneğini, iki örgüt yaratarak basılmamış romanımda anlattım, bir gün basılırsa okursunuz umarım.
  • net bir şekilde içinde değilim ama çok uzağında da sayılmam.
hesabın var mı? giriş yap