• yazdıklarının dikkatle okunmasını şiddetle tavsiye ettiğim arkadaşım, güzel insan. ah ah aynı bölümde kaç yıl saçlarımızı ağarttık, yeri geldi gıybetin dibine vurduk. şimdilerde ise benim için gezi parkı direnişinin totemi olmuştur; isabetli öngörüleriyle beni şaşırtmaya devam etmektedir. hayat görüşüne, bakış açısına sağlık.

    not. iş bu yazıda bahsettiğim yazar yeni kara kopektir.

    saygılarımla.
  • tamamen siyah renkli kopeklere hitap ederken kullandigim isim.

    harun'dan esinlenmistim, oyle kaldi.

    "ama kara kopek senin de hep tuylerin dokuluyo, bu tuyler ne ya!"
  • (bkz: fako)
  • fırat uran'ın otobanda kaybolanlar adlı kitabından sonra piyasaya geçen hafta çıkan 2. harika kitabı.

    fırat bence henüz 2. kitabı olmasına rağmen edebiyat dünyasına yeni bir renk getiren, suskunların, değişiklerin, yalnızların, ötelenmişlerin ve seksin sesi olan, lgbt dostu, tabu düşmanı, tam da dünyanın ihtiyacı olan bir yazar olma yolunda çok emin adımlar ile ilerliyor.

    kara köpek elime geçtiği anda chuck palahniuk ve ayrıntı edebiyatı tadındaki seriler gibi yüzümde hınzır bir gülümse bıraktı ve bakalım bu sefer okurken başıma neler gelecek sorusunu sordurttu. bu çocuk yeraltı edebiyatı'nın yeni yüzü olacak benden söylemesi. kitabın kapağını görmenizi mutlaka tavsiye ediyorum.
  • aşkın başka bir rengini anlatan kitap. sadece cinsiyet üzerinden değil, yarattığı karakterleri size o kadar iyi tanıtıyor ki, kitabı okurken karakterler arkadaş grubumuzda ki onlarca yıllık arkadaşlarınız kadar iyi tanıyabiliyorsunuz. hikayenin geçtiği evler lokasyonlar o kadar bilindik ve gerçek ki hepsi bir film seti gibi incelikle tasarlanmış. 2008'den sonra taksim ve istiklal'in arap turistler tarafından işgal edimesi ile, kadıköy ve moda'ya kayan entellüktüel gençliği, bu kitapta görebilir ve duyumsayabilirsiniz. yıllar sonra bir dönem kitabı bile olabilir. kadıköy'e dolaşırken, publarda otururken fırat'ı yarattığı karakterleri görebilirsiniz. hayatın her alanında hızla yayılan bu baskıcı rejim ve dönemde; özgürlükler adına nefes alabildiğiniz ve hatta örgüsü gereği umutsuzluğu ve acıyı işlemesine rağmen benim için geleceğe umutla bakmamı sağlayabilmiştir.
  • ünlü iskoç şair ve romancı (bkz: robert louis stevenson) ‘ın en ünlü eseri (bkz: define adası) ‘nda yer alan bir karakterin lakabı.

    edit: imla.
  • bir zamanlar ortaokulda çok kavga ederdim. yaşıtların zorbalığı yetmezmiş gibi lise'den adamlar zorbalık yapardı. zaten lise 2'den birinin tacizle karışık zorbalığı ve adamın hayalarına geçirdiğim tekme ve suratına indirdiğim yumruklarla okula başladığım gibi müdürün odasında buldum kendimi ilk hafta. sonrası, nasıl başlarsa öyle gider derler ya.

    öğretmenlerin birinin beni parmağıyla gösterip "kara köpek!" diye bağırmasını hiç unutmuyorum. bazen kadınlarla aram kötü olduğu zaman, bazen bir şeyler ters gittiği zaman böyle bir şeyler kırılıyor içimde. o yaşlardaki yaşadıklarım aklıma geliyor. bir hoca "herkes senden nefret ediyor" demişti, 13 yaşında bir çocuk için ağır değil mi ya? iki sene öncesinde annemi kaybetmişim, kafam böyle donuk, doğası itibariyle içine kapanık biriyken bir anda şok yaşar gibi kantinden tost alırken adamın biri sıradan çıkarmak için yapılmayacak ne varsa yapıyor, yaşça büyük, milletin tırstığı biri. haklıyken haksız olmayı okulda öğrendim, insanların boyun eğişini, otoritenin körlüğünü, olup biten tiyatro karşısında günah keçisi aramak için, içlerindeki tüm iktidarsızlık nefretini bir çocuktan çıkarma heveslerini.

    iki tane hocamız vardı beni seven. bir tanesi daha sonra itü eef'ye girdiğimi duyunca mutluluktan ağlamış. ben de sevinmiştim, o iki hocaya sevgim ve saygım hiç bitmedi, bir gün karşılaşmayı çok istiyorum.

    bunun dışında, "kara köpek!" diye bağıran hocamızı da unutamıyorum. gece gece aklıma geldi, hayatım boyunca normal bir insan gibi, basitçe gittiğim yere uymak istedim, nasip olmadı memleketimde. bunun insana ne kadar dokunduğunu şimdi anlıyorum, o nasıl bir nefretle bağırış ya, aklımdan çıkmıyor, "kara köpek!"
hesabın var mı? giriş yap