*

  • kurulusu-yikilisi: 840-1212

    orta asya'nin batisinda[maveraunnehir (dogu-bati turkistan)], karlul, yagma, cigil turkleri tarafindan kurulan bu devletin bilinen ilk hukumdari bilge kul kadir han'dir. karahanlilarin en buyuk ozelligi ise, tarihin bilinen ilk musluman turk devleti olmalaridir.
    diger ozelligi ise turk-islam devleti olmasina ragmen resmi dilinin turkce olmamasidir.
    islamiyeti ilk defa resmi din olarak kabul eden karahanli hukumdari ise satuk bugra han'dir. musluman olduktan sonra abdulkerim adini almistir.
    ikiye ayrilan karahanlilar; harzemsahlar ve karahitaylar tarafindan yikilmislardir.
  • doğu karahanlılar harzemşahlar tarafından, batı karahanlılar ise karahitaylar tarafından yıkılmıştır
  • aynı zamanda kurulmuş olan gaznelilere göre devlet geleneği ve idare sistemi olarak çok daha fazla türk ögeleri taşımaktadır. devletin zayıflamasıyla beraber doğu ve batı olarak ikiye bölünmesi de bunun en somut örneğidir. bildiğim kadarıyla devletin resmi dili de türkçeydi, yusuf has hacib kaşgarlı mahmut gibi zirve isimler bu devletin çatısı altında yaşamışlar ve eserlerini vermişlerdir. dolayısıyla şöyle bir iddiada bulunabiliriz ki karahanlılar islamiyeti kabul etmiş türk devletler arasında en türk olanıdır.
  • 840-1212 tarihleri arasında, türkistan ve maveraünnehir'de hâkimiyet kuran ilk müslüman türk devleti.
    karluk, çiğil, yağma ve diğer türk boylarından meydana gelen karahanlılar devleti, devrin islâm kaynaklarında el-hâkaniye, el-hâniye, âl-i afrasiyab; başka eserlerde de, alp-ilig hanlar, arslan-buğra hanlar unvanlarıyla anılır. karahanlılar tabiri, batılı şarkiyatlar tarafından, bu sülâlenin "kara" unvanını çok kullanmaları sebebiyle verilmiştir. "kara", türkçe'de, kuzey yönünü işaret etmesinin yanında, büyüklük ve yükseklik de ifade eder.

    karahanlılar devleti, 840 senesinde uygur devleti'nin, kırgızlar tarafından yıkılmasıyla, orta asya bozkırlarında, bilge kül kadır han tarafından kuruldu. kadır han, mâveraünnehir'i almak isteyen sâmânîler devleti ile mücadele etti. karahanlılar'ın başlangıç dönemi, ilmî yönden pek açık değildir. kadır han'dan sonra, iki oğlundan bazır arslan han, balasagun'da büyük kağan olarak, kardeşi oğulçak kadır han ise, ortak kağan olarak taraz'da devleti idare ettiler. oğulçak kadır han, sâmânî hükümdarı ismail bin ahmed ile devamlı mücadele etti. sâmânîler, 883 yılında taraz'da devleti ele geçirince, oğulçak, kaşgar'ı merkez yapıp, sâmânî hakimiyetindeki bölgelere akınlara başladı. bu akınlar sırasında oğulçak kadır han'ın yeğeni satuk, karahanlılar'a sığınan, ebu nâsır adlı sâmânî şehzadesi ve müslüman din adamları ile tanışarak islâm dînini kabul etti.

    nuh peygamberin oğlu yâfes'in torunları olan türkler, hükümdarlarının müslüman olmasından sonra, yaradılışlarındaki temizlik ile seve seve ve büyük topluluklar halinde, en son ve en mütekâmil din olan islâmiyet'i topluca kabul ettiler. sekizinci asırda müslümanlarla tanışıp, içlerinden kısmen bu dini kabul edenlerin bulunduğu türklerin 10. asırda topluca islâmiyet'i kabulü, netice itibariyle tarihteki birçok hâdiseye yön vermesi bakımından pek önemlidir.

    müslüman olunca abdülkerim adını alan satuk buğra han, doğudaki amcasına karşı mücadelesinde, müslüman gönüllülerden de faydalandı. abdülkerim satuk buğra han, 995 senesinde vefat edince artuç'a defnedildi. yerine oğlu musa hükümdar oldu. onun çok kısa sürdüğü anlaşılan saltanatından sonra hükümdar olan kardeşi baytaş arslan han, doğu kağanı arslan han'ı mağlup ederek, sülalenin bu kolunu ortadan kaldırdı ve bütün karahanlıları birleştirdi. baytaş arslan han, karahanlı ülkesinde islâmiyet'in yayılması faaliyetlerini tamamlayınca, komşu türk boylarını islâm'a daveti, kendisine gaye edindi.

    baytaş'tan sonra, oğlu ebü'l-hasan ali hükümdar oldu. bu dönemde devletin batı kısmını kardeşi buğra han harun idare ediyordu. buğra han, 990 yılında isbicâb'ı zaptedip, 992 senesinde sâmânîlerin merkezi buhara'ya girdi. böylece horasan ve mâverâünnehir, karahanlıların eline geçti. şihâbüddevle ve zâhirüdda'vâ gibi islâmî unvanlar kullanan buğra han, kaşgar'a dönerken 996 yılında vefat etti. yerine ahmed bin ali geçti. halife tarafından tanınan ilk karahanlı hükümdarı ahmed han'dır.

    ahmed han zamanında, sâmânîler ve onlara bağlı devletçiklerle karahanlı münasebetini, devletin batı kısmını idare eden ilig han unvanlı nâsır bin ali sağlıyordu. özkent'te oturan nâsır, 996 senesinde sâmânî kumandanlarından fâik'in teşvikiyle bu ülke topraklarına sefer düzenledi. fakat gazne hâkimi sebüktekin'in aracılığı ile bu iki devlet, antlaşma yaptı. bu antlaşmaya göre sâmânîler, seyhun sahasını katvan çölüne kadar karahanlılara bırakıyor, fâik de semerkant valisi oluyordu. nâsır, 999 senesinde buhara'yı zaptederek, sâmânî hanedanı mensuplarını özkent'e götürdü. nâsır han, gazneli mahmud ile anlaşınca, ceyhun nehri iki devlet arasında sınır kesildi. ayrıca mahmud han, aralarındaki dostluğu güçlendirmek için nâsır'ın kızı ile evlendi. nâsır, sâmânîlerin bütün mirasına konmak ve horasan'ı ele geçirmek istiyordu. bu yüzden gazneli mahmud'un hindistan seferinden faydalanarak iki koldan horasan'a girdi ise de yenildi. hânedan mensubu hotan hâkimi yusuf kadır han'dan yardımcı kuvvet alıp, gazneliler'e karşı yeniden askerî harekâta geçti. 1006 senesi ocak ayının beşinde, sultan mahmud'a mağlup oldu. bu başarısızlık, karahanlılar arasında aile kavgalarına yol açtı. nâsır, bağımsızlığını ilan etmek istedi. nâsır'a karşı, büyük kağan ahmed han, gazneli mahmud'a başvurduysa da, nâsır bin ali, 1013 yılında vefat etti. yerine, arslan ilig unvanıyla, kardeşi mensur bin ali geçti. büyük kağan ahmed arslan han'ın hastalığında, kendisini büyük kağan ilan eden mensur han, kardeşi muhammed'e de arslan ilig unvanını verdi.

    ahmed arslan han, ortak kağan yusuf kadır han ve ali tigin ile birlik olup, hânedanlık kavgasına son vermek için harekete geçti. ali tigin, mensur'a esir düştü. yedisu bölgesine yapılan seferde düşmana karşı, hasta yatağında mücadele eden arslan han, balasagun'a sekiz günlük mesafede, yüz bin çadırdan fazla gayrimüslim göçebeyi mağlup etti. turfan'a kadar takip ederek ülkesini korudu. ahmed han, bu seferden dönüşünde 1017'de vefat etti.

    ahmed han'dan sonra büyük kağan olan mensur arslan han ise, 1024 senesinde kendi isteği ile saltanatı yusuf kadır han'a bıraktı. bu sırada selçuklular'dan yardım alan ali tigin, buhara'yı zaptetti. yusuf kadır han'a karşı, kardeşleri ahmed ve ali birleştiler. ii. ahmed, kendisini 1014'te muizüddevle lâkabıyla büyük kağan ilan etti. kardeşi ali ise, arslan ilig oldu. ii. ahmed arslan han; balasagun, hocend, ahsikas, fergana ve özkent'e hakim oldu. yusuf kadır han, gazneli mahmud ile görüştü. iki müslüman türk devleti arasında dostluk bağları, evlenme yoluyla da kuvvetlendirildi. bu görüşmede, karahanlıları ilgilendiren meselelerin yanısıra, arslan bin selçuk ve emrindeki oğuzların da horasan'a nakledilmesi hususunda karara vardılar. sultan mahmud, bir fırsatını bulup, arslan bin selçuk'u yakalattı ve hindistan'da kalincâr kalesine hapsettirdi. bu sırada ali tigin, bozkırlara kaçtı ve mahmud'un ülkesine dönmesi üzerine tekrar buhara ve semerkand'a hakim oldu. yusuf kadır han'ın 1032 yılında vefatıyla, oğulları süleyman, arslan han; muhammed de buğra han unvanlarıyla, devletin idaresini ele aldılar. bu sırada ali tigin de mâverâünnehir'de kendisini tavgaç kara buğra hakan ilan etti.

    karahanlı hânedanı arasında kıyasıya devam eden mücadele sonucunda, 1042 yılında ülke kesin olarak ikiye ayrıldı. nâsır bin ali'nin oğullarından muhammed arslan, kara hakanlık mevkiinde büyük kağan; ibrahim de tavgaç buğra kara hakan unvanını alarak, batı karahanlılar devletini meydana getirdiler. yusuf kadır han'ın oğulları da, doğu karahanlı devletini idare ettiler.

    doğu karahanlılar devleti

    karahanlı devleti ikiye ayrılınca; büyük kağan unvanıyla, şerefüddevle lâkaplı ebû şüca süleyman bin yusuf, merkezi balasagun ve kaşgar'ı kendine bırakıp, kardeşlerinden buğra han muhammed'e, taraz ile isficab'ı, mahmud'a ise arslan tigin unvanıyla ülkenin doğusunu verdi. 1043 yılında yapılan aile toplantısında ayrıca, eski büyük kağan ii. ahmed han'a da mâverâünnehir, mülk olarak verildi. fergana'nın bir kısmı zaptedilerek, bulgar ile balasagun arasında yaşayan, on bin çadırdan meydana gelen türkler, 1043 senesi güzünde, topluca islâmiyet'i kabul etti.

    islam dininin esaslarına sıkıca bağlı, âdil bir hükümdar olan süleyman han, ilim âşığı ve âlimlerin koruyucusuydu. 1056'da kardeşi ortak kağan buğra han, büyük kağan süleyman han'la anlaşmazlığa düştü. muhammed han, süleyman han'ı hapsettirip, büyük kağanlığını ilan etti. on beş ay hükümdarlık yapan muhammed han, mevkiini büyük oğlu hüseyin'e bıraktı. hüseyin han'ı, kardeşi ibrahim tahttan indirtip, 1057'de büyük kağan oldu. ibrahim han, 1059'da, hânedandan yınal tegin tarafından öldürülünce, tuğrul kara han unvanlı mahmud bin yusuf başa geçti. mahmud han (1059-1074, ortak kağan tabgaç buğra kara han ve hasan bin süleyman, kaybedilen toprakları geri almak için harekete geçtiler. 1068 yılında iki taraf arasında yapılan antlaşma ile, seyhun hudut kesilerek, fergana, doğu karahanlılara bırakıldı. 1074'te mahmud han'ın yerine, oğlu ömer geçti ise de, ancak iki ay hükümdarlık yapabildi. büyük kağan olan buğra han hasan bin süleyman (1074-1103) devrinin ilk yıllarında; buge budraç kumandasındaki yabaku ve basmılların da aynı safta olduğu yedi yüz bin düşmana karşı, ömer bin mahmud kumandasındaki kırk bin müslüman askeriyle, büyük bir zafer kazanıldı.

    büyük selçuklu sultanı melikşah (1072-1092), 1082'de mâverâünnehir'i zaptedip özkent'e gelince, doğu karahanlı hükümdarı hasan han, onun hakimiyetini tanıdı. hasan han'dan sonra oğlu ahmed (1103-1128), hükümdar olup, abbasî halifeliği ile münasebetlerde bulundu. halife mustahzırbillâh (1094-1118), ahmed han'ın istediği beratı verip, ona "nûruddevle" demiştir. 1128'de karahıtayları, kaşgar kenti yakınlarında mağlup eden ahmed han, onların batıya doğru ilerlemelerini durdurdu.

    ahmed han'dan sonra 1128'de hükümdar olan oğlu ibrahim, karahıtaylardan yardım alarak, rakiplerini yendi. karahıtaylar, ii. ibrahim han (1128-1158) devrinde balasagun'u zaptedince, merkez, kaşgar'a taşındı. karahıtaylar, kendilerine isyan eden karluklar'ın üzerine onu gönderdi. 1158'de de, öldürülen ii. ibrahim han'ın yerine oğlu arslan han ünvanlı muhammed ve sonra da torunu ebü'l-muzaffer yusuf geçti. yusuf han, 1205'te vefat ettiği sırada, oğlu ebü'l-feth muhammed, karahıtaylı kür han'ın yanında rehin bulunuyordu. nayman devleti kurucusu küçlük tarafından 1207'de kurtarılan ebü'l-feth muhammed, daha sonra kaşgar'a gönderildi. ancak, kaşgar'a varmadan, şehirdeki beyler tarafından yolda öldürüldü (1211). bu durum, küçlük'ün, karahanlı merkezini işgal edip, katliâm yaptırmasına sebep oldu.

    hânedanlık içi mücadele neticesinde bölünen doğu karahanlılar, moğol naymanlarca işgal edilerek, hakimiyetlerine son verildi. böylece türk milletine ve islâm'a büyük hizmetleri olan doğu karahanlılar devleti, tarihe karıştı.

    batı karahanlılar devleti

    karahanlı devleti ikiye bölününce, batı karahanlı hanlığı, mâverâünehir ve hocend'e kadar batı fergana'yı içine almaktaydı. büyük kağanın merkezi, önceleri özkent, sonraları semerkand oldu.

    bu devletin ilk hükümdarı i. muhammed han, 1052 senesinde vefat edince yerine kardeşi ortak kağan izzü'l-umma ebu ishak ibrahim tavgaç han geçti. tavgaç ibrahim han, doğu karahanlılardan şaş, ilak gibi hudut şehirleri ile fergana'nın bir kısmını aldı. ibrahim han, âlim olup, iyi bir hükümdardı. devletin idaresi için lüzumlu kanunları tanzim edip, hırsızları tamamen ortadan kaldırdı. ahalinin menfaatlerini koruyup, piyasayı düzeltti. âlimlerin sohbetinde bulunup onların tasvibini almadan kanun koymadı. ibrahim han, ortak kağanken, devlet aleyhinde faaliyetlerde bulunan ismailîleri, dâhiyane bir siyasetle ortadan kaldırdı.

    ibrahim han'dan sonra, oğlu şemsü'l-mülk nasr hükümdar oldu. şaş ve tünhas hakimi şuayb, yeni hükümdara isyan etti. nasr han, bu isyanı bastırdı. bu karışıklıktan faydalanan doğu karahanlılar, ibrahim han'ın zaptettiği yerleri geri almaya çalıştılar ise de, bu mücadele bir antlaşma ile sona erdi. daha sonra i. nasr han, selçuklular tarafından zaptedilen yerlerin alınması için bir hareket başlattı. fakat melikşah'ın semerkand'a gelmesiyle sulh yapılıp, akrabalık tesis edilerek meseleler halledildi. nasr han da, âlimlere hürmet edip, ilim merkezleri inşa ettirdi. ticaretin gelişmesi için sosyal hayatın bütün lüzumlu müesseselerini içine alan iki ribat yaptırdı.

    1080 senesinde nasr'ın vefatı üzerine, oğlu ebu şüca hızır hükümdar oldu. hızır han'ın saltanatı bir yıl kadar sürdü. yerine geçen ahmed han devrinde ulema ile hükümdar arasında bir anlaşmazlık oldu. bu sırada, selçuklu sultanı melikşah, önce buhara'yı sonra da semerkand'ı zaptetti ve ahmed han'ı özkend'de esir alıp isfahan'a götürdü. bunun sonucu, karahanlı ordusunun temelini teşkil eden çiğil türklerinin kumandanı yakub bin süleyman, semerkand'a davet edilip hükümdar ilan edilerek, selçuklulara karşı bir ayaklanma başlatıldı. bunun üzerine melikşah, ikinci defa semerkand seferine çıktı. bu sefer sonunda karahanlı devleti, selçuklulara bağlandı. karahanlı devlet adamları, mesud bin muhammed'i hükümdarlığa getirdi.

    birinci mesud'un hükümdarlığı devrine ait bir bilgi yoktur. mesud han'dan sonra, selçuklu sultanı berkyaruk, arka arkaya üç hükümdar tayin etti. bunlardan üçücüsü olan cebrâil han, selçuklu şehzadeleri arasındaki saltanat kavgalarından faydalanarak, horasan'ı ele geçirmek istedi. bu sırada horasan valisi olan sencer, tirmiz şehri için yapılan savaşı kazandı ve cebrâil han'ı esir alıp, 1102'de idam ettirdi. bu zaferden sonra sultan sencer, mâverâünnehir'i yeniden teşkilatlandırdı. karahanlı sülalesinden olup, selçuklu sarayında büyüyen yeğeni muhammed bin süleyman'ı arslan han unvanıyla semerkand'da büyük kağan ilan etti. dayısı sultan sencer'in yardımıyla isyanları bastıran ii. muhammed han, düşmanlarına karşı seferler düzenledi. ii. muhamed han, saltanatının son zamanlarında felç oldu. çıkan iç isyanları bastırmak için selçuklulardan yardım istedi. fakat yardım gelmeden isyanı bastırınca, selçuklu yardımını geri çevirdi. bu durum, sultan sencer'i kızdırdı. 1130 senesinde semerkand'a gelen sultan sencer, muhammed han'ı merv'e götürdü. muhammed han, 1132'de orada vefat etti.

    sultan sencer, muhammed han'ın ölümünden sonra batı karahanlı tahtına sırasıyla, ebü'l-meâlî el-hasan bin ali, ebu muzaffer ibrahim bin süleyman ve mahmud bin muhammed'i tayin etti. ii. mahmud han, karahıtaylar'la 1137 senesi yazında hocend yakınında yaptığı muharebeyi kaybedip semerkand'a çekildi. karluklar ile ülke içinde anlaşmazlık çıkıp, sultan sencer'den yardım isteyince, karluklar da karahıtaylara müracaat etti. sultan sencer ve ii mahmud han, 8 eylül 1141 tarihinde katvan muharebesi'nde karahıtaylara yenilip, horasan'a çekildiler. karahıtaylar, bütün mâverâünnehir'i istila edip, mahmud han'ın kardeşi ortak kağan tavgaç buğra han ibrahim bin muhammed'i büyük kağan ilan ettiler. iii. ibrahim han, karluklar ile anlaşmazlığa düşünce, buhara yakınlarındaki kallabâz muharebesinde öldürüldü. yerine geçen oğlu mahmud han, horasan'a çekildi ve vefatına kadar orada kaldı. sultan sencer'in ölümünden sonra oğuzlar, ii. mahmud han'a hükümdarlık teklif ettiler. o, önce oğlu muhammed'i gönderdiyse de, bir süre sonra oğuzların hükümdarı oldu. sultan sencer'in eski kumandanlarından nişabur valisi müeyyeddevle ayaba, 1163 yılında horasan'ı ele geçirmek arzusuyla hareket edip, ii. mahmud han ve oğlu muhammed'i esir alarak gözlerine mil çektirip hapse attırdı. baba-oğul, 1164 senesinde hapisteyken vefat ettiler. ii. mahmud ve iki oğlunun hapiste vefatları ile, karahanlılar'ın hâkimiyeti ali tegin'in soyundan gelenlere geçti.

    iii. ibrahim han'a halef olan ali tegin ailesinden ali bin hasan, karluklar ile mücadele edip, reisleri paygu han'ı öldürterek, onları iskâna mecbur ve askerlikten men etti. fakat bu hareketi isyanlara sebep oldu. ülkedeki isyanları buhara'daki hanefî âlimi muhammed bin ömer'in vasıtasıyla yatıştıran ali han, 1160 senesinde vefat edince, yerine kardeşi ebü'l-muzaffer mesud bin hasan geçti. ii. mesud han, iç işlerini düzene soktu. sarayını âlim ve şairlere açıp ilmin hâmisi oldu. 1178 yılında vefat eden ii. mesud han'ın yerine kardeşi fergana hâkimi hüseyin bin hasan'ın oğlu ibrahim bin hüseyin hükümdar oldu. önce feryun'da, sonra da semerkand'da hüküm süren iv. ibrahim han, nuretüddünya ve'd-dîn kılıç tavgaç küç arslan han unvanlarıyla büyük kağan oldu. onun vefatıyla yerine oğlu 1204 senesinde büyük kağan oldu. osman han, tedbirli bir insandı. önce karahıtaylara tâbi olmasına rağmen, müslüman gurlular'ın, moğollar tarafından yok edilmesini engellemek için gayret sarf etti. karahıtaylı saldırısına karşı muhammed harezmşah ile iyi ilişkiler kurdu. muhammed harezmşah'ın kızı ile evlenip, âdet olduğu için bir yıl harezm'de kaldı. 1211 senesinde semerkand'a dönen osman han, karahıtaylar'ın gücünden çekinerek onlarla ittifak kurdu. bu hareketi, muhammed harezmşah'ın mâverâünnehir'i almasına sebep oldu. yakalanan osman han, idam olundu (1212). osman han'ın ölümü ile, batı karahanlı devleti sona erdi.

    fergana kağanlığı

    1141 yılında batı karahanlı devleti, karahıtaylar'ın istilasına uğrayınca, fergana'da merkezi özkend olmak üzere müstakil bir karahanlı devleti kuruldu. ilk hükümdarı, gelâleddünye ve'd-dîn hüseyin bin hasan olup, fergana kağanları, türkçe tuğrul kara hakan unvanını taşırlardı. unvanlarında türk kelimesi de kullanan fergana kağanlığı, 1211 veya 1212 senelerinde, muhammed harezmşah'ın tâbiiyetine girdi.

    karahanlı devleti, daha ilk kuruluş yıllarında, tarihî türk devlet idaresi geleneğine uygun olarak iki büyük idarî kısma bölündü. bunlardan doğuda kalan kısmın başında hakan bulunur ve her türlü idarî yetkiyi elinde bulundururdu. batı kısmını ise hakanın hükümranlığı altında, aynı aileden bir han, ona bağlı olarak idare ederdi. karahanlı devlet teşkilatında, bu büyük ve ortak kağanın yanında, hanedana mensup dört alt kağan ile altı hükümdar vekili vardı. rütbeler, kademe kademe yükselme esasına göreydi. her rütbenin değişebilen unvanları olurdu. türkçe unvanların değişmesine rağmen, islâmî unvanlar değişmezdi. hükümdar vekilleri, irken, sagun, inanç unvanlarını taşırlardı. hükümdarların yanında "yuğruş" denilen bakanlar kurulu bulunurdu. yüksek devlet memuriyetlerinde, başkumandana "subaşı", maliye bakanına "ağıcı", saray hâcibine "tayangu" veya "bitikçi" denirdi.

    karahanlılar'da ordu: selçuklular'da olduğu gibi başlıca dört ana bölümden meydana gelirdi. bunlar, saray muhafızları, hâssa ordusu, hanedan mensupları ile valiler ve diğer devlet adamlarının kuvvetleri, devlete bağlı türk teşekküllerine mensup kuvvetlerdi.

    kültür ve medeniyet: türk an'anesine göre kurulan karahanlı devleti, 10. asırda islâmiyet'i kabulüyle, ilk islâmî türk eserlerini meydana getirdi. hakanî türkleri adını taşıyan karahanlılar, türkler'in millî kültür ve sanat geleneğini ve istidadının güçlü özelliklerini bütünüyle islâm'a adayıp bu ilham ile yeni bir üslubun kurucusu oldular. karahanlı hükümdarlarının ilme hayranlığı, âlimlere saygısı ve onları korumaları neticesinde türkistan, mâverâünnehir şehirleri birer medeniyet, kültür beşiği haline geldi. doğu karahanlılar devrinde balasagunlu yusuf has hâcib, kutadgu bilig; kaşgarlı mahmud, dîvanü lügati't-türk, imam-ı ebü'l-fütuh abdülgafur tarih-i kaşgar adı ile, türk dili, edebiyatı, kültürü ve tarihi için çok mühim eserler yazdılar.

    büyük islâm hukukçu ve âlimleri, karahanlılar zamanında yetişti. bunlardan bazıları şunlardır: burhâneddin mergınânî, şemsü'l-eimme serahsî, şemsü'l-eimme hulvânî, ebu zeyd debbûsî, fahrü'l-islâm pezdevî, sadrüşşehîd, kâşânî, ömer nesefî, sirâcüddîn uşî.

    şâh-i türkistan denilen ahmed yesevî hazretleri, islâm dininin göçebe türkler arasında yayılmasına hizmet etmiş olup, bugün bile, rusya, bulgaristan, çin ve iran'daki türklerin türklüklerini ve islâmlıklarını korumalarında tesiri vardır.

    türklerin şehir hayatına geçişi karahanlılar devrinde başladığından, şehircilik ve mesken mimarisi gelişti. buhara, fergana, merv, semerkand, tirmiz ve ürgenç'te birçok mimarî eser yapıldı. türkistan'da ağaç ve taş az olduğundan karahanlılar, eserlerini genellikle kerpiç ve tuğladan yaparlardı. mescid ve hayır külliyeleri çok yaygındır. çok kubbeli mescidlerin sütunları tahtadan, yuvarlak veya çok köşeli; minareler ise pişmiş tuğladan yapılırdı. kerpiç ve tuğladan köşe pâyeli, yazı şeritli, örgülü eserler yapıldı. duvarları çiğ tuğladan örülüp, üstü tezyin edilip, kaymak taşı sıvası ile veya çeşitli şekillerde kesilmiş süslü, oymalı, kabartmalı, çizgili kiremitler ile kaplanıyordu. cilâlı ve sırlı tuğla ve cam tezyinatın getirdiği koyu mavi ve yeşil renkler ve parlak satıhlar, karahanlı eserlerinin hususiyetleridir. saraylar, arklı ve havuzlu bahçeler ve korular içine yapılırdı. karahanlılar devrinde mescid, cami, türbe, külliye, kervansaray, saray, kale, köprü ve hamamlar yapılmıştır. camilerin sadece minareleri günümüze ulaşabilmiştir. türk hat sanatı, karahanlılar ile başladı. kûfî, sülüs gibi yazı türleri ile kur'an-ı kerîm ve hadis kitapları itina ile yazılıp, saklandı.

    http://www.dallog.com/devletler/karahanlilar.htm
  • doğu ve batı türkistanda 840-1212yılları arasında hüküm sürmüş olan bir müslüman-türk devletidir. uygur devletinin 840 yılında kırgızlar tarafından ortadan kaldırılmasından sonra başkentleri kaşgar olmak üzere kurulmuştur.o dönemde karahanlılarda kullanılan yönetim terimleri şu şekildeydi ;

    tegin: hükümdarın oğlu

    muhtesib: kadın

    tamgacı: mühürdar

    bitikçi: iç ve dış yazmalara bakan(karahanlı devlet yazı dili türkçe iken islam’a girmeyle birlikte farsça ve arapça’nın etkisi görülmeye başlanmıştır.)

    imga: taşradaki gelir-giderlere bakan(d.karahanlı’larda)

    amil: taşradaki gelir-giderlere bakan(b.karahanlı’larda)

    kökyuk: muhtar

    ekinci: ulaşım ve posta işlerine bakan

    kullanılan askeri terimler ise şunlardır:

    tura: kalkan, siper

    tutgak: atlı bölük

    tugrak: hakan tarafından savaşta askere verilen at
  • karluk, yağma, çiğil türklerini birleştiren bilge kül kadir han tarafından batı türkistan ve maveraünnehir bölgesinde kurulmuştur.
    satuk buğra han döneminde islamiyeti kabul etmeye başlamışlardır. 920'de satuk buğra han islamiyeti kabul ederek abdülkerim adını almıştır ve bundan sonra devlet tamamen müslüman olmuştur.

    karanlılar birçok ilke imza atmışlardır. örneğin türk tarihinde müslümanlığı kabul eden ilk devlet olduğu gibi asyada kurulan ilk müslüman devlettir, burslu öğrencilik uygulaması ilk kez karahanlılarda görülür, türk tarihinde ribat adı verilen ilk kervansarayları yapmışlardır. müslümanlığı kabul etmelerine rağmen milli benliklerini korumuşlar arap fars etkisine girmemişlerdir.
    (bkz: bilge kül kadir han)
    (bkz: abdülkerim satuk buğra han)
  • türkler arasındaki din savaşlarının taraflarından biri.

    karahanlılar "islam'ın askerleri" olarak "kâfir" burkancı (budist) uygurlar üzerine akınlar düzenlediler. 840'ta kırgızlardan yedikleri darbeden sonra doğu türkistan'a inerek burada şehir devletleri oluşturan uygurlar, karahanlı akınları ile yeni darbeler almaya devam ettiler.

    karahanlıların bu akınlarından birini anlatan ilginç bir şiir var. sadece son kıtasını buraya alacağım:

    kelginleyü aktımız
    kendler üze çıktımız
    furhan evin yıktımız
    burhan üze sıçtımız

    anlamını da, heceyi bozmamaya çalışarak şöyle verelim:

    sellercesine aktık
    kentler üstüne çıktık
    tapınakları yıktık
    buda üstüne sıçtık

    buradan absürt bir "bakınız" doğacak olsa idi herhâlde şöyle olurdu: (bkz: buda'nın üzerine sıçmak) (bkz: buda heykeline sıçmak)
  • arap ya da iran medeniyetlerinden coğrafi anlamda uzak olmaları onların şansı oldu belki de. iktidarları sırasında, onlardan çok az etkilendiler ve az çok göçebe türk kültürünü devam ettirdiler.
  • ilk yazili turk-islam eserlerini vermislerdir:

    yusuf has hacibin kutadgu biligi

    kasgarli mahmutun divan-i lugat-it turku

    ahmet yesevinin divan-i hikmeti

    edip ahmetin atabet-ül hakayiki gibi..

    bunlarin yaninda turk tarihinde ribat adi verilen ilk kervansaraylari, bimarhane adiyla da ilk hastaneleri karahanlilar kurmuslardir.. peki bu bilgiler gercek hayatta ne isimize yarayacak..
hesabın var mı? giriş yap